| - Çıkmaz yol! - Gidecek yer yok. Tuzağa düştük! | Open Subtitles | هو طريق مسدود ليس هناك مكان للهرب ، نحن محاصرون |
| Gördüğünüz gibi beni göndereceğiniz bir yer yok. | Open Subtitles | لذا ترى؛ ليس هناك مكان يمكن أن ترسلني الية |
| Çocuklar. Biriniz yukarı gelmeli. Hiç yer yok. | Open Subtitles | أيّها الرفاق، أن أحداً منكم سوف لن يغادر معنا لأن ليس هناك مكان. |
| Danny McGuire'ın yerinde has adamlara yer yoktur. | Open Subtitles | ليس هناك مكان لدي داني ماجوير لصورة كبيرة |
| Burada ırkçılığa yer yoktur. | Open Subtitles | ليس هناك مكان للتمييز العنصري هنا أنت مطرود |
| Köpüklendim ve gidecek bir yerim yok. | Open Subtitles | أنا محاط بالرغوة و ليس هناك مكان أذهب إليه |
| Yataktan başka oturacak yer yok. | Open Subtitles | ليس هناك مكان للجلوس هنا عدا هذا السرير اللعين |
| Biz, 50 Tatbikçi Elit'iz! Saklanacak yer yok! | Open Subtitles | نحن نخبة المنفّذين الـ 50 ليس هناك مكان للإختباء |
| Diğer taraftan, senin dünyanda da bana yer yok. | Open Subtitles | من الناحية الأخرى، ليس هناك مكان لي في عالمِكَ أمّا. |
| Ama spor arabalardaki problem: Başkaları için yer yok. | Open Subtitles | السّيّئ للسّيّارات الرّياضيّة الحقيقة أنّ ليس هناك مكان لأي شخص بعد الآن |
| Ama çocukların mutlu olabileceği bir yer yok, Babacığım. | Open Subtitles | لكن ليس هناك مكان للأطفالِ لَيَكُونونَ سعداءَ ابي. |
| Ne yazık ki,bildiğim kadarıyla, böyle bir yer yok. | Open Subtitles | لسوء الحظ ، على حسب علمي ليس هناك مكان مماثل |
| Konacağı uzunlukta bir yer yok. | Open Subtitles | من المحتمل انها ليست فكرة جيدة ليس هناك مكان جيد للهبوط. |
| Odalar doldu. Boş yer yok. | Open Subtitles | انتهت الغرف، ليس هناك مكان بعد عليكم الذهاب من هنا |
| Ama bu okulda Kyle gibi çocuklara yer yok. | Open Subtitles | انه ببساطة تجاهل.. أنا آسف ، لكن ليس هناك مكان لولد مثل كايل في هذه المدرسة |
| Baba ile oğlun birbirlerini daha yakından tanıması için beyzbol maçından daha iyi bir yer yoktur. | Open Subtitles | نعم ، ليس هناك مكان أفضل لأب وإبنه ليتعرفوا على بعض من مباراة كرة |
| Baba ile oğlun birbirlerini daha yakından tanıması için beyzbol maçından daha iyi bir yer yoktur. | Open Subtitles | نعم ، ليس هناك مكان أفضل لأب وإبنه ليتعرفوا على بعض من مباراة كرة |
| Sparta'da yumuşaklığa yer yoktur zayıflığa da! | Open Subtitles | ليس هناك مكان للنعومة ليس في سبارطة ولا مكان للخواء |
| Gidecek bir yerim yok. Kamyonetim bozuldu. | Open Subtitles | ليس هناك مكان لأذهب إليه، شاحنتي معطلة |
| İnsanın evi gibi yoktur. | Open Subtitles | .ليس هناك مكان مثل المنزل .ليس هناك مكان مثل المنزل |
| Kaçacak bir yerin yok. | Open Subtitles | ليس هناك مكان للهرب |
| Öğretmenlik için uygun bir yer değil. | Open Subtitles | ليس هناك مكان لمعلمة مدرسة |