Ne yazık ki, sizin gibi bazılarının yapacak daha iyi bir işleri yok. | Open Subtitles | من المؤسف أن أمثالك ليس لديهم شيئاً أفضل ليفعلوه |
Ne yazık ki, sizin gibi bazılarının yapacak daha iyi bir işleri yok. | Open Subtitles | من المؤسف أن أمثالك ليس لديهم شيئاً أفضل ليفعلوه |
60 kişi ormanda bekliyor ve yapacak bir şeyleri yok. | Open Subtitles | لدي 6 رجل ينتقلون حول الغابة بلا شيء ليفعلوه |
İzleyicilerimiz arasındaki golfçülere: yapacak başka bir şey bulsanız iyi olur. | Open Subtitles | لذا لمن يلعبون الغولف من الأفضل لهم أن يجدوا شيئاً آخر ليفعلوه |
Sonlarını beklemekten başka yapacak hiçbir şeyleri kalmadı. | Open Subtitles | لا يوجد لديهم شيئ ليفعلوه فقط الأنتظار لنهاية المطاف |
Yani, herkes taşıyıcı bant üzerinde gidip geliyor çünkü yapacak daha iyi bir şey yok. | Open Subtitles | اقصد الجميع يقفز لفعل ذلك لإنهم ليس لديهم شيئ افضل ليفعلوه |
yapacak bir şey olmayabilir-- Ya talim değilse? | Open Subtitles | ـ قد لا يكون لديهم شيء ليفعلوه ـلنفترضبأنهاليستتدريبات... |
yapacak başka bir işleri yok mu bunların? | Open Subtitles | ...الجميع الى اسفل ليس لديهم شيء اخر ليفعلوه |
yapacak işleri var, bu yüzden herkes iyi dinlesin. | Open Subtitles | لديهم عمل ليفعلوه لذا ليستمع الجميع |
Yazık,yapacak daha iyi bir şeyleri yok. | Open Subtitles | مؤسفٌ أن لا يوجد شيءٌ افضل ليفعلوه. |
İnsanlara yapacak bir şey vermek. | Open Subtitles | لتعطي الناس شيء ليفعلوه |
Öbür heriflerin bizimle hiçbir işleri yoktu. | Open Subtitles | الرجال الآخرين لم يكن لديهم شئ ليفعلوه |
Öbür heriflerin bizimle hiçbir işleri yoktu. | Open Subtitles | الرجال الآخرين لم يكن لديهم شئ ليفعلوه |