| Bu, asla görmek istemediğim abartılı oyunculuk için kusursuz bir örnekti. | Open Subtitles | هذا الخطاب الذي ألقيته للتو هو مثال رائع لتمثيل مبالغ به ولا أود أي منكم يقلده |
| Bence abartılı olmuş. Büyük Salı'nın yoklama sonuçlarını aldım. | Open Subtitles | في اجتماع البلدية الليلة أظنه مبالغ به تلقيت للتو آخر الاستطلاعات قبل يوم الثلاثاء |
| Gerçek çok abartılı. | Open Subtitles | الحقيقة هي أمر مبالغ به |
| Hayır yemeği için birazcık abartı olmaz mı? | Open Subtitles | ألا تظن أنه مبالغ به قليلا بالنسبة لعشاء خيري؟ |
| Bu kadarı biraz abartı olabilir, ama strese girdiğimde kusuyorum. | Open Subtitles | ... ربما هذا مبالغ به بعض الشيء لكنني أعاني فعلاً من مشكلة التقيؤ نتيجة التوتر |
| - Bu biraz aşırı oldu ama. | Open Subtitles | هذا مبالغ به بعض الشيء |
| Biraz aşırı oldu bu. | Open Subtitles | هذا مبالغ به قليلاً |
| Çok abartılı değil mi sence? | Open Subtitles | أتعرفين أن الأمر مبالغ به |
| Tekrar abartılı oluyor. | Open Subtitles | انه امر مبالغ به مره اخرى |
| Bence bu abartılı bir tepki. | Open Subtitles | أظن بأن هذا رد فعل مبالغ به |
| Biraz abartılı. | Open Subtitles | إنه مبالغ به |
| Biraz abartı oldu, farkındayım. | Open Subtitles | انه مبالغ به قليلا , استطيع ان افهم ذلك |
| Biraz abartı oldu, farkındayım. | Open Subtitles | انه مبالغ به قليلا ' استطيع معرفة ذلك |
| Ama buradan bakınca "Kötü" lakabı biraz abartı gibi duruyor. | Open Subtitles | لكنْ مِنْ منظوري يبدو أنّ "شرّيرة" لقبٌ مبالغ به |