"لَسْتَ" - Translation from Arabic to Turkish

    • değilsin
        
    • değilsiniz
        
    • değilsen
        
    • olmadığını
        
    • değilmişsin
        
    • değilsindir
        
    • olmadığınızı
        
    Kutsal biri olduğunu söylüyor diye ona saygı duymak zorunda değilsin. Open Subtitles الآن أنت لَسْتَ بِحاجةٍ إلى أَنْ تحترمة لأنة يَدّعي بأنّه مقدّسُ
    - Öldürülmüş birisini bataklığa atmaya çalışırken yakalanan sen değilsin. Open Subtitles أنت لَسْتَ الشخص الذي تقريباً أصبحَ مقتولاً هناك في المستنقعِ.
    Belki zamanında babamdın, ama artık değilsin, ve asla da olamayacaksın Open Subtitles لرُبَّمَا عندما كُنْتَ أبي لَكنَّك لَسْتَ كذلك الآن ولن تكون كذلك
    Tabi değilsiniz. Olsaydınız da şaşırmazdım. Open Subtitles بالطبع أنت لَسْتَ.ولو أنَّ أنا لَم يَكُن مِنَ المُمْكِنِ أنْ أَتسائلُ إذا أنت كُنْتَ كدة.
    Eğer evlilikten şu an emin değilsen, hiçbir zaman... Open Subtitles إذا أنت لَسْتَ متأكّدَ الآن، أنت لَنْ تَكُونَ.
    - Kimsin sen? Sen polis veya Peter Franks değilsin. Open Subtitles أنت لَسْتَ شرطي وأنت لَسْتَ بيتر فرانكس.
    Sen de öbür yanağımı uzatacağım biri değilsin. Open Subtitles أنت لَسْتَ من النوعَ الذي يدير الخدّ الآخر.
    Yeterince güçlü değilsin, gideceksin. Open Subtitles أنت لَسْتَ قوية بما فيه الكفايةَ أنت سَتَرحلي
    Tavşan yakaladığın yok hiç dostum da değilsin benim... Open Subtitles أنت لَمْ تمَسكتَ أرنب وأنت لَسْتَ صديقَ لي
    Tavşan yakaladığın yok hiç dostum da değilsin benim Open Subtitles أنت لَمْ تمَسكتَ أرنب وأنت لَسْتَ صديقَ لي
    Var... 10 yıl önce tanıdığım erkek değilsin. Open Subtitles تعلم أنك بحاجة لَسْتَ الرجل الذي عرفته قبل عَشْر سنوات
    Vahşi, sen bir şeyler isteyecek durumda değilsin. Open Subtitles أنت وحشي لَسْتَ بموقعٍ يسمح لك بِطَلَبِ أيّ شئ
    Ben de. Sadece bana oluyor sanıyordum. - Yalnız değilsin. Open Subtitles إعتقدتُ بأنّه كَانَ فقط انا أنت لَسْتَ لوحدك.
    Bunu anlayabiliyorsan artık kör değilsin Bev. Open Subtitles إذا تَراه الآن، أنت لَسْتَ أعمىخلاص يا بيف.
    Sen sipariş formlarını baskıya yollayacak kapasitede değilsin. Open Subtitles أنت لَسْتَ مؤهّلَ لوَضْع الطلباتِ إلى الطابعةِ.
    Eminim sen de şehirdeki en genç fotoğrafçı değilsin. Open Subtitles رَاهنتُ بأنّك لَسْتَ المصور الأصغر في البلدةِ.
    Peki, demek ki sen bana muhtaç değilsin, ama babamı bulmak için ben sana muhtacım. Open Subtitles حسناً، اذن أنت لَسْتَ بِحاجةٍ إليّ، لَكنِّي أَحتاجُك لمساعدتي على العثور على أبي.
    Kulüpteki her kadınla yatan tek kişi sen değilsin. Open Subtitles . .. أنت لَسْتَ الشخصَ الوحيد في هذا النادي الذي ضاجع كل النساء في هذا النادي
    Ama onunla evlenmekten korkuyorsunuz, çünkü diğer kadınlardan kopmaya hazır değilsiniz. Open Subtitles المليمتر. لَكنَّك تَخْشي زَواجها لأن أنت لَسْتَ مستعدَّ لتَخلّي عن النِساءِ الأخرياتِ. تماماً حقّ.
    Yani meşgul değilsen, dernek partisine gitmek ister misin? Open Subtitles إذن لو أنَّك لَسْتَ مشغولَة أتُريدُين الذِهاب إلى حفلة الرابطة؟
    Senin gerçek olmadığını ve kabusun bir parçası olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles أعتقد بأنك لَسْتَ حقيقيَاً. أعتقد بأنك فقط جزء آخر من الحلم السيئ
    Sandığım gibi puştun biri değilmişsin. Open Subtitles حَسناً، لَرُبَّمَا أنت لَسْتَ بالمزعج الذي ظننته
    Belki de herkesin olduğunu düşündüğü sevimli bir şekerleme üreticisi değilsindir. Open Subtitles لَرُبَّمَا أنت لَسْتَ صانعَ الشيء الجيدِ الحلوِّ كُلّ شخص يَعتقدُ بأنّك.
    Sizin askeriyeden olmadığınızı ve askeri mahkemeye çıkarılmayacağınızı göz önüne alarak, sizden emirleri uygulamanız gerektiğini hatırlatmama gerek yok sanırım. Open Subtitles بينما أنت لَسْتَ عضو فى جيشِنا ولَسَت مؤهّلَ للمجلس العسكري لا يَجِبُ أنْ أُذكّرَك بأنّ متوقع منك طَاعَة الأوامرِ من رؤسائك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more