"متزايد" - Translation from Arabic to Turkish

    • artan
        
    • büyüyen
        
    • aşırı
        
    • yüksek
        
    • gitgide
        
    • artarak
        
    • artıyor
        
    • giderek daha
        
    • gittikçe daha
        
    artan sıklıkla onun öldürme isteğini kontrol altına almaya çalışıyordum Open Subtitles بشكل متزايد, كلما حاولت قمعه كلما زادت رغبته في القتل
    Araç ilerlerken, şiddetli rüzgar hızları ve büyük ölçekte artan basınç kaydetti. Open Subtitles في الطريق لاسفل ,سجلت سرعات رياح عنيفة وضغط متزايد علي نحو واسع
    Özellikle gelişmekte olan piyasalarda insanlar arasında büyüyen bir şüphe var, şimdi insanlar inanıyorlar ki, demokrasi, ekonomik büyüme için bir ön koşul olarak görülmüyor. TED بالتحديد هنالك شك متزايد حول الناس في دول الاسواق الناشئة حيث يعتقد الناس الان بأن الدمقراطية لا يجب ان ينظر لها كشرط اساسي للنمو الاقتصادي
    Alarm yükseltildi ve kısa süre sonra bu ülkeler yardım almak bir yana aşırı derecede izole edildiklerini gördüler. TED تصاعد التنبيه، و قريبًا وجدت هذه البلدان عدم تلقيها الدعم المطلوب، بل معزولة بشكل متزايد.
    Önden arkaya şiddetli karın ağrısı, yüksek ateş, hızlı nabız. Open Subtitles ألم حاد جوفي من الأمام إلى الخلف حمى شديدة، و ضغط متزايد.
    Sanki durmadan akan bir nefret akıntısı vardı, etrafımızda köpürüyor ve gitgide taşıyor. TED وكأنه كان هناك تيار الكراهية الثابت وهو يدور في كل مكان حولنا ويفيض بشكل متزايد.
    Aksine, doğasında bir yenilenme ve bozulma vardır ve bu problemler de artarak büyük verinin içinde gömülüp gitmektedir. TED على العكس، هناك بعض العناصر المتأصلة للابتكار أوالتخريب وبشكل متزايد هذه المشكلات تكون مدفونة في بيانات كبيرة
    Amerika Birleşik Devletleri genelinde, birçok kurumda sıklıkla yaşanan ve kurumlara hiçbir sorumluluk doğurmayan cinsel şiddet ve tacize yönelik sosyal farkındalık artıyor. TED عبر الولايات المتحدة، هناك وعي اجتماعي متزايد بأن العنف الجنسي والتحرش هي أمور شائعة جداً داخل مؤسساتنا المختلفة، وتحدث غالباً بدون أي مساءلة.
    Gittikçe artan bir şey ise bu tür sistemlerin interneti kullanmaya başlıyor olması. TED مايحدث بشكل متزايد أن هذه الأنظمة بدأت باستخدام الإنترنت.
    Bugün, Çin dünyadaki en büyük ikinci ekonomiye, güç santralına sahiptir. Ayrıca insanları artan bir refah içinde yaşamaktadır. TED اليوم، هي ثاني أكبر اقتصاد في العالم، وتمثل قوة صناعية، ويعيش شعبها في رخاء متزايد.
    Bu da demektir ki, servet sadece seçilmiş bireylerden oluşmuş bir grubun elinde toplanmakla kalmıyor, ayrıca Amerikan rüyası, bizim gibi artan bir çoğunluk için giderek ulaşılamaz hale geliyor. TED وما يعنيه ذلك هو أن الثروة لم تصبح تتركز فقط بصورة متزايدة في أيدي مجموعة مختارة من الأفراد، ولكن الحلم الأمريكي أصبح بعيد المنال على نحو متزايد لغالبية متزايدة منا.
    Laboratuvarın içinde değil, ve giderek artan bir şekilde Hindistan, Çin, Brezilya, Afrika gibi yerlerde. TED ليس في المختبر، وإنه على نحو متزايد في مناطق مثل الهند والصين والبرازيل وافريقيا.
    Gelecekteki görev, gitgide büyüyen bu ekonomiye uyum sağlamak için, sosyal güvenlik ağını yeniden icat etmek. TED فالتحدي القادم هو اعادة ابتكار شبكة الأمان الاجتماعي لتتلائم مع الاقتصاد المضعضع على نحوٍ متزايد.
    Eğer gitmişse, gitmiştir. Eğer gerçekten şanslıysanız, aşağıdan büyüyen birşeyler bulabilirsiniz. TED إذا انها ذهبت، انها ذهبت، وإذا كنت محظوظا حقا قد تحصل على شيء متزايد من أسفل القاع.
    Almanya ve müttefikleri için artarak büyüyen tehlike düşmanlarından değil kendi vatandaşlarından geliyordu. Open Subtitles التهديد الأكبر إلى ألمانيا وحلفائها جاء على نحو متزايد ليس من أعدائهم لكن من مدنييهم
    Bu soruna yol açan diğer bir ciddi felaket ise, aşırı derecede şiddete başvurulması ve bu, dünya çapında muazzam şekilde artmakta. TED والمفسدة الأخطر هنا التي تسبب هذه المشكلة هي اللجوء إلى العنف بشكل متزايد وهذا يزداد بشكل مخيف حول العالم.
    Halkın, katilin yakalanması için aşırı hevesi polis için neredeyse büyük bir sorun olduğu giderek daha belirgin hale geldi. Open Subtitles واتضح بشكل متزايد انه بقدر ان القبض على القاتل مشكلة كبرى للشرطة فكان ايضا المنقذ من الجمهور
    Bugün burada deniz oldukça yüksek... onun için herkesi uyarmak istedim. Open Subtitles هذا اليوم لدينا ارتفاع متزايد بالأمواج
    ve artarak devam eden bu manzaralar sadece bizi beslemek için kullanılmıyor. TED و بشكل متزايد هذه المناظر الطبيعية لا تقوم بإطعامنا نحن فقط.
    panik üzerine-- Toksitin sertlik seviyesi artıyor. Open Subtitles الهلع على مستوى خطورة مستوى السموم متزايد بكل تأكيد
    Bu durum, en kötü sorunlardan birine sebep oluyor, dünyadaki tüm ülkelerde giderek daha fazla kadının alınıp cinsel köle olarak kullanılıyor olmaları. TED وهذا يقودنا إلى أسوأ مشكلة، هو أن النساء تُشترى وتوضع في العبودية الجنسية بشكل متزايد في كل أنحاء العالم.
    Ben bir sanatçı ve mühendisim. Bu gittikçe daha sık karşılaştığımız bir bileşim. TED أنا فنان ومهندس. الذي هو ، على نحو متزايد ،النوع الاكثر شيوعا من الهجين.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more