"مثلها مثل" - Translation from Arabic to Turkish

    • gibi
        
    • aynı
        
    Bu su havuzu çoğu doğal materyal gibi ısısını ışık olarak yayar. TED حسنًا، بركة الماء تلك مثلها مثل معظم المواد الطبيعية، تبعث حرارتها في صورة ضوء.
    Ve son olarak vermek istediğim mesaj şu ki, bilinç bilimsel analize konu olan diğer bütün biyolojik olgular gibi, ve hatta bilimin geri kalanı gibi gerçek bir biyolojik olgu olarak kabul edilmelidir,. TED و الرسالة التي أريد أن أترككم معها هي: يجب على الوعي أن يصبح مقبولاً كظاهرة بيولوجية صريحة خاضعة للتحليل العلمي مثلها مثل أي ظاهرة أخرى في علم الأحياء أو حتى في بقية العلوم الأخرى
    Ve tıpkı şehirler gibi bu çevrim içi alanların da çiftçilikten kamu sanatına veya hızlı ulaşıma kadar birçok konuda birbirinden yeni şeyler öğrenebileceği uluslararası bir harekete ihtiyacımız var. TED ونحن بحاجة إلى حركة عابرة للحدود، حيث يمكن لهذه الفضاءات أن تتعلم من بعضها البعض، مثلها مثل المدن، حول كل شيء من الزراعة المدنية، إلى الفن العام إلى النقل السريع.
    Bu kambur balina şarkısı bir çeşit hayvan kültürüdür, insanların müziklerinde olduğu gibi. TED هذا يعني .. ان نغمات الحيتان المحدبة هي شكل من الثقافة الحيوانية مثلها مثل الموسيقى لدى البشر
    Suçlularda kardeşlik kavramı emniyet güçlerindekiyle aynı şekilde işler. Open Subtitles الجريمة عبارة عن أخوية مثلها مثل عملاء القانون
    Yardım çağırısı duyup geldiğimde, karının üzerine çok geliyordu o yüzden de her namuslu kadının yapacağı gibi, onu vurdu. Open Subtitles وعندما أسرعت هنا للمساعدة أصبح شريرا للغاية لذا أطلقت عليه النار مثلها مثل أى امرأة محترمة
    Ancak bana göre savaş, hayatın birçok alanında olduğu gibi bu şartları vurgulama eğilimindedir. Open Subtitles لكننى أعتقد أن الحرب مثلها مثل جوانب أخرى كثيرة فى الحياة تميل إلى التأكيد على هذا النوع من الأعتبارات
    İyi. Ama bu, tıpkı balayın gibi, peşini bırakmayacak. Open Subtitles لكن هذه، مثلها مثل شهر العسل الخاص بك، سوف يعود إلى تطارد لكم.
    Bir obje gibi mi? Yani kızartmanın yanında verilen beleş piliçler gibi mi? Open Subtitles مثلها مثل الجماد على اساس ان اى بنت ليست متجوزه مثلها مثل البطاطا المحمره
    Toplamak için olgunlaşmış... burada etraftaki diğer bazı şeyler gibi. Open Subtitles - من السهل جداً غزوها- مثلها مثل الأماكن حولنا هنا
    Sıcak delikler gibi ekosistemin tamamı bakterilere dayanarak gelişmiştir. Open Subtitles مثلها مثل فتحات الحرارة البركانية نظام بيئي متكامل يستند على البكتيريا
    Tıpkı ay balıkları gibi, onları parazitlerinden kurtaracak olan temizlikçiler ararlar. Open Subtitles فهي، مثلها مثل أسماك الشمس، تبحث عنها لتنظفها من الطفيليات.
    Okyanuslardaki yunusların çoğu gibi onlar da genelde farklı aileleri içeren büyük sürüler halinde dolaşırlar. Open Subtitles و مثلها مثل بقية الدلافين في المحيط تسافر معا في أسراب هائلة تحوي العديد من العائلات.
    Yine de kıçı savunmasız, hepimiz gibi. Open Subtitles لا تزال لها نقطة ضعف عند الذيل مثلها مثل أى سفينة أخرى
    Yine de kıçı savunmasız, hepimiz gibi. Open Subtitles لا تزال لها نقطة ضعف عند الذيل مثلها مثل أى سفينة أخرى
    Kısa bir süre yıllık için çalışman gibi. Open Subtitles مثلها مثل طائركِ الصّغير في صورة الكتاب السّنوي
    Çünkü yaşam, tıpkı yıldızlar, gezegenler ve galaksiler gibi düzenden düzensizliğe giden uzun yolda sadece birer geçici yapılardır. Open Subtitles لأن الحياة مثلها مثل النجوم والكواكب والمجرات ما هي الا ابنية مؤقتة على ذلك الطريق الطويل من النظام الى اللانظام
    Kutsal Bakire gibi Tanrı tarafından özel bir çocuk doğurması için seçilmiş bir kadını nasıl cezalandırabiliriz ki? Open Subtitles إذًا كيف لنا أن نعاقب امرأة، مثلها مثل العذراء، تم اختيارها بواسطة الرب لتلد طفلًا مميزًا جدًا؟
    Herkesin olduğu gibi onun da bazı karanlık sırları var. Open Subtitles فهي لديها أسرار مظلمة مثلها مثل بقية البشر
    Ayrıca bir gün bu görünmez çizgiler silinecek ve milletler arası savaşlar bu kurum gibi tarih olacak. Open Subtitles إلى جانب أنه في يوم ما ستُمحى تلك الخطوط الخفية والحروب بين الأمم ستصبح شيئًا عتيقًا مثلها مثل هذه الوكالة
    aynı şekilde daha fazla konuşmanın da. Open Subtitles والأعين الباكية لن تتسبب في شيء مثلها مثل الكلام

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more