"ليعلم" - Translation from Arabic to Turkish

    • bilecek
        
    • bilsin
        
    • bilirdi
        
    • anlayacak
        
    • bilir
        
    • haberi
        
    • bilebilirdi
        
    • öğrenmek
        
    • bilmesine
        
    • bilmesinin
        
    • bilemeyecek
        
    • öğrenmesinin
        
    • biline
        
    • böylece
        
    • haber vermesi için
        
    Bana sandviçi benim almadığımı bilecek kadar saygı duyması gerekiyor. Open Subtitles عليه إحترامي بما يكفي ليعلم أنني لم آخذ الشطيرة اللعينة.
    Herkes bilsin ki, herhangi bir ihlal şiddetle cezalandırılacaktır. Open Subtitles ليعلم الجميع أن أي فوضي سيتم التعامل معها بقسوة شديدة
    Gerçekten zeki birisi olsaydı tapunun bilgim dışında olduğunu bilirdi. Open Subtitles لكن إذا كان ماهراً حقاً، كان ليعلم أنه تم الإحتيال عليّ
    Nişanlın,dairesinde,çürümüş cesedinin kokusunu alacak ve çok yanlış birşeylerin olduğunu anlayacak komşuları tarafından, bulunmayı beklemeyecekti. Open Subtitles و ما كان رقد خطيبك في شقته في انتظار انتشار رائحة جثته المتعفنة ليعلم الجيران أن هناك شيء فظيع حدث
    Tanrı bilir bu kelimeyi hayatın boyunca yeterince kullanmışsındır. Open Subtitles ليعلم الله أنها أكثر عبارة استخدمتها في حياتك
    "General haberi okumuş ve neler olduğunu öğrenmek için beni çağırdı. Open Subtitles قال: قرأها الجنرال واستدعاني ليعلم بما يجري
    Kolombiya'ya bu kadar çok insanın gideceğini kim bilebilirdi ki? Open Subtitles من كان ليعلم أن كثير من الناس هكذا يسافرون عبر كولومبيا؟
    Bazılarının geri kazanılamayacağını bilecek kadar uzun süredir oradaydı. Open Subtitles فقد عاش بتلكَ الفترة لمدّة طويلة بما يكفي ليعلم أنّه لا يمكن إعادة تأهيل بعض الناس
    Katillerin de mağdurlar gibi göründüğünü bilecek kadar çok cinayet davası ile uğraştık. Open Subtitles كلانا تعامل مع قدر كاف من المجرمين ليعلم انا القتلة يبدون بنفس شاكلة الضحايا
    Ivan; rüzgarın hangi yönden eseceğini söylenemeyeceğini... bilecek kadar davaya katıldı. Open Subtitles ايفان قد ترافع بالكثير من هذه القضايا ليعلم ان المرء لا يستطيع ان يتبين الى اي اتجاه ستجري الرياح
    Herkes şunu iyi bilsin ki, itaat etmeyenler ağır cezalara çarptırılacak. Open Subtitles ليعلم الجميع أن أي فوضي سيتم التعامل معها
    Ayrıca baban, Tuasopo'nun Gabriel'a çalıştığını da bilirdi. Open Subtitles وكان والدك ليعلم بأن توسوبو أيضا موجود ضمن قائمة الأشخاص الذين يتقاضون الأموال من غابرييل
    Nisanlin,dairesinde,çürümüs cesedinin kokusunu alacak ve çok yanlis birseylerin oldugunu anlayacak komsulari tarafindan, bulunmayi beklemeyecekti. Open Subtitles و ما كان رقد خطيبك في شقته في انتظار انتشار رائحة جثته المتعفنة ليعلم الجيران أن هناك شيء فظيع حدث
    - Tam bir sahtekârsın. - Kişi kendinden bilir işi. Open Subtitles أنتم محتالون حسناً انه ياخذ واحد ليعلم واحد
    Taşıdığımız embriyolardan kimsenin haberi olmayacaktı. Ben ve Newt. Open Subtitles ما كان أحد ليعلم بالآجنة التى نحملها أنا و" نيوت
    - Söylemesi kolay. - Kim bu kadar zor olacağını bilebilirdi? Open Subtitles القول أسهل من الفعل - من كان ليعلم أنه بهذه الصعوبه ؟
    Kimse seksenlerde olanları ve doksanlardaki geri dönüşümü bilmediği sürece, bu gün olanları kimsenin bilmesine gerek yok. Open Subtitles لا داعي ليعلم أحد بما فعلته الليلة، بنيّ شرط ألا يكتشف أحد ما فعلتُه في الثمانينيّات وأنّني عاودتُه في التسعينيّات
    Ajan Rossabi'nin benim NA'da olduğumu bilmesinin tek bir yolu var. Open Subtitles كان هناك طريقة واحدة ليعلم العميل عن دخولي في سلك المخدرات
    Fakat sevmeyi bilemeyecek kadar gençlermiş. Open Subtitles ولكن كلاهم كان صغيراً جداً ليعلم كيف تحب؟
    Asilerden başlayarak herkesin bunu öğrenmesinin vakti geldi. Open Subtitles وحان الوقت ليعلم الجميع بذلك بدءاً بالثوار
    Dünya'da bu böyle biline! Open Subtitles ليعلم هذا كل العالم
    O zamanlar hayatlarını hiçe sayan insanlar vardı böylece çocukları iyi besleniyor, giyinebiliyor, eğitim alıyordu. Open Subtitles لقد كان رجلاً كرس حياته وعمل جاهداً ليعلم أطفاله ويبقيهم مستقرين
    Döndüğümüzü krala haber vermesi için gönderdim. Open Subtitles أرسلته ليعلم الملك بقدومنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more