| senin gibi birini hiç görmedim. Bir kahraman olduğunu göremiyor musun? | Open Subtitles | لأنني لم اقابل ابدا احدا مثلك أنت بطل الا ترى ذلك؟ |
| Tıpkı senin gibi birçok sıska Kübalı'ya doğru yolu göstermiş. | Open Subtitles | لقد كان جيد للكثير من الكوبين النحيفين . مثلك أنت |
| Seni, senin gibi annesi ve babası olmayan çocukların yaşadığı bir yere götüreceğim. | Open Subtitles | سوف آخذك إلى مكان به أطفال مثلك أنت. ليس لهم أب ولا أم. |
| Ben de Tıpkı sen ve dedem gibi eve birkaç tane madalyayla dönmeye çalışacağım. | Open Subtitles | سأحاول أن أعود للبيت ببعض الأوسمة مثلك أنت و جدي |
| Hintlilerin çoğu, genelde Sizin gibi Hindular madende ve tarlada çalışmak için getirilmiş. | Open Subtitles | و الغلبية العظمى من الهنود معظمهم من الهندوس مثلك أنت جاؤا الى هنا للعمل في المناجم و جمع المحاصيل |
| - Robert'la sen gibi mi? | Open Subtitles | مثلك أنت و(روبرت)؟ |
| Ama ben senin gibi değilim, Dufton'da halan var, senin için neden zorluk çıkarmayayım? | Open Subtitles | لكنني لست مثلك أنت القادم من دوفتون لما سيكون علي أن أجعل الأمر صعباً ؟ |
| En kötü günümde bile senin gibi kabarık karga kuyruğu kılıklı bir herifi ezer geçerim. | Open Subtitles | في اسوأ احوالي يمكنني أن اضرب بضع رجالات مثلك أنت يا ذكر الغراب المنفوش |
| senin gibi bir kafir olarak, böyle birşeyi anlaman beklenemez. | Open Subtitles | أنْ تكُونَ كافرَأ ، مثلك أنت ، لا يُمْكنك أنْ تُتوقّعَ الفَهْم. |
| senin gibi bir mühendise evde ihtiyacım var. | Open Subtitles | بإمكاني استعمال مهندس مثلك أنت في المنزل |
| - Angie, ölünün arkasından konuşulmaz ama senin gibi bir kadın, yılda üç haftadan daha fazlasını hak ediyor, anlıyor musun? | Open Subtitles | ليس أنني أتحدث كالموتى و لكن امرأة مثلك أنت تساوين أكثر من ثلاثة اسابيع في الاسبوع |
| Peki, herneyse senin gibi güzel birisini zaten vuramazdım öyle de güzel ki. | Open Subtitles | بالمناسبة أنا لم أرى فتاة مثلك أنت جميلة جداً |
| senin gibi nişancı değilim ama hepsini öldürmesini bilirim. | Open Subtitles | أنا لست بقناص مثلك أنت و لكني أتأكد جيدا بأنهم أموات |
| senin gibi adamları bilirim öylece çekip gitmezsin. | Open Subtitles | . أنا أعرف أشخاصاً مثلك . أنت لن تترك القضية |
| - senin gibi adamları bilirim, öylece çekip gitmezsiniz. | Open Subtitles | . أنا أعرف أشخاصاً مثلك . أنت لن تترك القضية |
| Yakındık Tıpkı sen ve annen gibi. | Open Subtitles | كنّا مقربين، مثلك أنت و أُمك هنا |
| Tıpkı sen ve Walter gibi. | Open Subtitles | مثلك أنت ووالتر. |
| Erkek kardeşim olacak. Tıpkı sen ve Lucas gibi. | Open Subtitles | سيكون لي أخ مثلك أنت و (لوكاس) يا أبي بكل تأكيد. |
| Sizin gibi çocuklar eğlenmeli. | Open Subtitles | يُخدع مثلك أنت يجب أن تكون في الخارج لقضاء وقتا ممتعا. |
| Sizin gibi part-time çalışan işçilerin sigortaları ikinci derece ölümcül olayları kapsamaktadır. | Open Subtitles | موظفى العقود من غير الإدارة مثلك أنت فقط المؤهل لمدة ثانية له الحق فى تأمين كامل |
| İleride para kazanmak için şimdiden kayda değer bir şeyler yapmak gerekir. Tıpkı Sizin gibi. | Open Subtitles | والرجل المحق هو من ينفق أمواله على شيء لا يخسر أبدًا، مثلك أنت. |
| Babamla sen gibi mi? | Open Subtitles | مثلك أنت وأبي؟ |