| Aslında, düşük gelirli vergi dilimine geçiş yaparsanız, mali yardım hakkı kazanabilirsiniz. | Open Subtitles | لو أبقيته في قسم أصحاب الدخل الأقل فقد تحصلين على مساعدات مالية |
| Oyunda onunla beraber oynayan lise öğrencileri için mali politikaları o ayarlıyordu. | TED | لكنه كان يصمم سياسة مالية داخل اللعبة من أجل تلاميذ القسم الثانوي الذين كانوا يلعبون معه. |
| Adamın biri bir para yığınıyla FBI'a geliyor ve onu tutuklaman için yalvarıyor. | Open Subtitles | رجل يدخل الى المكتب الفدرالي يحمل أوراقا مالية و يترجاك أن تقبض عليه |
| Bu şirkette birinin zimmetine para geçirdiğine dair finansal veriler. | Open Subtitles | معلومات مالية تشير أن شخص في هذا الشركة يقوم بالاختلاس |
| Herhangi bir maddi zarar için müdafaanın sorumluluğu sulh mahkemesinde çözümlenecek bir meseledir. | Open Subtitles | مسؤولية المدعى عليه عن أى خسارة مالية هى مسألة تتقرر فى قضية مدنية |
| Onunla herhangi bir iş veya parasal anlaşma yaptınız mı? | Open Subtitles | هل قمت بعقد صفقات معه أو معاملات مالية من قبل؟ |
| Sürdürülebilirliği dikkate alan şirketler finansal olarak gerçekten iyi durumdalar mı? | TED | هل تحقق الشركات التي تأخذ الاستدامة بعين الاعتبار أرباحا مالية حقا؟ |
| Sonuçta bu savaştan faydalanan devasa askeri hapishaneler ve mali kuruluşlar var. | TED | على كل حال،هناك عدد ضخم من سجون الشرطة العسكرية ومؤسسات مالية مستفيدة من هذه الحرب. |
| İflas, evsizlik korkusu ve diğer mali yıkım korkularıyla daha fazla insanın ulaştığını görüyoruz. | TED | يتواصل معنا أناس خائفون من الإفلاس ومن التشرد أو أزمة مالية. |
| mali zorluklar içindeki bir ekiciye ait. | Open Subtitles | فهو مشروع يخص مستثمر صينى يعانى من صعوبات مالية |
| Yoksul bir eski mahkum yeni bir hayata başlamak için şehre geliyor... ve önde gelen yurttaşlardan biri de ortaya atılıp... ona mali yardımda bulunmayı öneriyor. | Open Subtitles | سجين سابق فقير يأتى إلى بلدة جديدة بحثاً عن بداية جديدة وأحد المواطنين المرموقين يعرض عليه مساعدة مالية |
| Onun mali kaynakları, bizim de madenlerimiz olacak. Bakır işinin arkasında biz varız. | Open Subtitles | لقد حصل على حقوق مالية جديدة، ونحن حصلنا على المناجم لقد عدنا الى العمل في مجال النحاس |
| Bu sunucuyu işleten kişi, kazanana büyük bir para ödülü teklif ediyor. | Open Subtitles | أي كان من يدير هذه اللعبه فهو يعرض جائزة مالية كبيرة للفائز |
| patent sahibi değilim ve hiçbir ilaç firmasından para almadım. hatta oyunuzun peşinde de değilim. | TED | ولا املك براءة إختراع ولم اتلقى اي منحة مالية من شركة تصوير طبي وانا لا أبحث عن صوتكم السياسي |
| Hergün izlediğimiz ikinci büyük saldırgan grubunu suça iten neden para değil. | TED | المجموعة الثانية من المهاجمين الذين نراهم اليوم ليس لديهم دوافع مالية |
| İlk olarak, pek de dikkatli incelemiyoruz ve bunun için çok az miktarda para harcıyoruz. | TED | فنحن لسنا نبحث في الأمر بطريقة جدية جدا، ونحن نصرف مبالغ مالية ضئيلة عليه. فقط نسبة ضئيلة من النجوم في مجرتنا |
| Diğer taraftan sen geleceğinde hazır bir maddi kazanç görüyorum. | Open Subtitles | وأنتِ، في الجهة الأخرة أرى مكاسبٌ مالية لكِ في المستقبل |
| Biliyorum, maddi sıkıntılarım olduğu dedikodularını duymuşsunuzdur. | Open Subtitles | أعلم أنكم سمعتم إشاعة أني أواجه مشاكل مالية |
| Belki de hepimiz çocuklarımıza değerli bir miras bırakacağız, parasal anlamda değil. | TED | لذا ربما سنحتاج ترك لأولادنا ميراث قيّم، وليس ثروة مالية |
| finansal raporlar, muhasebe defteri gibi pazarlık yapabilmesini sağlayacak şeyler. | Open Subtitles | بيانات مالية ، دفاتر حسابات تعطي والدها رقاقة مساومة ما |
| 50$ veya bazen üç dört katı nakit para ödülünü kazanmak için bu oyunda o kadar çok hile yapmaya eğilimli oluyorsunuz. | TED | زاد احتمال ان تغش في هذه اللعبة لكسب اعتمادات مالية نحو جائزة نقدية 50 دولار، وأحيانا 3 إلى 4 مرات أكثر . |
| Savaşı kendi ekonomik çıkarları için savunduğunu söylemiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تقترح بأن يناصر الحرب ليحقق مكاسب مالية شخصية |
| Şirketin her zaman paraya ihtiyacı var tatlım yapamam. | Open Subtitles | الشركةُ تتعرض لضربات مالية دائماً حبيبتي أنا فقط لا أَستطيعُ |
| Neden yatırım bankacılığı yapan ve özel sektörde başarılı kariyer sahibi olmanın zevkini çıkaran iki kadın, bu sektörden bir finans firması kurmak için ayrılır? | TED | الآن لماذا تقوم اثنتين من النسوة .. يملكن مهنة رائعة في مجال الاستثمار البنكي في قطاع الشركات بترك وظيفتهن .. وتأسيس شركة خدمات مالية ؟ |
| BG: Bu yılın başlarında, Yunanistan'ın maliye bakanı olarak yaşadığınız tecrübeyi eminim çoğumuz merak ediyordur. | TED | برونو: أنا متأكد بأن العديد من الأشخاص هنا يتساءلون عن تجربتك كوزير مالية اليونان في وقتٍ سابق من هذه السنة. |
| Evet, hayatımı seninle ilgilenmiyormuş gibi davranarak geçirdim ümit ettim ki, bir gün mâli olarak dibe vurursak sonunda bunu seni elde etmek için kullanabilirdim. | Open Subtitles | أجل. فلقد قضيت حياتى بأكملها أتظاهر أننى لا أريد شيئاً منك وأتمنى يوماً ما، أن نصبح فى أزمة مالية وأستفيد من هذا لكى أصل إليك |
| Daha çok seçenek sunuldukça paralarını tümüyle alıp banka hesaplarına yatırıyorlar. | TED | كلما زادت الخيارات المتاحة, كلما كان احتمال ان يضعوا اموالهم في حسابات اسواق مالية محضة |
| Yüklü bir miktarda kredi çekmek de planlarım arasında değil. | Open Subtitles | وأنا غير مرتاح لمسألة أخذ قروض مالية ضخمة بالنيابة عنك. |
| Action School'un parası bitmiş görünüyor. | Open Subtitles | يبدو بأن مدرسة الأكشن في ضائقة مالية أيضاً |