O zaman ondan kurtulmak için ne gerekiyorsa yapmamıza izin ver. | Open Subtitles | إذاً عدينا أنك لن تمنعينا من فعل ما يلزم للتخلص منها. |
Narcisse'den kurtulana kadar, onu korumak için ne gerekiyorsa yapacağım. | Open Subtitles | حتى نتخلص من نارسيس، سأفعل كل ما يلزم لإبقائها آمنة |
İklim değişikliğiyle savaşmak için ne gerekiyorsa yapacak mıyız? | TED | هل سنقوم بكل ما يلزم لمعالجة تغير المناخ؟ |
Babaları sevdikleri için ne gerekirse yapacaktı. | Open Subtitles | ووالدهما سيفعل أياً ما يلزم من أجل من يحب |
Eğer ailem tehlikede olsaydı onları korumak için herşeyi yapardım. | Open Subtitles | لو كانت عائلتي في خطر لفعلتُ كلّ ما يلزم لحمايتها |
Fiziksel olarak güçlü, zihinsel olarak sağlam. Çocuklarına daha iyi bir hayat sağlamak için ne gerekiyorsa yapacak. | TED | هي قوية بدنيا وعقليا، وستفعل كل ما يلزم لتوفر حياة أفضل لأطفالها |
Onun ringe çıkması için ne gerekiyorsa yap. Yapman gereken bu. | Open Subtitles | أفعل كل ما يلزم لتدخلة إلى الحلبة هذا هو ما يجب عليك فعلة |
Dedim ki; 'Şeftalinin kıllarını görmek için ne gerekiyorsa.' '25,00 $' istedi. | Open Subtitles | كل ما يلزم لكي ارى هذا الثدي لاني اعلم كم هو كبير فقالت لي : يلزمك 25 دولارا |
Hayatta kalmak için ne gerekiyorsa yap ve kuzey mağaralarındaki kuvvetlere katıl. | Open Subtitles | افعل ما يلزم للنجاه والإنضمام للكهوف الشمالية |
Eğer ölmüşlerse, git mezarlarının üstüne işe. Öyle veya böyle, bu döngüyü sona erdirmek için ne gerekiyorsa yapmalısın. | Open Subtitles | وإن كانوا موتى، فتبوّل على قبورهم ولكن عليك فعل ما يلزم لتحصل على خاتمة |
Yani, katalizörün güvenliği için ne gerekiyorsa yapacaksın. | Open Subtitles | يعني أنك تفعل ما يلزم لابقاء المحفز بأمان، صحيح؟ |
Bir yıl önce bu savaşı kazanmak için ne gerekiyorsa yaptın. | Open Subtitles | قبل عام كنتَ لتفعل كل ما يلزم للفوز بهذه الحرب |
Kurbanın kimliğini tespit etmek için ne gerekiyorsa yapın ve nasıl bir işe bulaştığını öğrenin. | Open Subtitles | قوما بكلّ ما يلزم للتعرّف على تلك الضحيّة واعرفا ما الذي كان قريباً منه. |
Bugün bu adamı gözaltına istiyorum. ne gerekiyorsa yapsın. | Open Subtitles | .أريدُ هذا الرجل رهنٌ معي اليوم .افعل كل ما يلزم |
Ego değeri dediğimiz şeyi korumak için yalan söyler, hırsızlık yapar adam öldürür, ne gerekirse yaparlar. | Open Subtitles | و هناك سوف تقع الغش , والسرقة , القتل والقيام بكل ما يلزم , للحفاظ على ما نسميه حدود الغرور |
Öyleyse yönetim kurulunun kontrolünü almasını engellemeliyiz ne gerekirse yapmalıyız. | Open Subtitles | حسنا، يجب منعه من السيطرة على المجلس لا يهم ما يلزم. |
- İşini bitirmek için ne gerekirse yapıyor. | Open Subtitles | الشائعة هي أنّه يفعل ما يلزم لإنجاز المُهمّة. |
Skinner'ın görülecek herşeyi görüp görmediğini bilmek isteyecektir. | Open Subtitles | سوف يرغب بمعرفة إذا رأى سكينر كل ما يلزم رؤيته. |
Fikrinizi değiştirmek için gerekeni bir kez düşündüğünüzde başlangıçta neden bu kadar emin olduğunuzu merak etmeye başlarsınız. | TED | حالما تبدأ التفكير بشأن ما يلزم لتغيير رأيك، تبدأ بالتساؤل لماذا كنت مقتنعاً في بادئ الأمر. |
Fikirlerinin değişmesi için ne gerektiğini bana ve birbirlerine söylemelerini de. | TED | ويشرحوا لي ولبعضهم البعض ما يلزم ليغيروا آراءهم. |
Hayatta olduğum sürece seni durdurmak ve yaptığın her şeyi sana ödetmek için elimden geleni yapacağım. | Open Subtitles | طالما أنا على قيد الحياة، سأفعل كلّ ما يلزم لإيقافك، وأجعلك تدفع ثمن كلّ شيء قد فعلته |
O anda gereken her şeyi yapacağımı anladım hayallerimizi gerçekleştirmek ve ekstra para kazanmak için ek bir işe dahi girerdim. | Open Subtitles | في تلك اللحظة عرفتُ بأنني سأقوم بكل ما يلزم حتى لو كان الحصول على عمل جزئي لجنى المزيد من المال |