"متجره" - Translation from Arabic to Turkish

    • dükkanı
        
    • dükkanını
        
    • dükkanının
        
    • dükkanında
        
    • dükkânını
        
    • dükkanına
        
    • dükkanından
        
    • dükkana
        
    • dükkânında
        
    • dükkanındaki
        
    • dükkânı
        
    Efsaneye göre, dükkanı kapanıp, malları elinde kalınca... Open Subtitles يقال أنه عندما تم إغلاق متجره .. وأصبحالموظّفينعاطلين.
    Acaba, dükkanını Tanrının yıktığına dair bir kanıtı var mı? Open Subtitles ..هل لديه أي دليل لإثبات بان الإله هدم متجره ؟
    dükkanının önünde uyuşturucu satan çocuklarla dalaşmış. Open Subtitles دَخلَ هناك مع طفلِ يَبِيعُه مخدّرات خارج متجره
    Üst kat özeldir, çıkamazsınız. Bay Quilp kendi dükkanında istediğini yapar. Open Subtitles لا تستطيع الذهاب للأعلى سيدي,إنه مكان خاص السيد كويلب له أن يفعل مايشاء في متجره
    Adamın dükkânını yaktılar yahu. Bu iş burada biter mi sanıyorsun? Open Subtitles أعني، لقد أحرقوا متجره أتظنين أن هذه هي نهاية الأمر؟
    Sutton her sabah Shady Grove istasyonuna arabasıyla gidip, dükkanına gitmek için kırmızı hatta biniyor. Open Subtitles كل صباح لكي يأخذ الخط الأحمر إلى المدينة الى متجره الذي يبيع فيه الشطائر
    Görünen o ki Grunfeld dükkanından nadiren uzaklaşmış. Open Subtitles يبدو أن جارنفيلد بالكاد غادر متجره
    Dedi ki Jamie 8 ay önce dükkana gelmiş hiçbir hatırası olmadan sadece adını tekrarlıyormuş. Open Subtitles وقال بأن جيمي تجول في متجره منذ ثمانية أشهر و كان فاقدا لذاكرته يردد اسمه فحسب
    Bana dükkânında göstermiş olduğu el çabukluğu gibi şaşırtıcı marifetlerinden bir başkasıydı. Open Subtitles كانت خفة يد أخرى مذهلة كتلك التي أراني إياها في متجره
    Bağırsakları çıkarılmış, derileri yüzülmüş ve adamın dükkanındaki domuzlar gibi küvette ters bir şekilde asılı bulunmuşlar. Open Subtitles منزوعي الأحشاء، و مسلوخين ومعلقين رأسًا على عقب في حوض الإستحمام لكي يجفّوا مثل الخنازير في متجره
    - Burası onun dükkanı değil. - Hayır öyle Nell. Ya da olacak. Open Subtitles لكن هذا ليس متجره لكنه كذلك ,نيل ,أو سيكون
    Onlara bunu verebilirdim ve dükkanı alt üst edip dağıtırdım. Open Subtitles لقد حطمت رأس ذلك الرجل حطمته جيدا وكسّرت متجره
    dükkanı lale işaretli olan. Open Subtitles واجهة متجره تحمل علامة الخزامى
    Aslında borçlarından kurtulursa, kendi dükkanını açmak istiyor. Open Subtitles في الحقيقه عندما ينتهي من قرضه فهو يرغب ان يفتح متجره الخاص
    Bil bakalım tam öldürüldüğü sırada dükkanını önünde kimin minibüsü görülmüş. Open Subtitles وخمّن مركبة من رصدت خارج متجره عندما مات
    Kısa süre önce dükkanını satışa çıkarmış ve haftalardır gören olmamış. Open Subtitles ووضع متجره مؤخرا للبيع ولم يراه احد منذ اسابيع
    dükkanının yakınındaki bir istasyondan binip Bronx son durağa gidiyormuş. Open Subtitles كان يسافر من مترو الأنفاق ويتوقف بالقرب من متجره إلى المحطّة الأخيرة في حي "برونكس"
    Bir dükkan sahibinin yeni dükkanının açılışına çiçek göndermişler. Open Subtitles هذا صاحب متجر يحصل على ورود في يوم افتتاح متجره الجديد...
    Bir dakika, dükkanında çalışanlar dün öğle yemeğinden sonra dışarıda olduğunu söylediler. Open Subtitles إنتظروا لحظة، الناس في متجره قالوا أنّه كان البارحة في الخارج منذ وقت الغداء.
    Ya sana ilk eşleştiğin kişinin pasta dükkanında çalışırken kasıklarını yaktığını söylersem? Open Subtitles وماذا لو أخبرتك أن أول شاب متوافق معك قام بحرق فخذه عن غير قصد في متجره لبيع الكعك
    Romeo Velastiche bize dükkânını kiralayan bir arkadaş. Open Subtitles "روميو فالاستيك " كان صديقاً ... ... و الذي مشكوراً أعار لنا متجره.
    Diğer taraftan da buraları kapatıp en iyi kızları kendi dükkanına alıyor. Open Subtitles وأيضًا إيقَاف المُسابقَة، يأخذ أفضَل الفتيَات ليُعزز متجره الخَاص.
    Bak. İpek dükkanından Tazaemon, bu pisliği o başlattı. Open Subtitles (تازمون) تاجر الحرير، من متجره بدأت كل الفوضى
    Evet, ben dükkana gittim. Open Subtitles نعم ,ذهبت إلى متجره
    Canal Caddesi'ndeki dükkânında... Open Subtitles في متجره في شارع القناة
    Şeker adam dükkanındaki parti için davetiye getirdi. Open Subtitles رجل الحلويات أتى بدعوات إلى حفلة في متجره.
    O bir berberdi, kendi dükkânı vardı. Open Subtitles لقد كان حلاقا وكان يمتلك متجره الخاص.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more