Beş para etmez bir miktar için gelmiş olması kötü. | Open Subtitles | هذا مؤسف , فأنتَ تملك مبلغاً قليلاً كي تراهن به |
Toparlanmana yardım edeceğim, sen de bana beş haneli ödeme yapacaksın. | Open Subtitles | أساعدك على الوقوف من جديد وتدفع لي نقداً مبلغاً مكون من خمس أرقام |
Yoksa yaptığı portre beğenilmediği için parayı geri veren sanatçılar mı? | Open Subtitles | أعادت مبلغاً كبيراً لأن أحدهم لم يحب الصورة التى رسمتها له |
Taşınmanıza yardımcı olmak için bir kaç dolar verebilirim. | Open Subtitles | يمكنني إعطائك مبلغاً يساعدك في الانتقال لمنزل أخر لا يمكنني الانتقال |
Vermemiz istenen hiç küçük bir rakam değil. | Open Subtitles | . إنه ليس مبلغاً صغيراً الذى طلبنا إعطائه |
Körü körüne, bir sonraki kitabına yedi rakamlı bir meblağ öneriyorlar. | Open Subtitles | يعرضون عليك مبلغاً من سبعة أرقام صفقة أكيدة لكتابك التالي. |
Ama tekne sana ait ve bizde onun kürekçileriyiz ve bunun için senden ücret istememiz seni kızdırıyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | لكن القارب لكم ونحن من علينا القيام بالتجديف يبدو أن رغبتنا في أن يتم دفع مبلغاً جيدا لنا قد أغضبتك |
Arkadaşımsa ciddi miktarda para kaybediyor. | Open Subtitles | صديقى مستعد ليخسر مبلغاً معقولاً من المال |
Baloda, biri, sepetlerden birine yüklü bir miktar para koymuş. | Open Subtitles | في التجمع, وضع احدهم مبلغاً كبيراً من المال في إحدى السلات |
Çenesini kapalı tutması için büyük bir miktar para ödediğin kişi. | Open Subtitles | الرجل الذى دفعت له مبلغاً ضخماً لتبقه صامتاً |
Sonra büyük bir yabancı şirket büyük bir miktar karşılığı patenti almayı teklif etti. | Open Subtitles | ثم عرضت علي شركة أجنبية كبيرة ثم عرضت علي الشركة مبلغاً كبيراً من المال مقابل اختراعي |
Böyle bir mahremiyet için yüklü miktarda ödeme yapıyoruz. | Open Subtitles | أعتقد بأنّنا ندفع مبلغاً باهظاً لهذا النوع من الخلوة |
Mayfair Fonu'na yüklü bir ödeme, hiçbir anlama gelmiyor. | Open Subtitles | لقد دفع مبلغاً كبيراً إلى صندوق مايفير وهذا لايعنى شيئاً |
Kızı parayı aldıktan bir yıl sonra piyasaya 80.000 dolarlık bir araba çıkıyor. | Open Subtitles | هذه سيارة ثمنها 80,000 وأُنتجت في العام الذي تلقت فيه ابنتها مبلغاً كبيرًا |
Bana sadece küçük uysalından bak. Etrafımda salya akıtıp, sığır filetosu yesinler diye onlara en yüksek parayı verecek değilim. Parçalayın onu. | Open Subtitles | إنها تبدو نحيلة بعض الشيء لي لن أدفع مبلغاً طائلاً من أجل كلاب لا تقوم إلا بالبحث عن الطعام |
Taşınmanıza yardımcı olmak için bir kaç dolar verebilirim. Taşınamam! | Open Subtitles | يمكننى اعطائك مبلغاً يساعدك فى الانتقال لمنزل أخر |
Bakın Dedektif, birincisi 15 bin, öldürmeye değecek bir rakam değil. | Open Subtitles | أنظري ، أيّتها المحققة ، أولاً 15ألفاً ليس مبلغاً يستحق القتل لأجله |
Rezervasyonda, 150.000 doları hatrı sayılır bir meblağ olarak görecek kişiler var. | Open Subtitles | هنالك بعض المتحفظين الذين قد يعتبرونَ مبلغاً ك150 ألف دولار ضخما نوعاً ما. |
Kurban, kalp pilinin takip edilmesi için fazladan ücret ödemiş. | Open Subtitles | حسناً , اتضح بأنّ الضحية دفع مبلغاً إضافياً لرصد عمل المنظّم عن بُعد |
- Onu yüklü miktarda para götür. - Ne kadar? | Open Subtitles | وتسلمها مبلغاً ضخماً من المال نعم كم المبلغ؟ |
Çete bundan sonra kurbanın büyük bir parti vermesini beklerler ve büyük bir rezalete sebep olmamak için çok yüksek paralar isterler. | Open Subtitles | نهج العصابة هو إنتظار الضحيّة ليقوم بحفل كبير ثم يفعل أي شيء، يدفع مبلغاً طائلاً لتجنب الإحراج إحراج؟ |
Ben gidip birkaç kefalet anlaşması yapacağım, eğer olur da kimse nakit parayla gelmezse diye. | Open Subtitles | سوف أذهب لأدبر مبلغاً للكفالة في حال لم يأتي أحد ببعض المال |
O yılki programın hedefi $ 3.9 milyon dolardı ve bu para, o zaman için büyük miktarda bir paraydı. | Open Subtitles | هدف البرنامج الخيري ذلك العام كان 3.9 مليون دولار مما كان هذا مبلغاً كبيراً وقتها |