"لينة" - Translation from Arabic to Turkish

    • yumuşak
        
    • yumuşacık
        
    • zayıf
        
    • hassas
        
    • yumuşadı
        
    • yumuşakmış
        
    • hassasiyetin
        
    • sert
        
    Sıcak ve yumuşak tutmak için her eklemini bükerken parmaklarını yüzümde gezdirdiğimi hatırlıyorum. TED أتذكر أنني أضع أصابعه قرب وجهي، وأنا أجمع كلا منجها لأبقيها لينة ورشيقة.
    Bu dayanıklı araçlar, demirden ya da çelikten yapılmamıştı fakat beklenmedik biçimde yumuşak olan bir şeyden yapılmıştı: pamuktan. TED لم تُصنع هذه الهياكل القاسية من الحديد أو الفولاذ، إنما وعلى نحوٍ غير متوقع صُنعت من مادةٍ لينة: القطن.
    Bize 4 saat lazım. Zemin, toplarımı taşımak için çok yumuşak. Open Subtitles سيدى ، نحتاج أربع ساعات , الأرض لينة جدا لتحريك المدافع
    Bir gün yumuşak maddelerden kadın üretecek ve bir daha odasından çıkmayacak. Open Subtitles ذات يوم سيصنع امرأة من مواد لينة ولن يخرج من غرفته أبداً.
    Üstelik bu küçük şey yumuşacık bir krakerse? Open Subtitles وهذا الجزء الصغير من الشيء هو عجينة لينة
    Haşhaş ekmeği kekler için yumuşak bir yerin olduğunu biliyorum. Open Subtitles وأنا أعلم أن لديك بقعة لينة لتلك الكعك البذور الخشخاش.
    Denizin altı sert dip ya da yumuşak mercanlardan çamura dönüştü. TED يتم تحويل أسفل المحيط من، في هذه الحالة، قاع صلب أو شعاب مرجانية لينة إلى فوضى موحلة.
    Onu ağaçlığın oraya, toprağın yumuşak olduğu yere gömebilirim peki ama buradan nasıl çıkartacağım? Open Subtitles قد يسمعوا بالأمر وحينئذ قد يأتوا ويقبضوا عليكِ بمقدوري أن أدفنه في الحديقة حيث التربة لينة
    Zorlanmak istemem. Toprağın yumuşak olduğu bir yer bulmalı. Open Subtitles لا فائدة من جهد أنفسنا ، نحتاج لمكان التربة فيه لينة
    Gart, Samantha'nın onun sadece bir seks oyuncağı olmadığını yumuşak bir tarafı da olduğunu bilmesini istiyordu. Open Subtitles غارث أراد سامانثا لمعرفة أنه كان أكثر من مجرد لعبة الجنس. كان لديه لينة الجانب.
    Bazen akıcı, bazen yumuşak ama bazen de yapışkan olabiliyor. Open Subtitles أحيانا تكون ناعمة, وأحيانا لينة... لكن باقي الوقت تكون لزجة.
    İğne koldaki yumuşak dokuya girmiş. Damarı ıskalamış. Open Subtitles الحقنة ذهبت في أنسجة لينة من الذراع أخطأت الوريد
    Diğer yumuşak noktanın yerini bulmalıyız, böylece nereye gideceğini öğrenebiliriz. Arama parametrelerini arttırmalıyız. Open Subtitles يجب أن نجد نقطة لينة أخرى، حينها سنعرف أين سيذهب.
    Derinliklerin bu gizemli yaratığı yumuşak kabuklu Çin kaplumbağası. Open Subtitles مخلوق الأعماق الغامض هذا هو سلحفاة صينية لينة القشور
    10 yıl önce, oradaki duvarda yumuşak bir nokta keşfettim. Open Subtitles قبل 10 سنين اكشتفت بقعه لينة في الجدار بالأسفل
    Vücudunu, kardeşim Marge'dan uzak tut ve şapşallar için yumuşak zemin üzerinde gösteri yaparken de unutma. Open Subtitles إبقاء اللحوم السنانير قبالة بلدي زبدة نباتية أو أخت بلدي الحمقى سوف نفعل عرض لينة الضفيرة الشمسية الخاصة بك على.
    Uzun boylu ve yakışıklı yumuşak noktası olan belirli bir yaş aralığındaki kadınlar için? Open Subtitles طويل القامة وسيم مع بقعة لينة للنساء من سن معينة؟
    Dünyalar arasındaki yumuşak nokta o kapıyla birlikte delindi. Open Subtitles كانت هنالك بقعة لينة بين العالمين . وقد مزقها ذاك الباب
    Üstelik bu küçük şey yumuşacık bir krakerse? Open Subtitles وهذا الجزء الصغير من الشيء هو عجينة لينة
    Orası yeni bir zayıf noktaysa neden orada? Open Subtitles لكن إن كانت هذه نقطة لينة جديدة، فلماذا هناك بالتحديد؟ لم بذلك المبنى؟
    Ama vajinanın dokuları çok hassas durumda ve yapışıp kapanabilir. Open Subtitles ولكن أنسجة المهبل قد تكون لينة بعض الشييء ومُلتصقة ببعضها.
    Fazla yumuşadı galiba. Open Subtitles يبدو انه غوين 'لينة.
    Yemek için insanın en iyi kısmının tam şurası olduğunu söylüyor. - yumuşakmış. Open Subtitles ‫يقول إن أفضل ما يؤكل في الرجل ‫هو هذه، إنها لينة
    Orospulara karşı hassasiyetin olduğunu farketmemiştim. Open Subtitles لم أكن أدرك أنه لديك بقعة لينة للعاهرات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more