Sadece bana baktı ve kucakladı. Hiçbir şey demedi. | Open Subtitles | لقد نظرت لي فحسب ، وعانقتنى ولم تقل شيئاً. |
Ben Sadece bana izin verirseniz , hikayemi anlatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول أن اسرد حكايتي إذا سمحتي لي فحسب |
Bir dakikalığına elini telsizden çek. Sadece beni dinle. | Open Subtitles | أبعد يدك عن اللاسلكي لدقيقة انصت لي فحسب |
Botanist ise zeki ve büyüleyici, Sadece beni o şekilde cezbetmiyor. | Open Subtitles | عالِم النباتات، ذكيّ ورائع... لا يروق لي فحسب بتلك الطريقة |
Bugün, ispanyol bir şarkıcı sadece benim için şarkı söyledi | Open Subtitles | اسباني غناها لي اليوم. لي فحسب. |
Bunun erkeklerin beğenisiyle ilgisi yok. O fotoğraflar sadece benim için. | Open Subtitles | ليست مسألة قبول الرجل إنها صور لي فحسب |
O araba Sadece bana ait değil. | Open Subtitles | تلك السيارة لم تكن ملكاً لي فحسب |
Hey, sen. Sadece bana bak. Gözlerime bak. | Open Subtitles | أنت ، انظر لي فحسب أنظر في عيني ، هكذا |
Sadece bana bir iyilik yap ve artık benden uzak dur. | Open Subtitles | وصادم - قم بمعروف لي فحسب وإبقى بعيداً عني من الآن فصاعداً- |
Ama Sadece bana rapor vereceksiniz. | Open Subtitles | وأن تُقدّمي تقريركِ لي فحسب. |
- Ben yaparım. Sadece bana süt verir. | Open Subtitles | - سأحلبها أنافهي تدر لي فحسب |
Burada. Sadece bana at! | Open Subtitles | ارمه لي فحسب |
Neden Sadece beni dinleyip, anlamaya çalışmıyorsun? | Open Subtitles | لمَ لا تنصت لي فحسب وتحاول الفهم؟ |
- Sadece beni dinle. | Open Subtitles | أستمع لي فحسب, حسناً؟ |
O Sadece beni dinler. | Open Subtitles | إنها تستمتع لي فحسب |
Sadece, beni bir dinle bak | Open Subtitles | هلّا استمعت لي فحسب |
- Sadece beni dinle. | Open Subtitles | - أنصت لي فحسب |
sadece benim değil, senin için de. Anladım. | Open Subtitles | ليس لي فحسب بل لشخصك أيضاً |
Bu büyük bir olay... sadece benim için değil... | Open Subtitles | هذا حدث مهم، وليس لي فحسب |
sadece benim için yok. | Open Subtitles | ليس بالنسبة لي فحسب |
Aslında "ters" değil, sadece benim için ters. | Open Subtitles | ليس "خطأ"، إنما خاطئ لي فحسب |