Bana saygı duymak zorunda değilsin, ama seni korumamıza izin verceksin. | Open Subtitles | ليس عليكي أحترامي، و لكن عليكي أحترام والدك و هذا هو الذي سيحميكي |
Onlara verecek kişi sen olmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس عليكي ان تكوني الشخص الذي يعطيهم إياه |
Bir çoğundan daha iyiyim. Sürekli bu kadar acımasız olmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | انا ابذل وسعي اكثر من المعتاد ليس عليكي ان تكوني بلا رحمه طوال الوقت |
"...evlenmek zorunda değilsin. O adam seni sigortan değil." Ben de ilk uçakla adadan ayrıldım. | Open Subtitles | ليس عليكي أن تبقي معه, فهذه العلاقة ليست مؤمنه , ولذلك غادرت على أول طائرة من الجزيرة |
Eğer istemiyorsan onu bir daha görmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس عليكي رؤيتها ثانية اذا لم تكوني تريدين ذلك |
Ceketi giymek zorunda değilsin, Sadece şunu giy... | Open Subtitles | ليس عليكي أن ترتدي السترة الرياضية فقط أرتدي.. |
Hazır oluncaya kadar radikal kararlar vermek zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس عليكي إتخاذ اي قرارات كبيره حتى تصبحي مستعده |
Bana tekmil vermek zorunda değilsin, Helen. | Open Subtitles | ليس عليكي أن تفسري لي يا هيلين |
Bana sormak zorunda değilsin, biliyorsun. | Open Subtitles | ليس عليكي أن تطلبي مني كما تعلمين |
Bana her gün yemek getirmek zorunda değilsin. Hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | ليس عليكي أن تحضري لي الغداء كل يوم |
Sharona! Söylediğim hiçbir şeye inanmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | شارونا ، ليس عليكي أن تصدقي أيا مما قلت |
Gelmek zorunda değilsin. Geride kalabilirsin. | Open Subtitles | ، ليس عليكي أن تأتي بإمكانك التنحي |
- Etmek zorunda değilsin. - Bilmiyorum. | Open Subtitles | تعلمين انه ليس عليكي ذلك لا اعلم |
- Gururum okşandı fakat... - Şimdi cevap vermek zorunda değilsin. | Open Subtitles | ...حسنا، أنا أشعر بالاطراء، ولكن - ليس عليكي الرد الآن - |
Bunu imzalamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | أنظري .. ليس عليكي أن توقعي هذا الشيء |
- Yapmak zorunda değilsin... | Open Subtitles | سوف يكون الألم مبرحا ليس عليكي |
- Yapmak zorunda değilsin... | Open Subtitles | سوف يكون الألم مبرحا ليس عليكي |
Bir şey yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس عليكي أن تفعلي أي شيء |
Gitmek zorunda değilsin. Boş ver! | Open Subtitles | ليس عليكي الذهاب |
Lütfen, açıklamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | رجاء , ليس عليكي ان تشرحي |