Ama görselleştirme açık olduğu sürece bunun bir önemi yok. | Open Subtitles | لكن لايهم إن كان حقيقي مادام بإمكاني تخليه بشكل واضح |
Aphrodite deyin, Venüs deyin çok istiyorsanız yosma deyin ne hakkında olduğunu anladığımız ve desteklediğimiz sürece ne isterseniz onu deyin, ismin önemi yok. | TED | سموه أفرودايت أو فينوس أو بمبو أو أي اسم آخر تريدونه الاسم لا يهم مادام أنه يحمل المعني، ونحن ندعمه |
Bay Joyce burada olduğu sürece tabii ki. Geri gelip, nasıl olduğunuza bakacağım. | Open Subtitles | مادام السيد جويسى هنا, فسأذهب, وسوف اعود لاحقا لأطمئن عليك |
Yakınlarda bir eşcinsel bar olduğu müddetçe yalnız değilim. | Open Subtitles | مادام هناك حانة للشذوذ بالجوار لا أكون وحيداً |
Madam, belki biraz yardım edebilirim. | Open Subtitles | مادام .. ربما يمكنني ان اساعدك |
Yada mukemmel bir kanom varken yürüyen merdiveni niye kullanayım.. | Open Subtitles | لماذا استخدم المصعد مادام عندي قارب جيد؟ |
Hile yapmadığı ve adam öldürmediği sürece... onu kasabadan atmaya hakkımız yok. | Open Subtitles | مادام لا يغش و لا يقتل فليس من حقنا أن نخرجه من البلدة |
Güneş doğup battığı sürece. Gündüz ve gece olduğu sürece. | Open Subtitles | مادامت الشمس تشرق وتغرب، مادام يوجد النهار والليل |
Zamanla olur. Karşılıklı saygı olduğu sürece böyle bir şey gelişebilir. | Open Subtitles | هذا الشيئ يمكن أن ينمو مادام هناك احترام متبادل, مثل هذا الشيئ يمكن أن ينمو |
Yataktan uzak durduğum sürece güvendeyim, demektir. Ne? | Open Subtitles | لذا، مادام لا أذهب للفراش، فأنا في مأمن. |
Yataktan uzak durduğum sürece güvendeyim, demektir. Ne? | Open Subtitles | لذا، مادام لا أذهب للفراش، فأنا في مأمن. |
Zamanında evde olduğum sürece benim için sorun değil. | Open Subtitles | نعم يا سيدتى, مادام سأصل للبيت فى الوقت المناسب لا يهم شىء آخر |
Evet. Eve zamanında gittiğim sürece önemi yok. | Open Subtitles | نعم يا سيدتي, مادام سأصل للبيت فى الوقت المناسب لا يهم شيء آخر |
Hedef aldığınız şeyi vurdukları sürece işe yararlar. | Open Subtitles | مادام يعمل بكفاءة فمالذي ستصوب عليه الان؟ |
Organizasyonu bildiği sürece bizim için tehdit. Profesör nasıI istiyorsa öyle yapacağız. | Open Subtitles | مادام يعلم بأمر المنظمة فهو خطر سنفعلها بأسلوب البروفيسور |
Evet, bir şeye mal olmadığı sürece kendisine ihtiyaç duyulmasından hoşlanıyor. | Open Subtitles | حسنا انها تحب ان نكون مرغوبه دوما مادام لا يكلفها هذا شئ |
Yakınlarda bir eşcinsel bar olduğu müddetçe yalnız değilim. | Open Subtitles | مادام هناك حانة للشذوذ بالجوار لا أكون وحيداً |
Para kazandığımız müddetçe, yalan söylemek ve korku yaymak, yanlış şeyler değil. | Open Subtitles | الكذب ونشر الخوف ليست مشكلة في استخدامها مادام تعود بالمال عليك |
O özgür olduğu müddetçe... siz olamayacaksınız. | Open Subtitles | طوالَ أنهُ مادام حُراً, فلن تكونوا أنتُم كذلكَ |
Muhtemelen Madam Chow'un yerinde harika bir gece geçirmiştir. | Open Subtitles | على الأرجح أنه قضى ليلة (ممتعة عند (مادام تشاو |
Gözlenecek bir sürü geçit varken, oraya ekip göndermeyeceğim. | Open Subtitles | لن نرسل فريق هناك مادام لدينا الكثير من البوابات لاكتشافها |