"متوجهاً" - Translation from Arabic to Turkish

    • giderken
        
    • gidiyordum
        
    • gidiyormuş
        
    • gidiyordu
        
    • doğru
        
    Onu sattığım Suriyeli Glabe en son kuzeye giderken görülmüş. Open Subtitles التاجر السوري الذي بيعت له شوهدت أخيراً متوجهاً شمالاً
    İnsanları aramaktan vazgeçmiş, başka bir şehre giderken havai fişeklerinizi gördüm. Open Subtitles لقد استسلمتُ بالبحث عن البشر، فكنتُ متوجهاً إلى البلدة التالية عندما رأيت الألعاب النارية.
    - Şu dönemeçten geliyordum, ...kuzeye doğru gidiyordum evime yani, Open Subtitles لقد كنتُ أقود بالقرب من الإنحاء، متوجهاً شمالاً نحو منزلي،
    Güneş parlıyordu. Yetimler yurduna oyuncak götürmeye gidiyordum. Open Subtitles كانت الشمس مشرقة، وكنت متوجهاً إلى دار الأيتام لتوزيع الألعاب
    Kız arkadaşının evine gidiyormuş ama kız iptal etmiş. Open Subtitles لقد قال بأنه كان متوجهاً لبيت صديقته و بأنها ألغت الموعد بينهما.
    Dediğine göre yaşlı adam San Julian'a gidiyormuş... Open Subtitles قال أن العجوز يمكن أن يكون متوجهاً إلى "سان جوليان"
    Kafası bir dünya nereye gidiyordu sence? -Bilmem. Open Subtitles و الأن إلى أين تعتقد أنه كان متوجهاً و هو سكران ؟
    Onu verip karşılığında deve almak için Irak'a giderken bana saldırdı. Open Subtitles كنت متوجهاً إلى" آبرات". أنا أستبدلتها بجمل، عندما هاجمتني!
    Dekan dong. Gecikmiş karnavalımıza jürilik yapmaya giderken tartıştığınızı duydum. Open Subtitles كنت متوجهاً للتحكيم في المهرجان
    - Servis havalimanına giderken kaza yapmış. Open Subtitles إنَّ ذلك الباص الذي ...كان متوجهاً إلى المطار قد حصلت حادثةٌ عليه وهو في الطريق
    Cinayet günü, kurban bir pasta kutusuyla YANG'ın evine giderken görülmüş. Open Subtitles في يوم الجريمة، شوهد الضحية متوجهاً إلى منزل (يانغ) مع صندوق كعك.
    - Onun Gece Hiddetiyle Berk'e giderken oldukça güzel bir manzara oluştururdun. Open Subtitles -سيراك في هذا منظرٍ متوجهاً إلى (بيرك) وأنت تمتطي (نايت فيوري) الخاص به
    Ben, uh, sınıfta gidiyordum, ama sonra siz fark etti ben... prenses gibi... Open Subtitles كنت، متوجهاً الى الفصل لكن بعدها لاحظتك امرأة جميلة
    Aslında, dönem ödevimi bitirmek için "Meşale"ye gidiyordum. Open Subtitles في الحقيقة، لقد كنت متوجهاً للـ"تورش" لأطبع بعض الأوراق
    Eve babamı görmeye gidiyordum. Open Subtitles كنت متوجهاً للمنزل لأرى أبى إنه ..
    Grantsville'deki bir arkadaşımı ziyaret için kuzeye gidiyordum ve baltanın sesini duydum. Open Subtitles كنت متوجهاً للشمال لزيارة صديق في " غرانتسفيل " و سمعت ضرب الفأس ...
    Görünüşe göre Los Angeles'a gidiyormuş. Open Subtitles صحيح, يبدو أنه كان متوجهاً إلى "لوس أنجلوس".
    Evine gidiyormuş. Open Subtitles كان متوجهاً إلى المنزل
    Anlaşılan Los Angeles'a gidiyormuş. Open Subtitles يبدو أنه كان متوجهاً إلى (لوس أنجلوس)
    Bu sabah nereye gidiyordu? Open Subtitles حسناً، إلى أين كان متوجهاً هذا الصباح؟
    Jack Doğu Nehri'ne doğru gidiyordu bu da 8 kilometrekarelik bir alan demektir-- ...ve zaten elimde olmayan bir kaynağı kullanmak için epey büyük bir alan! Open Subtitles (جاك) كان متوجهاً نحو النهر الشرقي هذه أربع أميال مربعة من العقارات.. الكثيرة جداً علي لأوزع مصادراً لا نملكها
    Pray Montana'da bir yere gidiyordu. Open Subtitles لكنه كان متوجهاً إلى مكانٍ ما في مدينة (براي)، ولاية مونتانا.
    Sabah olunca kalktı, arabayı askıya aldı, çamurluğu tamir etti ve sıradaki hastasına doğru yola koyuldu. TED صباح اليوم التالي، قام بوضع سيارته على رافع، وأعاد تركيب الصدام، ثم غادر متوجهاً لزيارة مريضه التالي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more