Sadece destek olan değil, aynı zamanda dost olan birini. | Open Subtitles | شخص ماأَرى بأنهـا لَيستَ فقط كـ ناصحة، لكن كـ صديقة. |
Ah, baksana. Max'den değil. "J.M." yazıyor | Open Subtitles | أوه، أنظروا,انها لَيستَ مِنْ ماكس. |
Ama o tavuk canlı değil. | Open Subtitles | ذلك الدّجاجةِ لَيستَ حيةَ. اَعْرفُ. |
Bu bir levye değil ama. | Open Subtitles | حَسناً، هذه لَيستَ عتلةً. |
Evet, o kadar. Benim savaşım değil. | Open Subtitles | نعم، انها لَيستَ معركتَي. |
Hiç de benim savaşım değil. | Open Subtitles | انها لَيستَ معركتَي مطلقاً. |
Bu farmasötik bir araştırma değil. | Open Subtitles | هذهـ لَيستَ دراسة صيدلة. |