"ليفكر" - Translation from Arabic to Turkish

    • düşünecek
        
    • düşünmek için
        
    • düşünsün
        
    • düşünmesi
        
    • aklına
        
    • düşünmeye
        
    0na düşünecek zaman vermeyi dene. Open Subtitles نحن نحتاج أن نعطيه وقتاً ليفكر فيما قلناه
    Bir adamın üzerine yeterince sert ve hızlı şekilde gidersen diğerlerini düşünecek zamanı yoktur, kendini düşünmeye başlar. Open Subtitles إذا هاجمت رجلاً واحداً بثبات وسرعة كافيين، لا يجد الوقت ليفكر في عدد الذين معه وإنما يفكر في نفسه وحسب.
    Bunu düşünmek için 10 yılı vardı. Neden fikrini şimdi değiştirdi? Open Subtitles كان لديه 10 أعوام ليفكر في هذا لمَ هذا التغيير المفاجيء؟
    Tablo değişmemişti. Böyle düşünmek için delirmiş olmalıydı. Open Subtitles إن اللوحة لم تتغير لقد كان مجنوناً ليفكر هكذا
    Bu yüzden birisi hızlıca bir şeyler düşünsün. Open Subtitles بينما كان العالم يوشك على نهايته لذا ليفكر أحدهم بشيء وليكن هذا سريعاً
    Belki de tutmalısın. Ne yaptığını düşünmesi için zamana ihtiyacı var. Open Subtitles . هو يجب أن يأخذ وقت بمفرده ليفكر بشأن ما فعله
    Küçücük bir yaratığın bu kadar büyük bir kabı doldurabileceği kimin aklına gelirdi? Open Subtitles من كان ليفكر ان هذا المخلوق الصغير يمكنه ان يملأ شيء بهذا الحجم؟
    Kolayca buranın altını üstüne getirip... milletvekiline ilk sırada bir sandalye ve... düşünecek zaman veririz. Open Subtitles بإمكاننا قلب هذا المكان بسهولة ونعطي عضو الكونغرس مقعد في الصف الأمامي وشئ ليفكر فيه
    Bu yaşlı Anayasa Hukuku profesörüne düşünecek çok şey verdiniz. Open Subtitles حسنٌ ؛ لقد اعطيتم لهذا الأستاذ القديم في القانون الكثير ليفكر به
    Eğer endişelendiğin çocuk bir Goode ise, aynı şekilde lanetlendiğini düşünecek. Open Subtitles الطفل الذي تخشى عليه، لو كان (غوّد) لكان ليفكر بلعنّة مماثلة
    Tanrı'nın düşünecek daha önemli işleri var. Open Subtitles الرب ... لديه أمور أهم ليفكر بها
    Danny'nin 5 yılı hapishanede geçti. düşünmek için çok zamanı olmuştur. Open Subtitles لقد قضى دانى 5 سنوات سجينا, ولديه الكثير من الوقت ليفكر فيه
    Ama düşünmek için zamanı yoktu, yada beni artık önemsemiyordu. Open Subtitles لكنه, لم يكن لديه الوقت ليفكر أو يهتم بي
    Çocuklar, bazen bir baba çocuklarının annesinin ondan hep nefret ettiğini öğrendiğinde düşünmek için biraz uzaklaşması gerekir. Open Subtitles يا أولاد، عندما يكتشف الأب أحيانا أن زوجته تكرهه يجب أن يختلي بنفسه ليفكر
    Bakteriyel olduğunu düşünmek için çok sebebimiz vardı. Open Subtitles نعم، حسناً كل منا كان له أسبابه ليفكر بالبكتيريا لا أحد يوبخكم
    Sakin olun, herkes burada ne yaptığımızı bir düşünsün tamam mı? Open Subtitles على رسلكم، ليفكر الجميع بما نفعله هنا، إتفقنا؟
    - Herkes bir düşünsün. Open Subtitles لذا ليفكر الجميع بذلك
    Bırakalım da biraz düşünsün. Open Subtitles لنعطيه وقت ليفكر
    Bu günlerde her Romalı'nın düşünmesi gerekiyor. Open Subtitles هناك الكثير هذه الأيام ليفكر به الرجل الرومانى
    sorun değil evlat bay Brenner'a karısını ve çocuklarını düşünmesi için bir şans verelim. Open Subtitles لندع فرصه للمستر برينر ليفكر فى زوجته و ابناؤه
    Evet ama ya adam senin arkadaşın olsaydı ona tekrar düşünmesi için biraz zaman verirdin. Open Subtitles نعم.. لكن إذا كان الشخص صديقك.. فستعطيه الوقت ليفكر ما إذا كان يريد الاستمرار في هذا.
    Kimin aklına gaz bombasını bacadan atmak gelir ki? Open Subtitles اقصد من كانَ ليفكر بالقنابل المسيلة للدموع من فوقِ سطح البيت؟
    Gel gör ki, Steve hemen parti çadırını nereye koyacağını düşünmeye koyuldu. Open Subtitles ولكن ستيف عاد ليفكر اين سيضع خيمة الحفل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more