Tek söylediğim Boolie'nin gitmek istediğini söylemsi. | Open Subtitles | كل ماقلته هو أن بولي أخبرني أنك تريد الذهاب |
Orası hakkında söylediklerimi unutma, yabancıları pek sevmezler o yüzden boş boş dolaşma, ortama gir ve dikkat çekmemeye çalış. | Open Subtitles | تذكر ماقلته عن ذلك المكان انهم لا يحبون الغرباء لذا لاتقم بتصرفات متهورة بدون سبب فقط اندمج وابق متخفياً |
Ne dediğimi hatırlayın: Her zaman bir şeyleri halletmek için zengin veya güçlü olamazsınız. | TED | لذلك تذكروا ماقلته: ليس من الضروري ان تكون غنياً أو قوياً لانجاز المهام |
Bende öyle dedim ama anlarsın gösterişten uzak yapmak istiyor. | Open Subtitles | هذا ماقلته انا ولكن تريده هي أن يكون شئ بسيط |
Sen daha evvel bana "birini tam olarak tanımak imkansızdır" demiştin. | Open Subtitles | هذا ماقلته سابقا ، سنبى، انه لا يستطيع اى شخص .معرفه شخص اخر بالكامل |
Daha önce sana yaşlı ve tükenmiş dediğim için özür dilerim. | Open Subtitles | اريد ان أعتذر لك عن ماقلته عنك بانك اصبحت عجوزا ومنتهيا |
- Üzgünüm, şef, bir daha olmayacak. - Rasgele Pazar da söylediğin buydu. | Open Subtitles | آسف يا رئيس ، لن يحصل مرة أخرى هذا ماقلته لى يوم الأحد |
Biraz önce söylediklerin gerçekten hoştu, kaptan. | Open Subtitles | لقد كان هذا جيداً فعلاً يا كابتن ماقلته للتو |
- Hakkında söylediğim her şeyin üstü makyajla ve tiroit problemi ile ilgili bir yalanla örtülebilir. | Open Subtitles | أوه, من فضلكِ, كل ماقلته عنكِ يمكن تغطيته بمكياج وأكذوبة حول المشكلة الدرقية |
Gözümün önünden kaybolmasını söyledim. söylediğim son şey buydu. | Open Subtitles | اخبرتها بأن تغرب عن وجهي لقد كان هذا أخر ماقلته لها |
Evliliğin bir kağıt parçası olduğuna dair söylediklerimi geri almak için geldim. | Open Subtitles | انا هنا لكي اتراجع عن ماقلته سابقا ان الزواج هو عباره قطعه ورقه |
Bu güzel okulun, doğum gününü kutlamanın en güzel yolu bu sabah söylediklerimi unutmanız olmaz mıydı? | Open Subtitles | أفضل طريقة للاحتفال هي بنسيان ماقلته هذا الصباح |
Tam olarak neler dediğimi hatırlamıyorum ama emin olun ki... tek kelimesinde bile hakikatten eser yoktu. | Open Subtitles | لا أذكر ماقلته بالضبط ولكن بإمكانكما التأكد بأنه لم يكن هناك كلمة حقيقة واحدة بين كل ما قلته |
Daha önce ne dediğimi biliyorum ama bana bir tane alırsan şikayet etmezdim. | Open Subtitles | اعرف ماقلته من قبل، لكن اذا احضرت لي واحداً، لن اتذمر. |
Ona asla çalmayacağım diye bir şey söylemedim, düşünmem gerek dedim. | Open Subtitles | انا لم اقل اني لن اعزف كل ماقلته اني اريد التفكير |
Evet, bu sabah peşinden koşarken de böyle demiştin. | Open Subtitles | أجل ، ذلك ماقلته للتو عندما كنا برحلة سوية |
Burada ölmek istemiyorum. Böyle dediğim için kusura bakmayın ama bu kaya değmez. | Open Subtitles | أنا وأنت لا نريد أن نموت هنا سامحنى على ماقلته , هذه الصخرة ليست متساوية |
Gitmeden önce bana söylediğin o şeyler Beni hiç özledin mi? | Open Subtitles | بعد كل ماقلته قبل رحيلك هل حتى إشتقت إلي؟ |
Hiç de değil. söylediklerin çok anlam ifade ediyor. | Open Subtitles | لا على الإطلاق ماقلته أنت يصنع الكثير من المعاني |
Sadece: "Onun için bir şey ifade etmeyecek bu filmin onun büyük çıkışı olmayacağını ve bunun bana gerçek bir film gibi gelmediğini" söyledim. | Open Subtitles | كل ماقلته هو ان فلمه لن ينجح لن يفعل شيئا له ولايبدو حقيقيا |
Tekrar kafeste tutmak için ne dedin? | Open Subtitles | أيمكنك إعادة ماقلته حول سبب استخدام الأقفاص؟ |
Öyle demedim. İstemiyorsan, Junior'a ver, dedim. | Open Subtitles | يا إلهي , أنا لم أعني ذلك كل ماقلته هو أنكي إذا لم تريدي الفطيرة فأعطيها لجونيور |
Söylediklerini kinle söyledin. Benden bu kadar nefret ettiğini fark edememişim. | Open Subtitles | لقد قلت ماقلته بحقد، لم أدرك بأنّك تكرهني إلى ذلك الحد |
Pekâlâ, ama söylediğimi unutma, öncelikle iyi temel... | Open Subtitles | أوكي.. لكن تذكري ماقلته أساس جيد منذ البداية |
Ama daha önce erkeklerle çay içmeye alışık olmadığını söylemiştin. | Open Subtitles | أنا وأبي كنا صارمين فقط, إنه ماقلته في وقت سابق |
Ne dediğini anlamadım ama iyisi mi sen kendi işine bak. | Open Subtitles | انا لا اعلم ماقلته للتو, ولكن الافضل انهم تهتم بأمورك الخاصه |