Burasının sana göre bir yer olmadığını biliyorum ve bu benim hatam değil. | Open Subtitles | أعرف ان هذا المكان لم يكن المكان المناسب لك، ولكن ذلك ليس خطئي |
Hey, bak bu benim hatam değil. Saçını örmeyi bıraktı. | Open Subtitles | أسمعي , إنه ليس خطئي لقد قص تسريحة ذيل الحصان |
Bilirsin, sadece bil diye söylüyorum, bu tamamıyla benim hatam değil tamam mı? | Open Subtitles | وأنت تعلم، ولعلمك فقط إن هذا ليس خطئي بالكامل |
10 ay sonra şartlı tahliyeyle serbest kalır. benim suçum değil. | Open Subtitles | إذا كان سيخضع للمراقبة مدة عشرة أشهر فالخطأ كله ليس خطئي. |
Suratının ormandaki her ağacın üzerinde olması benim suçum değil. | Open Subtitles | ليس خطئي أن وجهك موجود على كـل شجرة في الغـابة |
Biri yoldan çıktıysa bu benim suçum değil. | Open Subtitles | كنّ ذلك ليس خطئي إذا شخص ما يتهرّب من الخط |
Ayrıca, benim hatam değildi. Sorumlusu ben değilim. | Open Subtitles | إضافة إلى ذلك, هذا ليس خطئي أنا لست المسؤول |
Herkesin pastadan kendine pay istemesi benim hatam değil. | Open Subtitles | لو أي أحد أراد كريمة على فطيرته هذا ليس خطئي |
benim hatam değil, baba! Kızlarla çok popülerim. | Open Subtitles | إنّه ليس خطئي يا أبي فلديّ نجاحٌ كبير مع النّساء |
benim hatam değil güzel bir kıçın var. Ayrıca güzel gögüslerin. | Open Subtitles | أنه ليس خطئي, لديكي موخره رائعه وصدر جميل |
O şeylerin ne olduğunu görmek için çok iyi olman benim hatam değil. | Open Subtitles | ليس خطئي بأنك كنت جيدة لرؤية الأمور على طبيعتها. |
Ben Yarı Ölü Sendromu hastasıyım ve bu benim hatam değil. | Open Subtitles | انا اعاني من حالة الموت الجزئي وهذا ليس خطئي |
Çünkü topladığımız postlar hâlâ dışarıda yarım metre toprak ve karın altında duruyor ama benim hatam değil. | Open Subtitles | لأنّ تلك الجلود لا تزال هناك في ذلك المكان.. لابدّ أنّها مغطّاة بالتراب و الثلوج لكنّها هناك، و هذا ليس خطئي |
Yaşlanman benim suçum değil. | Open Subtitles | ليس خطئي أنّك تقدمتِ في العمر، ممّا تشتكين؟ |
Elindekinin değerini bilemeyecek kadar tembel birisi olman benim suçum değil. | Open Subtitles | إنه ليس خطئي أنك كسول و قطعة من القذارة لا تقدر ما لديها |
Bir şeyler sürekli yoluma çıkıyor. benim suçum değil ki. | Open Subtitles | حسنا، العديد من الأشياء قد وقعت في طريقنا هذا بالتأكيد ليس خطئي |
benim suçum değil. Bunu ben istemedim ya. Sadece... | Open Subtitles | مهلاً, هذا ليس خطئي ,أنا لم اطلب ذلك, انها فقط |
Eğer kalabalık bunu anlayamadıysa benim suçum değil. | Open Subtitles | إذا لم يتمكن الجمهور من فهم ذلك، فهذا ليس خطئي. |
Herkesin peşimde olması benim suçum değil. Yanlış bir şey yapmadım ki sonuçta. | Open Subtitles | ليس خطئي أن يسعى الجميع خلفي الأمر ليس كما لو كنت فعلت شيئا خاطئًا |
benim hatam değildi. Duygusal olarak korkmuş durumdaydım. | Open Subtitles | ليس خطئي مع الانفعال لم استطع التصفير |
Benim suçum değildi, Charley. | Open Subtitles | انه ليس خطئي شارلي |
Suç bende değil. Bu at vahşi olduğu için düştüm. | Open Subtitles | هذا ليس خطئي أنه بسبب هذا الحصان |
Ona benim hatam olmadığını söyle. | Open Subtitles | أخبريه بأنه ليس خطئي |