"ليس لديك شيء" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir şey yok
        
    • hiçbir şeyin yok
        
    • hiçbir şey yok
        
    • bir şeyiniz yok
        
    • birşeyin yok
        
    • bir şeyin yok mu
        
    • hiç bir şeyin yok
        
    • Sen hiçbir şeysin
        
    • elinde hiçbir şey
        
    Dalış sandalyesi ölüm cezasıdır. Bunu biliyorsun. Onun için yapabileceğin bir şey yok. Open Subtitles إن سقوط الجذع هو جملة الموت، أنت تعلم هذا أنت ليس لديك شيء لفعله من أجلها
    Biliyorsun, bana yaklaştığını öğrenmen seni öldürür ve halen bunu gösteren bir şey yok elinde. Open Subtitles لا بد أنهيقتلك أنك اقتربت مني و ليس لديك شيء لتتباهى به
    Burayı tamamen taradık. hiçbir şeyin yok. Open Subtitles لقد مشّطنا هذا المكان، ليس لديك شيء هنا..
    Kazan ya da kaybet, bunu üniversite başvuruna koyuyoruz çünkü sahiden hiçbir şeyin yok. Open Subtitles حسناً، سواء فزت أو خسرت سنضع ذلك في نموذج تقديمك للجامعة لأن ليس لديك شيء حرفياً
    "Elinde hiçbir şey yok, o yüzden git de kendi paranı bas. " Open Subtitles ليس لديك شيء قادم , فعليك أن تكبر وتجني أموالك الخاصة
    Ben... Yayınlayacak kadar bilginiz var. Korkacak bir şeyiniz yok. Open Subtitles لديك ما يكفى لنشره,ليس لديك شيء لتخاف منه
    Kliman nerede? Sürüş kontrol, GPS Hiç birşeyin yok. Open Subtitles أين موزع الهواء, وأين نظام الملاحه, ليس لديك شيء على الإطلاق
    Peki söyleyecek bir şeyin yok mu? Open Subtitles إذاً ، ليس لديك شيء لتقوله ؟ مهلاً مهلاً ، لا تقم بذلك
    Bu konuda söyleyecek hiç bir şeyin yok, çünkü ben senin patronunum. Open Subtitles انت ليس لديك شيء لتقولة حول الموضوع لاني مديرك
    Sen hiçbir şeysin, Millwall, sadece küçük bir sürtüksün. Open Subtitles ليس لديك شيء إيها الوغد اللعين
    Tapınakta kalarak artık kazanabileceğin bir şey yok . Open Subtitles ليس لديك شيء تجنينه الآن من بقائك في الملجأ
    Müebbet birine verebileceğiniz hiç bir şey yok. Open Subtitles ليس لديك شيء تمنحه لرجل مسجون مدى الحياة.
    Annen iyi ya. Endişelenmen gereken bir şey yok. Open Subtitles أمك بخير، ليس لديك شيء لتقلق بشأنه
    Artık benimle ilgili elinde bir şey yok, buradaki işin bitti. Open Subtitles والآن ليس لديك شيء ضدي , لقد انتهيت هنا
    Burada yiyecek hiçbir şeyin yok! Open Subtitles ليس لديك شيء نأكله هناك
    Benim işime yarayacak hiçbir şeyin yok. Open Subtitles ليس لديك شيء تعرضه علي
    Bana söyleyecek, soracak hiçbir şeyin yok mu? Open Subtitles ليس لديك شيء لتقوله لي؟
    Ve şu anda hiçbir şeyin yok. Open Subtitles و الآن ليس لديك شيء
    - O zaman elinde hiçbir şey yok. Open Subtitles اذن ليس لديك شيء صدقني, لا احد يريدك ان تكون محقا
    Demek istediğim şikayet edeceğin hiçbir şey yok. Open Subtitles ما أقصده, ليس لديك شيء تشكو من أجله
    Ama müvekkilimi Russell Tanninger cinayetine bağlayacak bir şeyiniz yok. Open Subtitles لكن ليس لديك شيء لربط موكلي " بمقتل " راسل تانينجر
    Şu an satışı yapılan bir şeyiniz yok o zaman. Open Subtitles إذن، ليس لديك شيء في السوق، صحيح؟
    Saklayacak birşeyin yok. Benim de. Open Subtitles ليس لديك شيء لتخفينه، ولا أنا كذلك
    Madem hayatınla bu kadar mutlusun gecenin yarısı iş yerine dönüp bana gelip bağırmaktan başka yapacak daha iyi bir şeyin yok mu? Open Subtitles انت سعيد للغاية بحياتك بحيث انه ليس لديك شيء افضل لتفعله في منتصف الليل الا ان تأتي الى العمل لتصرخ في؟
    Gösterebilecek hiç bir şeyin yok, sadece boş vaatler. Open Subtitles ليس لديك شيء لتظهره فقط وعود جوفاء
    Sen hiçbir şeysin. Open Subtitles ليس لديك شيء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more