| Sen ortaya para koymadın ki martini. Sana kağıt veremem. | Open Subtitles | انت لم تراهن يا مارتيني لا يمكنني ان اعطيك لتلعب. |
| Ve 6 votka martini sonra kendini çok iyi hissediyordu. | Open Subtitles | وبعد ستة مارتيني الفودكا، أنها كانت تشعر جميلة اللعنة جيدة. |
| İki votka martini, bol vermutlu, bol zeytinli ve çok çabuk. | Open Subtitles | إثنان مارتيني ، جاف جداً ، بزيتون كثير جداً وبسرعة جداً |
| Öyle kalacağımı da kim dedi? Ben martini alayım, lütfen. | Open Subtitles | ومن أقل إني سأظل بهذا الزي سأشرب مارتيني من فضلك |
| - Ho-Jon, beye bir martini ver. | Open Subtitles | اود مارتيني ـ هونـجون، اعط السيد مارتيني |
| O 10 sent martini. | Open Subtitles | حددوا الرهان هذه بعشرة سنتات ,يا مارتيني |
| Sen ortaya para koymadın ki martini. Sana kağıt veremem. Of Tanrım. | Open Subtitles | انت لم تراهن يا مارتيني لا يمكنني ان اعطيك لتلعب. |
| Doğru Bay martini. İğneler. | Open Subtitles | نصطاد اسماكا كبيرة هذا صحيح,هذا صحيح,يا مارتيني |
| Bir tane Tabes'e, bir tane Chessy'ye, martini'ye ve dağıtana. | Open Subtitles | هناك واحد لتيبس,شيزي, مارتيني, و موزّع الورق |
| - Büyük balıklar yakalayacağız. - Doğru. Doğru Bay martini. | Open Subtitles | نصطاد اسماكا كبيرة هذا صحيح,هذا صحيح,يا مارتيني |
| Bir tane Tabes'e, bir tane Chessy'ye, martini'ye ve dağıtana. | Open Subtitles | هناك واحد لتيبس,شيزي, مارتيني, و موزّع الورق |
| İki votka martini, ya seninki, Crocodile? | Open Subtitles | إثنين فودكا مارتيني وماذا ستشرب أيّها التمساح؟ |
| Merhaba, Bobo, evet. Bana bir martini ver lütfen, buzsuz, iki zeytinle. | Open Subtitles | مرحباً يا بوبو، نعم أعطِني كأس مارتيني بدون ثلج مع زيتونتين |
| Çok yorulmuşum, ve işte, kuyruğunu sallayarak yatak odasına geliyorsun bir elinde terliklerim, diğerinde bir martini. | Open Subtitles | انا كثيف ثم تاتي الي غرفه النوم و تهزي ذيلك الصغير حذائي في يدي و كاس مارتيني في يدي الاخري |
| Bize iki Absolut martini getir. | Open Subtitles | أحضر لنا اثنين مارتيني سادة تعرف كيف أحبها |
| Buraya gelene kadar yol üzerindeki her barda martini içtim. | Open Subtitles | شربت مارتيني في كل حانة في الطريق الى هنا |
| Siparişimi değiştirmek istiyorum, kuzu pirzolası ile birlikte üzerinde kokteyl zeytin olan martini almak istiyorum. | Open Subtitles | أرغب بتغيير طلبي أحضر لي لحم الضأن و مارتيني مباشرة مع زيتونة |
| Davalar ve zorluklarla geçen uzun bir günün sonunda, tek zeytinli sek bir votka martini için hep beraber "MacSwaggin's"a giderdik. | Open Subtitles | بعدَ يومٍ طويل من المُحاكمات و المُعاناة نذهبُ جميعُنا إلى حانَة ماكسواغينز لتناول فودكا مارتيني جافَة، و زيتونة واحدة |
| Kurabiyeler harika. Ama bir martini'yi tercih ederdim. | Open Subtitles | تشارلي، الفطائر كبيرة، ولكن أود أن تفضل كثيرا مارتيني جاف لطيف. |
| Bombay martinisi, buzlu, Ellis, zeytinli. | Open Subtitles | مارتيني بومباي مع الثلج وثلاث حبات زيتون |
| ve üzerimdeki ıslak kıyafetlerimi çıkarıp, kuru martiniye devam etmeliyim diye düşündüm | Open Subtitles | فقررت أني سأنزع تلك الملابس المبتلة وألبس مارتيني مجفف |
| Aklıma geldi. Jean-Claude'dan zafer martinimi saat sekizde hazırlamaya başlamasını istemiştim. | Open Subtitles | أخبرتُ جين كلود للبَدْء إِهْتِزاز مارتيني نصرِي |
| martiniyi nane likörüyle yapmak istemem. | Open Subtitles | اكره ان اصنع لنفسي مارتيني بنكهة النعناع |
| Bu herifi öldüreceğiz, sonra da gidip lanet martinilerimizi içeceğiz, tamam mı? | Open Subtitles | سنقتل هذا الرجل ثم سنذهب و نحتسي كأساً من الـ(مارتيني),حسناً؟ |
| "The Bachelor"un ilk bölümü gibi ama elmalı martiniler yok. | Open Subtitles | إنّها كبداية "العزوبيّة"، ولكن من دون مارتيني التفاح. |
| Dave'in yaptığı martiniden hayır gelmez. | Open Subtitles | ديف) لا يستطيع جعل مارتيني يستحق) |