"لَمْ أَعْرفْ" - Translation from Arabic to Turkish

• Bilmiyordum
• bilemedim
• haberim yoktu

Comanche'lerin böyle öptüğünü Bilmiyordum.
أنا لَمْ أَعْرفْ ان الكومانشيز يقبل هكذا

Senin para kazanan avukatlardan olduğunu Bilmiyordum.
لَمْ أَعْرفْ أن المحامين يجلبون الكثير من المال.

Ben 25 ime girene kadar kravat nasıl bağlanır Bilmiyordum
أنا لَمْ أَعْرفْ كَيفَ أَرْبطُ ربطة حتى أصبحت 25.

Sana söylemeye, seni bulmaya çalıştım ama nerede olabileceğini bilemedim.
أردتُ إخْبارك. حاولتُ إيجادك لَكنِّي لَمْ أَعْرفْ حقاً أين أنظر

Üstüme geliyorlardı ne yapacağımı bilemedim.
هم كَانوا يُهاجمونَني وأنا لَمْ أَعْرفْ ماذا سافعل

Onun gösterisi olduğundan haberim yoktu.
أنا لَمْ أَعْرفْ هو كَانَ الإداء الواحد اللّيلة.

Ama Marcato'nun orada yaşadığından haberim yoktu.
لَمْ أَعْرفْ ان ماركاتو عاشَ هناك

Müzikten bu kadar hoşlandığını Bilmiyordum, James.
أنا لَمْ أَعْرفْ بانك محب للموسيقى، جيمس.

Bir çocuğu olduğunu Bilmiyordum.
أنا لَمْ أَعْرفْ بأنّها كَانَ عِنْدَها طفل.

Duşta olduğunu Bilmiyordum.
أنا لَمْ أَعْرفْ بأنّك كُنْتَ في الدُشِ.

Hiçte bile Bilmiyordum ama suratlarınızı görecektiniz...
لذا أنا لَمْ أَعْرفْ ذلك. لَكنَّك يَجِبُ أَنْ تَرى وجوهَههم.

Böyle davranacağını Bilmiyordum.
حَسناً، أنا لَمْ أَعْرفْ هي كَانتْ ستَتصرّفُ هذا الطريقِ.

Geleceğini Bilmiyordum.
أوه، أنا لَمْ أَعْرفْ بأنّك كُنْتَ تَجيءُ.

New York'ta olduğunu Bilmiyordum.
أوه. أنا لَمْ أَعْرفْ بأنّه كَانَ في نيويورك.

Kime gideceğimi bilemedim.
أنا لَمْ أَعْرفْ أين أَدُورُ لَكنِّي عَرفتُ بطريقةٍ ما أنت سَتَكُونُ هنا لي.

Özür dilerim. Nereye gideceğimi bilemedim de.
أنا لَمْ أَعْرفْ حيث ما عدا ذلك للإدَارَة.

Arasam mı bilemedim.
أنا لَمْ أَعْرفْ إذا أنا يَجِبُ أَنْ أَتّصلَ.

Bu şoklardan haberim yoktu.
نعم، لَكنِّي لَمْ أَعْرفْ بأنّك أعطِني صدمات كهربائيةَ!

Silahı olduğundan haberim yoktu.
أنا لَمْ أَعْرفْ بأنّه كَانَ عِنْدَهُ a بندقية.

Ve bundan 17 yıl boyunca haberim yoktu. Artık onları savunmaya bırak.
وأنا لَمْ أَعْرفْ ل17 سنةِ، يَتوقّفُ عن الدِفَاع عنهم لذا...