"ليس قوياً" - Translation from Arabic to Turkish

    • güçlü değil
        
    • sağlam değil
        
    • kuvvetli değil
        
    • sert değilmiş
        
    • güçlü değildi
        
    Onun omurgası zarar görmeden sizin tarafınızdan yakalanması için yeterince güçlü değil. TED العمود الفقري ليس قوياً لكي تلتقطها من دون احداث ضرر
    Bu, silahlarla değil, inançla yapılan bir savaş... ve senin inancın yeteri kadar güçlü değil. Open Subtitles إنها معركة إيمان .. وإيمانك ليس قوياً بما يكفي
    Zavallı beyaz çocuk çok güçlü değil. Open Subtitles الفتى الأبيض المثير للشفقة ليس قوياً للغاية.
    Yeni perçinledim. Çok da sağlam değil. Open Subtitles لقد رقّعت التـابوت فقط إنـه ليس قوياً بشكل كـاف
    Sahte kalıp asıl üretimi yapacak kadar sağlam değil, yani muhtemelen kırılır. Open Subtitles القالب الزائف ليس قوياً بما يكفي للقيام بدورة فعلية، لذلك سينكسر على الأرجح.
    Bu sadece lidocaine. Yeterince kuvvetli değil. Open Subtitles هذا ليدوكائين ، وهو ليس قوياً كفاية
    John bunu atlatabilecek kadar güçlü değil. Open Subtitles ان جون ليس قوياً كفاية ليتحمل هذا
    O kadar da güçlü değil. Öyle olsa çoktan ölmüştün. Open Subtitles إنه ليس قوياً كفاية لكنت ميت الأن
    Çok güçlü değil, ama çabuk öğreniyor. Open Subtitles , ليس قوياً الآن لكنهُ سريع التعلّم
    Ama düşündüğü kadar güçlü değil. Open Subtitles ولكنه ليس قوياً كما يعتقد نفسه
    Belki de tanrınız sandığınız kadar güçlü değil. Open Subtitles ربما إلهكِ ليس قوياً كما تظنين
    Bedenin bıçağın gücünü alacak kadar güçlü değil. Open Subtitles جسدك ليس قوياً بما فيه الكفاية "ليستوعب قوة "النصل
    Sihrin ölüyü uyandıracak kadar güçlü değil. Open Subtitles سحرك ليس قوياً بما يكفي لإحياء الموتى.
    Belirsiz Bir aileye verilmek için yeterince güçlü değil henüz. Open Subtitles ليس قوياً بعد بما يكفي لتتبناه عائلة
    Vakuma dayanacak kadar güçlü değil, güven bana. Open Subtitles ليس قوياً كفاية للعمل في الفضاء، ثقي بي
    Kalıplar henüz betonu tutacak kadar sağlam değil. Open Subtitles السطح ليس قوياً كفايه لحمل الخرسانة.
    Bu tekne gerektiği kadar sağlam değil William Blake. Open Subtitles هذا القارب ليس قوياً بما يكفي يا (وليام بليك)
    Bu tekne gerektiği kadar sağlam değil William Blake. Open Subtitles هذا القارب ليس قوياً بما يكفي يا (وليام بليك)
    Yani o kadar kuvvetli değil. Open Subtitles هذا يعني أنه ليس قوياً
    O kadar da sert değilmiş. Ufak bir maymuncuk yakaladık. Open Subtitles إنه ليس قوياً للغاية كن مطيعاً، أيها القرد الصغير
    İyi haber, radyo iletişimi çok güçlü değildi. Open Subtitles الخبر الجيد هو الإرسال في المذياع ليس قوياً جداً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more