"ما تشعر" - Translation from Arabic to Turkish

• ne hissettiğini
• Ne hissediyorsan
• his olduğunu
• nasıl hissettiğini
• nasıl hissettirdiğini
• ne düşündüğünü
• hissettiğin şey
• hissettiğin şeyi

Ve harcama yaparken ne hissettiğini gözetle.
وأثِر فضولك حول ما تشعر به عندما تُنفق.

Sanırım ne hissettiğini anladım, ve isteklerine saygı duyuyorum.
أعتقد أنني قد فهمت ما تشعر به و إنني أحترم رغباتك

O an Ne hissediyorsan ve ne kadar istersen iste daha iyi, daha başka hissedemezsin.
- شيء واحد تعلّمته - لا يمكنك الشّعور بغير ما تشعر به بغضّ النظر عن مدى انتظارك للاختلاف

Jim kes şunu! Her Ne hissediyorsan bu gerçek bile değil.
جيم ، توقف ما تشعر به ليس حقيقية

Sadece içinde söylemek istediğin bir şey ile yaşamanın nasıl bir his olduğunu bilebilrsin.
كنت فقط تعرف ما تشعر به لدى العيش داخل خزانة.

nasıl hissettiğini iyi biliyorum, ama üzülmemelisin.
أعرف بالضبط ما تشعر به لكنك لا يجب أن تقلق

Boşuna fedakârlık yapmanın nasıl hissettirdiğini biliyorumdur belki.
ربما أنا أعرف ما تشعر به ترغب في التضحية عبثا

Eğer böyle düşünüyorsa, cehenneme kadar yolu var. Onun ne düşündüğünü boş ver, Bob.
تعرف، إذا كان ذلك ما تشعر به، تعرف، سيكون الحياه معها جحيم

Tamam, eğer hissettiğin şey buysa art... artık bir ailemiz yok.
حسنا ان كان هذا ما تشعر اذن لم يعد لدينا عائلة

O zaman hissettiğin şeyi aşk olduğunu söyleme.
فلا تدعي أنّ ما تشعر به حبّ

ne hissettiğini anlıyorum ama her zaman beklenmedik şeyler çıkabilir.
أنا اعرف ما تشعر به ولكن هناك دائماً ما هو غير متوقع

Bundan sen sorumluysan, ne hissettiğini anlıyorum.
إن كنت مسئول عن ذلك فأنا أعرف ما تشعر به

ne hissettiğini bilmek bir şey hissetmemekle aynı değildir.
حسنا ، معرفة ما تشعر به . ليست مثل أنك لا تشعر

Ne hissediyorsan onu söylemelisin. Bu yüzden varlar o kötü sözler.
يمكنك القول ما تشعر بهِ، كما تعلم.

Hayır. Ne hissediyorsan onu yapmanı istedim.
لا , أريد منك أن تفعل ما تشعر

Ne hissediyorsan onu söyle.
فقط ما تشعر به

Karınla beraber olmanın, Nasıl bir his olduğunu hatırlamanı istiyorum.
أريدك أن تتذكر دائما ما تشعر به أن تكون مع زوجتك.

Yakaladığın zaman bana haber ver, nasıl bir his olduğunu öğrenmek istiyorum.
أريد أن أعرف ما تشعر به عند ذلك

Artık nasıl bir his olduğunu sen de biliyorsun.
الآن، وتعلمون أيضا ما تشعر به مثل

Anlıyorum Sam. nasıl hissettiğini kesinlikle biliyorum.
أنا افهم يا سام أنا أعرف تماما ما تشعر به

En azından onunla konuşup ona nasıl hissettiğini anlatabildin.
فعلت ما بوسعك على الأقل كنت قادراً على الكلام معها بإخبارها ما تشعر به

Herkes başka biri olmanı söylerken olmak istediğin kişi olmak için savaşmanın nasıl hissettirdiğini biliyorum Duke.
أنا أعرف ما تشعر به ، ديوك أن تقاتل لتكون شخص تريد أن تكونه عندما يكون الجميع يقولون لك أن تكون شخص آخر

Belki de insanların, seni olmadığın biri gibi yargılamalarının nasıl hissettirdiğini bildiğimdendir.
...حسنا ، ربما انه بسبب أنا أعرف ما تشعر به أن يكون هناك أناس يعتقدون أنك شخص وأنت لست كذلك

Onun ne düşündüğünü ya da ne hissettiğini nasıl bilebilirim?
وكيف من المفترض أن أعرف ما تُفكر فيه أو ما تشعر به؟

Hayır, Hayır, Hayır, Hayır. hissettiğin şey 100 papel zengin olduğun.
لا ، لا ، لا ، ما تشعر به أنك أغنى بـــ 100 دولار

Doğru olduğunu hissettiğin şeyi yap.
انت سوف تعمل ما تشعر أنه صحيح