geçmişte yapılmış tanıtım değerlendirmeleri de hala bizim için bir sır. | Open Subtitles | وماذا يدور في ماضيهم تلك التقييمات المبدأية، التي بقيت لغزاً لنا |
Dediğim şu ki; insanların geçmişte nasıl insanlar olduklarını bilemezsin. | Open Subtitles | أنا أعبر عن رأيي فحسب، المرء لا يعرف أبداً أي حياةٍ سرية عاشها الناس في ماضيهم |
Bu savaş, görkemli geçmişlerini hatırlamaları noktasında İranlılar için kritik hale geliyor, vaktiyle Irak'la savaşıp kazandıkları görkemli geçmişlerini. | TED | وقد أصبحت حاسمة للإيرانية لتذكر ماضيهم العظيم، ماضيهم العظيم حين حاربوا العراق وانتصروا. |
geçmişlerini yok etmeden insanları değiştiremezsin. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع تغيير مستقبل الناس دون ان تدمر ماضيهم |
Bir insanın geçmişi bir bataklığa dönerse spekülasyona yol açar. | Open Subtitles | ماضيهم مليء بالقاذورات ويدعو الناس لفحصه |
Ev adresleri, kişisel geçmişleri en sevdiği renkler arasında bağlantı bile yok. | Open Subtitles | لا صلات بين عناوين بيوت الضحايا ولا ماضيهم |
Bu insanların geçmişlerinin analizi otomatikman bu sonuca varmamızı sağlar. | Open Subtitles | تحليل ماضيهم يقود الشخص تلقائيًا إلى هذا الاستنتاج |
Bu gemi geçmişinden kaçan ama yeni bir hayat kuracak yeri olmayan insanlar için sığınak vazifesi görüyor. | Open Subtitles | شكّلت هذه المركبة ملاذاً للناس للهروب مِنْ ماضيهم لكنّها ليس مكاناً ملائماً لتأسيس حياة جديدة |
geçmişlerinde ne olursa olsun, her kıza aynı şekilde muamele edilir. | Open Subtitles | عليكِ معاملة كل الفتيات علي حد سواء بغض النظر عن ماضيهم |
Belki şimdi hepsi geçmişte yaşamaktan vazgeçebilir. | Open Subtitles | ربما الآن يمكنهم جميعًا التوقف عن الإنخراط في ماضيهم. |
Bazen insanların geçmişte neler yaptığını bildiğinizde bu sizin sadece onların kötü taraflarını görmenize sebep olur. | Open Subtitles | أحياناً من السهل أن تتصور سوء الناس عندما تعتقد أنك تعرف ماضيهم |
Her baharda, New Yorklu kadınlar geçmişte yapmış oldukları aptalca seçimleri geride bırakıp yeni şeylere kapı açarlar. | Open Subtitles | في كلّ فصول الربيع, النساء في نيويورك... ... يرمون الإختيارات الغبيه من ماضيهم وراء ظهرهم وهم يرغبون بالمستقبل |
geçmişlerini kontrol ettik, sabıkaları yok. | Open Subtitles | لقد قمنا بالتحققِ من ماضيهم ، لا توجد لهُم سوابق |
İnsanların değişebileceğine, geçmişlerini arkalarında bırakabileceklerine inanıyorum. | Open Subtitles | أظن أن الناس يمكنهم أن يتغيروا بإمكانهم أن يتركوا ماضيهم خلفهم |
...bazıları kendilerini toparlayıp, geçmişi unutamadı. | Open Subtitles | وآخرون لايستطيعون نسيان ماضيهم |
Kesin kuralları var yükü olan yada-- garip geçmişi olan kimseyi istemiyor. | Open Subtitles | وهي كانت محددة للغاية عن عدم الرغبة أي شخص مع الأمتعة or-- أو أشياء غريبة في ماضيهم. |
Hafızaları silinmiş olabilir fakat geçmişleri halen duruyor. | Open Subtitles | ذاكرتهم قد تكون ممحوة لكن ماضيهم مازال موجود |
Ve bir sinyal bize onların geçmişleri hakkında bir fikir verebilir, şimdiki zamanları değil. | TED | والإشارة ستعطينا لمحة عن ماضيهم ، وليس حاضرهم . |
O insanlar buraya geldiklerinde geçmişlerinin bir önemi kalmıyor. | Open Subtitles | و عندما يأتون إلى هنا يكون ماضيهم بلا أهمّيّة |
geçmişinden kaçmaya çalışan adamlar. | Open Subtitles | رجال يأتون الى هنا للهرب من ماضيهم |
Temyiz dilekçesinde yer vermemiz gereken bir şey var mı geçmişlerinde? | Open Subtitles | هل هناك اي شيء في ماضيهم تشير إلى حيث يجب أن نركز على استئنافنا |
Greenwood Rehabilitasyon Merkezi'nin... koridorunda, hastalara... geçmişleriyle ilgili, dürüst... olmalarını hatırlatan bir yazı vardır... | Open Subtitles | " في مَمرّ مركز تأهيل " غرينوود يوجد لافتة * الرجُل مريض كأسراره * تلك اللافتة موجودة لتذكير المرضى أن يكونوا صادقين حيال ماضيهم |
Çoğu insan geçmişlerinden kurtulmakta zorluk yaşar. | Open Subtitles | معظم الناس يجدون صعوبة في التخلي عن ماضيهم |
48 saat. Ama gerçekleşmeden önce bunu fark ederler çünkü geçmişlerindeki her şeyi unutmaya başlarlar. | Open Subtitles | ولكن يجب أن يجدوا حل قبل أن يبدأوا بنسيان كل شئ عن ماضيهم |