Hidrojen bombası tasarlıyorlardı. Ama bir Gece, geç saatte birisi sonunda bir bomba çizdi. | TED | إنهم يصممون قنابل هيدروجينية. إلا أن أحدهم في المدونة متأخرا في أحد الليالي، رسم أخيرا قنبلة |
Blackheath'e gitmek için çok geçti... | Open Subtitles | كان الوقت متأخرا جدا للعودة الى بلاكهيث, |
Sonny, ben hastahanedeyim. geciktim. Burada kimse yok. | Open Subtitles | سونى أنا فى المستشفى لقد وصلت متأخرا و لا يوجد أحد هنا |
geç saate kadar çalışıp eve dönüyorsun, bakıyorsun herkes ölmüş! | Open Subtitles | تعمل متأخرا ترجع للبيت وحين تدخل الجميع ميت |
Güzel zaman geçirmiş olmalısın. İki saat geciktin. | Open Subtitles | إذا، لابد أنها كانت لعبة جيدة إنك متأخرا ساعتين |
geç saatlere kadar kalır onlarla konuşurdu hastalığı deneyimlemenin ne demek olduğunu anlamak için. Sadece teknik ayrıntılarıyla değil. | TED | يبقي متأخرا يتحدث معهم، محاولا أن يفهم تجربة المرض وليست فقط الأمور التقنية. |
Artık ne kadar geç olduğunu söylememe gerek yok, değil mi, Ajan Mulder. | Open Subtitles | أنا ليس من الضروري أن أخبرك كيف متأخرا هو، يعمل أنا، الوكيل مولدر؟ |
Hep emekli olacağım diyordu ama sonra çok geç kaldı. | Open Subtitles | وكان دائما على التقاعد، ولكن بعد ذلك كان متأخرا جدا. |
Hisse almak için çok mu geç kaldım. | Open Subtitles | ليس الآن، حسنا؟ كنت أتساءل فقط إذا ما كنت متأخرا جدا لشراء أي من الاسهم. |
Çünkü kürtaj için geç kalmış. | Open Subtitles | هذا لأنه كان متأخرا جدا إجراء عملية إجهاض. |
Masörüme söyle,15 dakika gecikeceğim. | Open Subtitles | أخبرى المدلكة أنا أجرى حوالى 15 دقيقة متأخرا |
Benden kaçtı, sonra kendi bana geldi. Gece geç saatte odama geldi. | Open Subtitles | اولا, تحاشانى, ثم اقحم نفسه علىّ, وحضر الى غرفتى متأخرا ليلا |
- Peki. Çok geç saatte arama çünkü akşamları striptiz yapıyorum. | Open Subtitles | لا تتصلي بي متأخرا فأنا أكون في نادي العراة |
Ama artık çok geçti, Madam Lake. Çünkü çoktan evlenmiştiniz. | Open Subtitles | ولكن جاء هذا متأخرا , لانك قد تزوجتى بالفعل |
Cesaretimi toplayıp, söylemek için kapıya koştuğumda artık çok geçti. | Open Subtitles | ولكن كما كنت متجها نحو البوابة , شعرت بأني قادر ان اقولها واردت ذلك ولكن ذلك كان متأخرا |
Son terapiye 10 dakika geciktim ve bunu ücrete yansıtmamışsın. | Open Subtitles | كنت متأخرا 10 دقائق عن المجموعة وأنت لم تحسمها |
Sence onu Perşembe gecesi geç saate kadar oyalayabilir misin? | Open Subtitles | هل تعتقدين أنه بمقدورك أن تبقيه بالخارج لوقت متأخرا لليلة الخميس؟ |
Sistem kontrolü için on dakika geciktin. | Open Subtitles | أنت عشرة دقائق متأخرا على أنظمتك تدقّق. |
Bir kızın geç saatlere kadar dışarıda kalması iyi bir şey değil. | Open Subtitles | لا ينبغي لفتاة أن تبقى بالخارج متأخرا لأي سبب كان |
Ne kadar geç olursa olsun kokuşmuş kümesime dönerim hep. | Open Subtitles | اعود دائما الى العش مهما كان الوقت متأخرا |
Muhtemelen bunu bana bu akşam söyleyecekti. Ama kararını verme konusunda geç kaldı. | Open Subtitles | من المحتمل انها كانت ستخبرنى بهذا الليلة, وقد عقدت عزمها متأخرا |
Siz insanları uyarmak istedim... ancak çok geç kaldım. | Open Subtitles | أردت تحذيركم أيها الناس ولكني وصلت متأخرا |
Geçen derse geç kalmış koridorda koşuyorum. | Open Subtitles | وأنا أجري في الطرقة، متأخرا جدا على الصف |
Hayır, gecikeceğim. | Open Subtitles | لا. سأصل متأخرا. |
Çok... Çok geç kalmışsın, bu kadar uğraşmana gerek yoktu. | Open Subtitles | أنت تعمل لوقت متأخرا جدا ليس من الضروري أن تبقى لمدة طويلة |
sen altı buçuk dakika geç kaldın biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف بأنّك متأخرا حوالى ستة دقائق ونصف؟ |
Ve biliyorum geç oldu, Ve gürültü yaptık, ve çocuklar uyuyor. | Open Subtitles | وأنا أعرف بأن الوقت أصبح متأخرا كان صوتنا عالياً والأطفال نائمون |