Bana sandviçi benim almadığımı bilecek kadar saygı duyması gerekiyor. | Open Subtitles | عليه إحترامي بما يكفي ليعلم أنني لم آخذ الشطيرة اللعينة. |
Herkes bilsin ki, herhangi bir ihlal şiddetle cezalandırılacaktır. | Open Subtitles | ليعلم الجميع أن أي فوضي سيتم التعامل معها بقسوة شديدة |
Gerçekten zeki birisi olsaydı tapunun bilgim dışında olduğunu bilirdi. | Open Subtitles | لكن إذا كان ماهراً حقاً، كان ليعلم أنه تم الإحتيال عليّ |
Nişanlın,dairesinde,çürümüş cesedinin kokusunu alacak ve çok yanlış birşeylerin olduğunu anlayacak komşuları tarafından, bulunmayı beklemeyecekti. | Open Subtitles | و ما كان رقد خطيبك في شقته في انتظار انتشار رائحة جثته المتعفنة ليعلم الجيران أن هناك شيء فظيع حدث |
Tanrı bilir bu kelimeyi hayatın boyunca yeterince kullanmışsındır. | Open Subtitles | ليعلم الله أنها أكثر عبارة استخدمتها في حياتك |
"General haberi okumuş ve neler olduğunu öğrenmek için beni çağırdı. | Open Subtitles | قال: قرأها الجنرال واستدعاني ليعلم بما يجري |
Kolombiya'ya bu kadar çok insanın gideceğini kim bilebilirdi ki? | Open Subtitles | من كان ليعلم أن كثير من الناس هكذا يسافرون عبر كولومبيا؟ |
Bazılarının geri kazanılamayacağını bilecek kadar uzun süredir oradaydı. | Open Subtitles | فقد عاش بتلكَ الفترة لمدّة طويلة بما يكفي ليعلم أنّه لا يمكن إعادة تأهيل بعض الناس |
Katillerin de mağdurlar gibi göründüğünü bilecek kadar çok cinayet davası ile uğraştık. | Open Subtitles | كلانا تعامل مع قدر كاف من المجرمين ليعلم انا القتلة يبدون بنفس شاكلة الضحايا |
Ivan; rüzgarın hangi yönden eseceğini söylenemeyeceğini... bilecek kadar davaya katıldı. | Open Subtitles | ايفان قد ترافع بالكثير من هذه القضايا ليعلم ان المرء لا يستطيع ان يتبين الى اي اتجاه ستجري الرياح |
Herkes şunu iyi bilsin ki, itaat etmeyenler ağır cezalara çarptırılacak. | Open Subtitles | ليعلم الجميع أن أي فوضي سيتم التعامل معها |
Ayrıca baban, Tuasopo'nun Gabriel'a çalıştığını da bilirdi. | Open Subtitles | وكان والدك ليعلم بأن توسوبو أيضا موجود ضمن قائمة الأشخاص الذين يتقاضون الأموال من غابرييل |
Nisanlin,dairesinde,çürümüs cesedinin kokusunu alacak ve çok yanlis birseylerin oldugunu anlayacak komsulari tarafindan, bulunmayi beklemeyecekti. | Open Subtitles | و ما كان رقد خطيبك في شقته في انتظار انتشار رائحة جثته المتعفنة ليعلم الجيران أن هناك شيء فظيع حدث |
- Tam bir sahtekârsın. - Kişi kendinden bilir işi. | Open Subtitles | أنتم محتالون حسناً انه ياخذ واحد ليعلم واحد |
Taşıdığımız embriyolardan kimsenin haberi olmayacaktı. Ben ve Newt. | Open Subtitles | ما كان أحد ليعلم بالآجنة التى نحملها أنا و" نيوت |
- Söylemesi kolay. - Kim bu kadar zor olacağını bilebilirdi? | Open Subtitles | القول أسهل من الفعل - من كان ليعلم أنه بهذه الصعوبه ؟ |
Kimse seksenlerde olanları ve doksanlardaki geri dönüşümü bilmediği sürece, bu gün olanları kimsenin bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | لا داعي ليعلم أحد بما فعلته الليلة، بنيّ شرط ألا يكتشف أحد ما فعلتُه في الثمانينيّات وأنّني عاودتُه في التسعينيّات |
Ajan Rossabi'nin benim NA'da olduğumu bilmesinin tek bir yolu var. | Open Subtitles | كان هناك طريقة واحدة ليعلم العميل عن دخولي في سلك المخدرات |
Fakat sevmeyi bilemeyecek kadar gençlermiş. | Open Subtitles | ولكن كلاهم كان صغيراً جداً ليعلم كيف تحب؟ |
Asilerden başlayarak herkesin bunu öğrenmesinin vakti geldi. | Open Subtitles | وحان الوقت ليعلم الجميع بذلك بدءاً بالثوار |
Dünya'da bu böyle biline! | Open Subtitles | ليعلم هذا كل العالم |
O zamanlar hayatlarını hiçe sayan insanlar vardı böylece çocukları iyi besleniyor, giyinebiliyor, eğitim alıyordu. | Open Subtitles | لقد كان رجلاً كرس حياته وعمل جاهداً ليعلم أطفاله ويبقيهم مستقرين |
Döndüğümüzü krala haber vermesi için gönderdim. | Open Subtitles | أرسلته ليعلم الملك بقدومنا |