Catlin'in yerine girmek için aşağı yukarı Yeterli zaman. | Open Subtitles | حول ما يكفي من الوقت بالنسبة لي للوصول الى لكاتلين. ربما. |
Bazı şeyleri biraraya getiririm ve böylece Yeterli zaman kalır. | Open Subtitles | نوعاً ما ، التمسك بكل شيء معا بحيث يكون هناك ما يكفي من الوقت |
Evet, ben de bunu çok istiyorum ama yeteri kadar zaman yok. | Open Subtitles | نعم، لدى الكثير للقيام به وليس لدى ما يكفي من الوقت للقيام بذلك. |
Bazen, her iki dünyanız için de yeteri kadar zaman yoktur. | Open Subtitles | في بعض الأحيان، هناك وأبوس]؛ ليس ما يكفي من الوقت في ليلة لكل من العالمين. |
Sistemleri çalışır duruma getirmek için yeterli süre yok. | Open Subtitles | لا يوجد ما يكفي من الوقت لإستعادة النظام مرة أخرى |
Göründüğü kadarıyla hastalarıyla ilgilenebilmek için asla yeterli zamanı olmayan doktorlar, ellerinden geleni yapmaya çalışıyordu. | TED | الاطباء, كان ظاهرا, لم يكن لديهم في الواقع ما يكفي من الوقت لجميع المرضى، يحاولون على ما يقدرون. |
yeterli vaktimiz yok. Bu meretin etkisi eskisi gibi devam etmiyor. | Open Subtitles | ليس لدينا ما يكفي من الوقت لم يعد الأمر يدوم بما فيه الكفاية |
Sanırım tekrar değerlendirileceklerdir, ... Yeterli zaman geçince. | Open Subtitles | أظن ستكون إعادة تقييم، بعد مرور ما يكفي من الوقت. |
Yeterli zaman olunca tüm karavan parklarını boşaltmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | عندما يكون لدينا ما يكفي من الوقت نحاول إخلاء جميع المنازل المتنقلة |
Eminim, Yeterli zaman olacaktır. Kibarlığınız için teşekkürler. | Open Subtitles | أنا متأكدة إنه سيكون لدينا ما يكفي من الوقت شكراً على لطفك |
Ama grup davası için Yeterli zaman yok. | Open Subtitles | ولكن لا اعتقد أن هناك ما يكفي من الوقت لدعوى جماعية |
Öğle yemeği molasında Yeterli zaman vardı ve bunu yapmak için Dennise'den yardım aldım. | Open Subtitles | كان لي ما يكفي من الوقت في استراحة الغداء الخاص بي لتشغيلها هنا من وفيني. |
Bekleyin. Onu yakalamak gitmek EDECEĞİM. I buna Yeterli zaman olmayacaktır. | Open Subtitles | الانتظار، سأذهب قبض عليه، سوف لا يكون لديك ما يكفي من الوقت في أي مكان. |
yeteri kadar zaman geçtiğini düşündüm ama çocukları düşündüğümde yapamadım. | Open Subtitles | ... اعتقدت أنـه قد مـر ما يكفي من الوقت لكن عندمـا فكرت بشأن هؤلاء ... الأطفال الصغـار , أنـا لم أستطع القيـام بهذا |
yeteri kadar zaman bulursanız tabii. | Open Subtitles | أعتقد اذا كان لديك ما يكفي من الوقت |
Bence sana yeteri kadar zaman verdim. | Open Subtitles | أعتقد انني منحتك ما يكفي من الوقت |
Katilin, cinayet sonrası mektubu yazıp yollaması için yeterli süre. | Open Subtitles | في الـ 6 مساءً ما يكفي من الوقت للقاتل بأن يكتبها ويرسلها بالبريد بعد قتلها |
Bana yeterli süre vermedin! | Open Subtitles | أنت لم تعطيني ما يكفي من الوقت لكي أبدء |
Tüm bunlar, ihtiyacım olan tüm kanıtları bulabilmem için bana yeterli zamanı sunacaktı. | Open Subtitles | ذلك سيمنحني ما يكفي من الوقت للحصول على كلّ الأدلة التي أحتاجها. |
Tamam, Laguardia ve adamları bize yeterli zamanı kazandıracak | Open Subtitles | حسنا, اغوارديا ورجاله يحصلون لنا ما يكفي من الوقت للدخول |
Vidaları buzun içine koymak için yeterli vaktimiz yok. | Open Subtitles | ليس لدينا ما يكفي من الوقت لوضع المسامير في الجليد |
Galiba yeterli vaktimiz var. | Open Subtitles | تعلمون أعتقد أنه لدينا ما يكفي من الوقت |