VCI, yakın zamanda tüm ticari uçaklara yüklenen bir şifreleme sistemi. | Open Subtitles | إنه نظام تم وضعه مؤخراً في كل رحلات الطيران |
Sisteme yakın zamanda eklenen kötü amaçlı yazılımı tespit edebiliriz. | Open Subtitles | يجب ان نكون قادرين على تحديد اي برنامج خبيث وضع مؤخراً في النظام |
Öte yandan, burun delikleri ve solunum sisteminde yakın zamanda solumuş olduğu yabancı maddeler tespit ettim. | Open Subtitles | على أي حال, لقد عثرت على مواد غريبة والتي قد استنشقها مؤخراً في فتحات أنفه و جهازه التنفسي |
Geçenlerde İstanbul'da Herald Tribune'un düzenlediği lüks konulu bir konferanstaydım. | TED | كنت مؤخراً في مؤتمر عن الرفاهية ، التي نظمتها صحيفة هيرالد تريبيون ، في اسطنبول. |
Son günlerde, hakkımdaki gerçeği birine söylemeye daha yakın olduğumu düşünüyordum. | Open Subtitles | هذا غريب كنت أفكر مؤخراً في أنني أوشكت أكثر على إطلاع أحدهم على حقيقتي |
Gazeteci Tom Friedman, New York Times'daki son köşe yazısında, hiç kimsenin yapamayacağı bir şekilde, çabalarımızın ardındaki ruhu yakaladı. | TED | توم فريدمان، في مقاله مؤخراً في صحيفة نيويورك تايمز، ذكر، بالطريقة التي لا يستطيعها شخص آخر، الروح التي تقف خلف جهودنا. |
Sisteme yakın zamanda eklenen kötü amaçlı yazılımı tespit edebiliriz. | Open Subtitles | يجب ان نكون قادرين على تحديد اي برنامج خبيث وضع مؤخراً في النظام |
Ve yakın zamanda hemşirelik lisansımı geri almaya çalışmayı düşünüyorum. | Open Subtitles | وكنت أفكر مؤخراً في تجديد رخصة ممارسة التمريض |
yakın zamanda, denizciler hakkında bir film yapmak için, tüm Güney Pasifik boyunca, ismini Hawai'nin kutsal yıldızından alan Hokulea üzerinde, denize açıldım. | TED | لقد أبحرت مؤخراً في "هوكوليا" المسماة تيمناً بالنجم المقدس في هاواي عبر جنوب المحيط الهادئ لتصوير فيلم عن البحارة. |
Singapur'da bu sözleşmeyi bölünmeleri düzeltmek için kullanacak bir grubumuz var, Singapur toplumunda yakın zamanda filizlendiler ve parlementonun bazı üyeleri bunu politik olarak uygulama niyetinde. | TED | في سينغافورة لدينا مجموعة ستقوم بإستخدام الميثاق لرأب الإنقسامات التي ظهرت مؤخراً في المجتمع السينغافوري، ويرغب بعض أعضاء البرلمان تطبيقه سياسياً. |
yakın zamanda bir etkinlikte tanıştık. | Open Subtitles | لم نتقابل إلا مؤخراً في لقاء اجتماعي |
- yakın zamanda Tortuga'da görülmüş sonra da meşhur korsan Jack Sparrow'la diğer kaçakların refakatinde adaletten kaçmış. | Open Subtitles | شوهدت مؤخراً في (تورتوغا) ثم غادرت برفقة قرصان يُعرف بـ(جاك سبارو) وهاربون آخرون من العدالة |
yakın zamanda bir çalışmaya dahil oldum... | Open Subtitles | لقد شاركت مؤخراً في تلك الدراسة... |
Sarah Craber adında bir kadın hakkında. Cesedi yakın zamanda... | Open Subtitles | لقد تم العثور على جثتها مؤخراً ... في |
Evet, siz de yakın zamanda takmaya başlamışsınız. | Open Subtitles | أجل، وأنت بدأت مؤخراً في ارتداء خاتمك{\pos(195,220)} |
Geçenlerde dünyanın öbür ucunda bir köyde biri öldürüldü. | Open Subtitles | أتعلمين، حصلت جريمة قتل مؤخراً في قرية في الطرف الآخر من العالم |
Geçenlerde yapılan bir araştırma, köpeklerin sahiplerine zarar veren insanlara düşmanlık duyduğunu göstermiş. | Open Subtitles | أتعلم هناك دراسة مؤخراً في الإدراك المقارن أظهرت أن الكلاب تحمل عدائية ضد الأشخاص الذين يؤذون مالكيهم؟ |
Son günlerde basına verdiğin saçma demeçlerini destekleyecek herhangi bir kanıtın var mı? | Open Subtitles | هل لديك اي اثباتات تدعم اي من تصريحاتك السخيفة التي تقوم بها مؤخراً في الاعلام؟ |
Son günlerde çarşıdaki, kanalizasyon deliğinde yatıp kalkmaya başlamıştı. | Open Subtitles | كان يعيش مؤخراً في مجاري المدينة. |
San Bernardino'daki son korkunç trajediden sonra, Kongre santralini kilitledik. | TED | بعد تلك المأساة المريعة مؤخراً في (سان بيرنادينو)، إمتلأت مقاسم هواتف الكونجرس بإتصالاتنا |