"ليس كثيرا" - Translation from Arabic to Turkish

    • Çok değil
        
    • Pek değil
        
    • fazla değil
        
    • Pek sayılmaz
        
    • Pek bir şey yok
        
    • Pek bir şey değil
        
    • Çok bir şey değil
        
    • Fazla bir şey değil
        
    - Ama öyle. 1. suçta, kabak karının başına patlayacak ama Çok değil. Open Subtitles المخالفة الاولى سندعو زوجتك لتشرب معنا العصير ليس كثيرا حيث انة مضر للقلب
    Evet, Çok değil, ama fazlasına da ihtiyacım yok. Open Subtitles نعم ، ليس كثيرا ، لكنني لا تحتاج إلى الكثير.
    Amira restorandaki garsondan Pek değil ama arabandan çok etkilendi. Open Subtitles اعجبت اميرة بسيارتك كثيرا خادم ركن السيارات بالمطعم ليس كثيرا
    Pek değil. Kiracı müşterilerimiz bizi aramadıkça, onları rahatsız etmeyiz. Geldik, 8700 numaralı süit. Open Subtitles ليس كثيرا ، لأنه اذا لم يهاتفنا الزبون لا نتدخل لأننا نحفظ السرية والخصوصية هانحن بالجناح رقم 8700
    fazla değil. Ama ne olursa olsun Nyah başının çaresine bakar. Open Subtitles ليس كثيرا , ولا يهم ما يحدث سوى أن عليها أن تحذر من نفسها
    Pek sayılmaz. Open Subtitles هل تريدين بعضها ؟ لا , ليس كثيرا
    Mutantları ağaçlık sınırına çekmeye çalış. Çok değil, ama sana bir şans verebilir. Open Subtitles ابدأ بإصابة الوحوش من خط الأشجار ليس كثيرا, ولكن ربما تعطيك فرصة
    Ama Çok değil, belki sonunda ortada buluşuruz. Open Subtitles ولكن ليس كثيرا اذا , ربما نتقابل فى المنتصف ؟
    Kibir Joe Six-Pack'ı cezbetmez. Parla ama Çok değil. Open Subtitles مع الرجل النموذجي ، كن ألمعيا و لكن ليس كثيرا
    Biraz daha farklı ama, Çok değil. TED مع قليل من الاختلاف ولكن ليس كثيرا
    Evet, yalan söylüyorum. Ama o kadar da Çok değil. Open Subtitles نعم, انا اكذب, ولكن, ليس كثيرا
    - Çünkü o zaman onları görüyorsun. - Çok değil. Hemen hemen hiç. Open Subtitles لأنك كنت تراهم ليس كثيرا نادرا
    Hayır, Pek değil. Aslında her zaman olan bir şey. Open Subtitles لا لا ليس كثيرا بالحقيقة هذا يحدث دوما
    Seni, seni, seninle şu anda telefonla konuşuyorum, ...yarın yemek yiyeceğiz, o yüzden Pek değil, ama... diğer kişiler, bir daha asla göremeyeceğim kişiler. Open Subtitles أنت ، أنت ، أنا أتحدث لأحدهم عبر الهاتف الآن و سأتناول طعام العشاء مع بعضهم غدا لذا ليس كثيرا ، لكن أشخاص آخرين ، أشخاص لن أراهم مجددا
    - Pek değil. - Sutton iyi mi? Open Subtitles ـ ليس كثيرا ـ هل هي علي ما يرام؟
    Hayır. Pek değil. Open Subtitles لا، ليس كثيرا ً
    - Çok fazla değil. Transkriptine baktım. Open Subtitles ـ ليس كثيرا جدا ـ أنا راجعت سجلك المدرسي
    Çok fazla değil ama yine de iyi. Ayrıca şimdiye kadar hipnoz yeteneğim... Open Subtitles اعرف ان هذا ليس كثيرا ولكنه رائع وبما يخص قدرة التنويم
    Pek sayılmaz. Bir süreliğine evhamlanmasını sağlıyoruz hepsi bu. Open Subtitles ليس كثيرا سوف نجعله قلقا لفترة
    Bakacak Pek bir şey yok. Open Subtitles بطاقات بريدية ، قصاصات أخبار ، ليس كثيرا للإستمرار
    Bu üzerinde çalışmak için Pek bir şey değil. Open Subtitles هذا ليس كثيرا للإستمرار فيه
    Hiçbir şeyinin olmaması, Ellis, Çok bir şey değil. Open Subtitles ليس لديك شيء أخر,أليس هذا ليس كثيرا
    Fazla bir şey değil. Belki oyunculuk kursuna giderim. Open Subtitles ‫ليس كثيرا ‫ربما أذهب إلى ورشة عملي للتمثيل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more