Şimdi, yakınlarda Afganistan'dan ithal edilmiş kilim satan 28 dükkan var. | Open Subtitles | الآن, هنالك 28 متجرا في المنطقة المحلية والذين يبيعون سجادا مستوردا من أفغانستان, |
- Geride bir dükkan gördüm-- | Open Subtitles | - - رأيت متجرا في الخلف هناك -- |
Garson'da başka bir dükkan daha açıyoruz. | Open Subtitles | سنفتتح متجرا آخر في كارسن |
Bu sabah bir fırsat dükkanı buldum, ve kendimi tutamadım. | Open Subtitles | زرت متجرا للأغراض القديمة هذا الصباح، وأشعر كأنّني لا أوقف. |
Ebeveynler dükkanı açar ve envanter ile rafları doldururlar tek limit sperm, yumurta ve ekonomidir. | TED | يفتتح الأباء متجرا ثم يبدأون بملأ الأرفف بالمخزون، والقيود الوحيدة لهذا هي الحيوانات المنوية والبويضات والاقتصاد. |
Burada yerel bir market işletiyor. Her yıl seyahat ediyor. | Open Subtitles | ، يمتلك متجرا محليا هنا يسافر كل سنة |
Sen bir MLA olacaksın ben bir dükkan açacağım, her şeyi birlikte yapacağız. | Open Subtitles | ستصبحين عضو برلمان. . سأفتتح متجرا . |
Oldukça karışık bir dükkan olacakmışa benziyor. | Open Subtitles | يبدو أنه سيكون متجرا مربكـاً. |
- Git başka dükkan bul. | Open Subtitles | جد متجرا آخر |
Şehir merkezinde dandik küçük bir binadaydı. ama asansörle çıkarsınız, kapılar bir açılır -- işte böyle küçük, minik bir sihir dükkanı. Sihir dükkanındasınız. | TED | و لكنك و انت فى المصعد, يفتح لك الباب.. سيكون فى إنتظارك متجر الأدوات السحرية. و تصبح داخل متجرا للأدوات السحرية. |
Biliyor musun, Üçüncü caddede harika bir hatıra spor eşyası dükkanı var. | Open Subtitles | أتعلم بأن هناك متجرا للقطع الرياضية الأثرية في الدرب الثالث |
Minibüsümüzü çalan hatun, bir dükkanı soyduktan sonra bize ateş açtı. | Open Subtitles | أعني, سيارتنا سرقت من قبل تلك المرأة بعد أن سرقت متجرا و جعلتنا مرمى للنيران |
Burada yerel bir market işletiyor. | Open Subtitles | يمتلك متجرا محليا هنا يسافر كل سنة |