"مباشرة إلى" - Translation from Arabic to Turkish

    • Doğruca
        
    • hemen
        
    • doğrudan
        
    • 'a
        
    • Dosdoğru
        
    • direk
        
    • direkt
        
    • 'e
        
    • canlı bağlanıyoruz
        
    - Doğruca bir uzmana götürdüm iyi olup olmadıklarını öğrenmek için. Open Subtitles أنا أخذتهم مباشرة إلى الإختصاصي الذي يخبرني إذا هم كانوا بخير.
    Sonra Doğruca 3 saatliğine spor salonuna gidip, yabancılarla dakikalarca göz kontağı kuracağız. Open Subtitles ومن ثم مباشرة إلى الصالة الرياضية لـ تمارين القرفصاء واتصال بالعين مع الغرباء
    hemen üniversiteye geri döndüm ve kitaplar yazmaya başladım. TED عدت مباشرة إلى الجامعة و بدأت فى كتابة الكتب.
    Gönderici yüzde 1,6 harç ödeyerek ve tek bir tuşa basarak, parayı doğrudan alıcının hesabına aracı olmadan yollayabilir. TED يدفع المرسل 1.6بالمائة كرسوم وبنقرة على زر واحد يمكنه أن يرسل الأموال مباشرة إلى حساب المستفيد بدون أي وسيط.
    Büyükelçim Doğruca Beyaz Saray'a gidecek ve ikiniz de işinizden olacaksınız. Open Subtitles السفير السعودي سيذهب مباشرة إلى البيت الأبيض. وستفقدوا أنتم الاثنين وظائفكم.
    Müdür Dosdoğru kendi aracına gitmiş, binaya hiç giriş yapmamış. Open Subtitles المدير ذهب مباشرة إلى سيارته، و لم يدخل المبنى قط.
    Beyaz bir kadına ıslık çalmak suçundan direk hapse git. Open Subtitles بسبب الصفير في وجه إمرأة بيضاء ستذهب مباشرة إلى السجن
    Müzik doğrudan duygusal damardan kan akışınıza ve oradan da direkt kalbinize gider. TED تتجه الموسيقى مباشرة إلى وريد المشاعر، في مجرى دمك و مباشرةً إبى قلبك.
    Sokak pazarından geldiler ve Köker'e doğru gittiler ve bir soba taşıyorlardı. Open Subtitles لقد جاؤوا من سوق الشارع وذهبوا مباشرة إلى "كوكر" وأخذوا طباخة معهم.
    Doğruca odama git ve orada bekle. Ayakkabılarını çıkarmana gerek yok. Open Subtitles لذا اذهبي مباشرة إلى غرفتي وانتظريني هناك, لستِ مضطرة لخلع حذائيك
    Doğruca Beyaz Saraya gidip yapman gereken neyse onu yapmana ihtiyacım var. Open Subtitles تحتاج بأن تذهب مباشرة إلى البيت الأبيض و افعل ما ينبغي عمله
    Sizi uyarıyorum, hisse almazsam Doğruca polise giderim. Open Subtitles أنا أحذركم . إذا لم أحصل على نصيبي فسأتوجه مباشرة إلى الشرطة
    Böylece bebeğiyle eczaneye uğramak yerine hemen evine dönebiliyor. TED وبهذا تستطيع أخذ طفلها مباشرة إلى المنزل دون الحاجة إلى المرور بالصيدلية.
    Triyaj alanındayken suyu gelmiş, bu yüzden onu hemen doğumhaneye getirmişler ve sonra onu muayene etmişler. TED لقد نزل ماء رحمها في منطقة الفرز، لذا فقد جاؤوا بها مباشرة إلى غرفة الولادة، ثم قاموا بالفحص.
    Eğer sizin için de uygunsa beyler doğrudan konuya girmek istiyorum, Open Subtitles إذا كان مناسبا لكم يا رفاق، أود الدخول مباشرة إلى النقطة
    - O 500 dolar seni doğrudan New York'a getirdi. Open Subtitles -تلك الـ 500$ جلبتك مباشرة إلى نيويورك . -كانت كاذبة.
    Şu korsanları kiralayalım ve Dosdoğru Brundusium'a yürüyelim! Open Subtitles لنستأجر أولئك القراصنة ثم نسير مباشرة إلى برنديزي
    Ama üzülmüş veya şoka girmiş gibi bir hâlleri de yoktu ve dönüp binaya girdim Dosdoğru odaya gittim ve ağladım. TED لم يبدُ عليهم أنهم كانوا مستائين أو في حالة صدمة، وهكذا دخلت إلى المبنى، مباشرة إلى ورشة العمل، وبكيت.
    Ofisinden ayrılınca direk buraya geldi. Sadece etrafı kontrol et. Open Subtitles ،لقد غادر مكتبه وجاء مباشرة إلى هنا فقط انظر حولك
    Geçen sefer kaçtığında, direkt en iyi çocukluk arkadaşına gitti. Open Subtitles آخر مرة رحلت اتجهت مباشرة إلى أفضل صديقة في طفولتها
    L.a.'e gidiyorsunuz. - Ne? Open Subtitles بأنّه غيّرَ الخريطةَ لذا أنت تتجه مباشرة إلى لوس أنجليس
    Sonumuzun yaklaşmasıyla hükümetimiz harekete geçti. Şimdi uyduyla Amerika Birleşik Devletleri Meclisine canlı bağlanıyoruz. Open Subtitles وبقرب وقت إبادتنا ، حكومتنا تحركت لتقوم بحل ما، ننتقل معكم مباشرة إلى مجلس الكونغرس

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more