"متساهل" - Translation from Arabic to Turkish

    • yumuşak
        
    • hoşgörülü
        
    Sanırım bugün şanslısınız. yumuşak bir yargıcınız var. Open Subtitles أعتقد أنكما محظوظتان اليوم لديكم قاضي متساهل
    Haklıydın Tom , ona çok yumuşak davrandım. Open Subtitles أنت كنت محقّ، توم أنا كنت متساهل جدا معها ماذا؟
    Eğer kamera ile nefes bile alsan, çekim yumuşak olur. Open Subtitles حرفيا,ان تنفست فقط مع الكاميرا انت متساهل في لقطتك انت متساهل
    Avukatım kendim teslim olduğum için, cezamın daha hoşgörülü olacağını söyledi. Open Subtitles قال المحامى أن القاضى سيكون متساهل معى من أجل تسليمى لنفسى
    Hakim bu kadar hoşgörülü olmasaydı, burada olmazdık. Open Subtitles إن لم يكن القاضي متساهل جداً, لما كنّا هنا
    Burada sevildiğin ve popüler olduğun için geçmişte sana hoşgörülü davranmıştım, Open Subtitles أعني, لقد كنت متساهل معك في الماضي وهذا لأنك محبوبة ولأنكِ من المفضلين هنا
    Suça karşı yumuşak davrandığımı söyleyen bir karalama kampanyası başlattın, doğru olmadığını da bal gibi biliyordum. Open Subtitles لقد هاجمتني وقلت أنني متساهل مع الجريمة، بينما كنت تعلمين أن هذا غير صحيح.
    Ona o kadar yumuşak davranıyorsun ki, seni saymıyor bile. Open Subtitles أتعلم, أنت متساهل جداً معها. إنها تهزمك بسهولة
    Bana karşı yumuşak olmalısınız. Adil olan bu. Open Subtitles يجب أن تكون متساهل معي إنه مجرد عرض
    Bana karşı yumuşak olmalısınız. Adil olan bu. Open Subtitles يجب أن تكون متساهل معي إنه مجرد عرض
    Adamlarımın bazıları sana fazla yumuşak davrandığımı düşünüyorlar. Open Subtitles بعض رجالي يشعرون انني متساهل معك.
    Tövbe edip, suçu kabullenip, merhamet isterseniz yargıç yumuşak olacaktır. Open Subtitles لو أنكم تبتم، وأقريتم بأنكم مذنبين ... وطالبتم برحمة المحكمة القاضي سيكون متساهل
    Belli ki sana çok yumuşak davranmışım! Open Subtitles من الواضح اني كنت متساهل جداً معك
    Ben sadece ona biraz daha yumuşak davranıyorum. Open Subtitles هذا لأنني متساهل معها..
    Sen onlara yumuşak davranıyorsun. Open Subtitles أنت متساهل جداً معهم
    Ama Bayan Roberts, unutmayın bir dahaki sefere bu kadar hoşgörülü olmam. Open Subtitles لكن آنسة "روبرتس" لا تفترضي أني سأكون متساهل جداً المرة القادمة
    Biliyorsun ben hoşgörülü bir patronum ama... Open Subtitles كما تعلم، أن مدير متساهل ولكن..
    Askerlerin yarısı Humeyni'nin rehinelere fazla hoşgörülü davrandığını düşünüyor. Open Subtitles نصفهم يظنون ان (الخميني) متساهل جداً على أولئك الموجودين في السفارة
    - Hiç hoşgörülü değilsin yani. Open Subtitles لست متساهل جداً؟
    hoşgörülü olmak beni zayıf gösteriyor. Open Subtitles كلمة "متساهل" تجعلني أشعر بأنّي ضعيف
    hoşgörülü olacağım. Open Subtitles سَيَكُونُ متساهل!

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more