Müşterilere tam olarak istedikleri şeyi istedikleri an vermeliydi. | TED | عليك أن تقدم لعملائك ما يريدونه بالضبط بينما لا يزالون يرغبون به. |
Çünkü onların istediklerini bu. Zaten nasıl olursa olsun rol yapmanı istiyorlar. | Open Subtitles | لأن هذا ما يريدونه يريدون منك أن تمثل عليهم بطريقة أو بأخرى |
Her Pakistanlı, Çinli, çilli, pasaklı, kızıl saçlı Rus, tako yiyen, Avrupalı sürtük veya herhangi bir kadın burada istediği şey olabilir. | Open Subtitles | والروس والمخلفات الأوروبية والزنوج والداعرات أن يأتوا إلى هنا ويصبحوا ما يريدونه |
Şu anda tek istedikleri şey seni kızdırmak, bu tuzağa düşme. | Open Subtitles | لو أن كل ما يريدونه الآن هو أن يضايقوك إذن فلا تستسلم |
Jonas, bunu er veya geç yapmak zorundayız. Onlara istediklerini veremeyiz. | Open Subtitles | جوناس، سيكون علينا فعل هذا عاجلاً أم آجلاً لا يمكننا إعطاءهم ما يريدونه |
istedikleri de bu zaten, çünkü gözlerin açiksa içeri tirmanabilirler. | Open Subtitles | وهذا ما يريدونه بالضبط لأنه طالما كانت أعيننا مفتوحة |
Eğer havanın etkisi ile biraz kırgınlıkları varsa ne istiyorlarsa verin, dondurma, reçel ya da bunun gibi şeyler, yani. | Open Subtitles | إذا كانوا مطيعين أعطيهم ما يريدونه. المثلجات والجيلي وأشياء مثل ذلك. |
Erkeklere her istediğini vermeye başlarsan eline fahişe olmaktan başka bir şey geçmez, tatlım. | Open Subtitles | هل تعطون الاولاد ما يريدونه الان وانت لم تصبحي عاهرة يا عزيزتي |
Ama istedikleri şeyi vermezsen senin alacağın 12 yıl kadar kötü değil. | Open Subtitles | لكنها ليست بسوء السنوات الـ12 إن لم.. تُعد إليهم ما يريدونه.. |
Belki o, istedikleri şeyi yapmayacaktır ama ben onun ettiği yemini etmedim. | Open Subtitles | إنه لن يقوم بفعل ما يريدونه لكنني لم أقم بأي قسم |
İnsanlar gerçekten istedikleri şeyi yapamadıklarında buna son vermeleri sizce de tuhaf değil mi? | Open Subtitles | إنه لأمر مضحك ما يقوم به الناس عندما لا يستيطعون عمل ما يريدونه |
Siyahların ve Chicano'ların birbirlerini öldürmesini istiyorlar. | Open Subtitles | الزنوج و المكسيكيين يقتلون بعضهم هذا ما يريدونه |
Bizden de istedikleri bu zaten Tam olarak bizden bunu istiyorlar! | Open Subtitles | أنتِ تلعبي بشكل صحيح في أيديهم هذا فقط ما يريدونه أنت تفعليه |
Şu korkudan donup kalma durumları tam da onların istediği şey. | Open Subtitles | غزالةٌ صغيرة في الأضواء الأمامية هذا ما يريدونه بالضبط. |
Hisse senetleri onda ama onların gerçekten istediği şey bu değil. | Open Subtitles | إنها لديه، لكن ليست هي ما يريدونه حقًا |
Orada istedikleri şey her neyse birini takıma rehber olsun diye, diğerini ise garanti olsun diye tutacaklar. | Open Subtitles | أيًا كان ما يريدونه هناك، سيأخذون أحدهما لإرشاد الفريق للعودة، ويبقى الآخر هنا كضمانة. |
"İnsanlara istedikleri şeyi vermek zorundaydım, ve istedikleri şey sensin." | Open Subtitles | اضطريت لأعطي الناس ما يريدونه و أنت ما يريدونه |
Sana yardım etmeye çalışıyorum. Onlara istediklerini ver yeter. | Open Subtitles | إني أحاول مساعدتك، أعطهم ما يريدونه فحسب |
Birbirimizi öldürüp duruyoruz ve istedikleri de bu zaten. | Open Subtitles | بمواصلة قتل بعضنا البعض وهذا ما يريدونه تماماً |
Ve küçük kafalı geri zekalılar hayata karşı her ne istiyorlarsa yapabileceklerini sandılar. | Open Subtitles | وهؤلاء المدللون الأغبياء ظنوا أن بإمكانهم أن يسيروا في حياتهم ويفعلوا كل ما يريدونه |
İşkenceye uğrarken görünen tek son işkenceciye istediğini vermektir. | Open Subtitles | حين يتعرّض شخص للتعذيب , فلا توجد نهاية قريبة للأمر سوى بمنحهم ما يريدونه |
Evet genelde insanlar mektup gönderdiği zaman istedikleri budur. | Open Subtitles | نعم هذا هو ما يريدونه الناس عندما يرسلون رسالة |
Hayır, senin sevdiğin tiplerin, hiçbir zaman istediklerini elde edememesi. | Open Subtitles | رقم هو أن الناس مثلك أبدا الحصول على ما يريدونه. |
Pekâlâ, hadi onu buradan çıkaralım. ne istediklerini sonra öğreniriz. | Open Subtitles | حسناً، لنخرجه من هنا من ثم نكتشف ما يريدونه لاحقاً |