"ليندساي" - Translation from Arabic to Turkish

    • Lindsay
        
    • Lindsey
        
    - Ne? Mirasının küçük bayan Lindsay'e gitmesini ister misin? Open Subtitles هل تريد الإرث الخاص بك سوف يذكر ليندساي ملكة جمال؟
    Ben de başsağlığı dileklerimi iletmek istedim. Herkes Lindsay ve Paul'u severdi. Open Subtitles و أدرت أيضاً أن أقدم تعازينا الجميع أحبوا ليندساي و بول
    Lindsay hakkında konuşmaya cüret etme. Onu tanımıyordun. Open Subtitles لا تجرؤ على التحدث عن ليندساي أنت لم تعرفها
    Hey, Rita, bu mesajı Lindsey Meeks'den ne zaman aldım? Open Subtitles يا ريتا، متى حصلت على هذه الرسالة من ليندساي ميكس
    Pekala, Lindsey, peki bunun nesi var? Open Subtitles حسناً، ليندساي إذن ما هي المسألة في هذا الرجل؟ هو ليس ذكي؟
    Bana senin benden daha iyi anne olduğunu ispatlamaya çalışıyorsun, Lindsay'in hatalı olduğunu. Open Subtitles أنت فقط تريدين أن تثبتي أنك أم أفضل مني و أن ليندساي كانت مخطئه
    Lindsay New York'da dansçı olmaya çalışıyordu... ve ben evde normal çocukluğumu yaşayamıyordum... çünkü annelik yapmakla meşguldüm. Open Subtitles ليندساي كانت في نيويورك تحاول أن تكون راقصه و أنا كنت في المنزل و لا أحظى بطفولتي لأنني كنت مشغولة بكوني أمك
    Michael hayâl kırıklığına uğramıştı ve ofisine döndüğünde Lindsay'i buldu. Open Subtitles مايكل أُحبطَ وعادَ إلى مكتبِه لإيجاد ليندساي.
    Bu esnada Lindsay kendi yarışı için hazırlanıyordu. Open Subtitles في هذه الأثناء، ليندساي كَانَ يَستعدُّ لمنافستِها الخاصةِ. هذه متعةُ.
    Michael, endişesini paylaşmak için Lindsay'i kenara çeker. Open Subtitles أَخذَ مايكل تعليق ليندساي الجانبي للإشتِراك في مخاوفِه.
    Küçük bir dükkan fişi, Lindsay teleferikte bulmuş. Open Subtitles ليس لفترة طويلة. ومن إيصال بوديغا ليندساي تم جمعها من الترام.
    Yani Sevgililer Günü için Lindsay dede alıyorsun. Open Subtitles ذلك لعيد الحب الذي تحصل عليه ليندساي الجد. نعم.
    Eğer kazanırsan, yolundan çekilirim ama ben kazanırsam, sen Lindsay'nin sevgilisi olduğumu kabul edeceksin. Open Subtitles إذا كنت في الفوز ، الأول البقاء بعيدا عن طريقك ، ولكن إذا فزت ، عليك أن تقبل مني كما ليندساي صديق.
    Lindsay ve benim New York halk kütüphanesinden ne bulduğumuza bakmak isteyebilirsin. Open Subtitles في ما ليندساي وأنا سحبت من المكتبة العامة في نيويورك. قل لي على الطاير.
    -Evet? Lindsay'in verdiği rapor, Sanırım tam olarak bitirmedim. Open Subtitles التقرير الذي سلّمته ليندساي أخشى أني لم أنتهي منه تماما.
    Lindsay'in ilk kurbanın giysilerinde bulduğu mezar taşı parçalarına uyuyor. Şu anda daha detaylı tahliller yapıyor. Open Subtitles يطابق ضريح ليندساي وجدت في ملابس مركز فيينا الدولي الأول.
    Ulusal Güvenlik, Lindsay Rickel'in düğününden daha önemli olmalı tabi. Open Subtitles حسنا ، الأمن القومي ينبغي أن تكون له الأسبقية أكثر من حفل زواج ليندساي راشيل
    - Bilmiyordun. - Mm-hmm. Lindsey'e söyledim. Open Subtitles أنا أخبرت ليندساي أنه لديكي علامات حمل هل ستيف كان متحمسا
    - Oh, aman Tanrım. Göğüslerime kan doluşuyor. - Lindsey'di. Open Subtitles تلك كانت ليندساي لقد حصلت على الترقية انه ينتظر
    Ben, Chris'e Red Sox biletlerini satıyor. - Lindsey, lütfen. Gidelim! Open Subtitles ليندساي من فضلك دعينا نذهب انتظري تعني للعبة اليوم
    - Onları masanın üzerine koydum, Lindsey. Open Subtitles وضعتهم على مكتبك يا ليندساي فتى جيد. أرسل لي أول بأول

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more