Ve çocuk tutukeviydi hapishane değil. | Open Subtitles | لقد كان مركز إعادة تأهيل الأحداث، ليس سجناً |
Hatırlatırım, orası bir hastane, hapishane değil. | Open Subtitles | فَر ّمن الباب الخلفي أثناء وقت الزيارة فلتعلموا أن هذا مستشفى و ليس سجناً |
Burada parmaklık yok. Burası hapishane değil. | Open Subtitles | ليس هناك قضبان هنا هذا ليس سجناً |
hapishane değil. "Yeniden eğitim merkezi." | Open Subtitles | ليس سجناً, بل مركز إعادة تثقيف |
Korkutucu olduğunu biliyorum ama burası bir hapishane değil. | Open Subtitles | انه شئ مخيف، أعرف لكن هذا ليس سجناً |
Hayır, hapishane değil. Açık büfe. | Open Subtitles | لا، ليس سجناً يا بني، إنه مخزن للأكل. |
Burası hapishane değil. Bir sürü yer var. | Open Subtitles | هذا ليس سجناً المكان واسع هنا |
Burası bir hapishane değil. | Open Subtitles | حسناً, هذا ليس سجناً |
- Burası hapishane değil. | Open Subtitles | - هذا ليس سجناً |
- Burası bir hapishane değil, Cal. | Open Subtitles | "إنه ليس سجناً " كال |
Benim evim hapishane değil. | Open Subtitles | بيتي ليس سجناً |
Burası bir hapishane değil. | Open Subtitles | هذا ليس سجناً |
Emeklilerden oluşan bir cemiyet. hapishane değil. | Open Subtitles | و ليس سجناً |
Burası hapishane değil ki. | Open Subtitles | انه ليس سجناً. |