"مثل أنه" - Translation from Arabic to Turkish

    • gibi
        
    • Sanki
        
    • Mesela
        
    O şeyin başkanı çok gençleştirip bebek haline getirmesi gibi. Open Subtitles مثل أنه جعل الرئيس أصغر بكثير لدرجة أنه يشبه الأطفال
    Duygular simgeledikleri havanın fiziksel karakterlerini üstlenirler, yani güneşli bir günde elde edilen duygu ifadeleri güneşin bir parçasıymış gibi etrafta fırıl fırıl dönüyorlar. TED في الطقس، تحمل المشاعر الصفات الفيزيائية للطقس الذي يمثلونه، بحيث تكون تلك المجمعة في يوم مشمس يدور حول شئ مثل أنه جزء من الشمس.
    Bizi duyuyor ama dinlemiyor. Tıpkı görmeden bakması gibi. Open Subtitles هو يسمعنا لكنه لا يستمع، تماما مثل أنه ينظر لكن دون أن يبصر
    Sanki ellerini çırpıp, bir çizgi film kahramanı gibi uçup gidecekti. Open Subtitles مثل أنه كان يرفرف بذراعيه ويطير مثل الرسوم المتحركة
    Sanki bana bir şeyler anlatmaya ya da uyarmaya çalışıyor. Open Subtitles كان ذلك مثل أنه كان يحاول أن يخبرني شيئاً ما أو يحذرني بشأن شيءٍ ما
    Psikosomatik derken kastettiğiniz, Mesela düşünce gücüyle ateş yakabilir mi? Open Subtitles إذاً عندما قصدت جسدي نفسي أتعني مثل أنه يمكنه أن يشعل النار في نفسه عن طريق أفكاره؟
    Nasıl olacağını merak edemeyeceğim gibi geliyor artık. Open Subtitles أنا فقط أَحْزرُ بأنّني أَشْعرُ مثل أنه ليس هناك تعجب من ما اصبحنا عليه.
    Evet, ama sadece kargaşa, kesin bir sonuç yok gibi. Open Subtitles أجل، كما لو كانت فوضي، مثل أنه ليست هناك قراءات جازمة
    Bilmem. Mesela birimizden biri çok şişmanlarsa. Bunun gibi şeyler. Open Subtitles لا أعرف ، مثل أنه لايجب علي احدانا أن يسمن جداً ، مثل هذه الأشياء.
    Önceden evli olduğu gibi.. Open Subtitles مثل أنه كان متزوّجاً من قبل، وزوجته ماتت في حادث
    Serseriler malları alıp giderken geriye çekilip fotoğraf çekmek gibi kötü. Open Subtitles مثل أنه من السئ أن تجلس و تلتقط بعض الصور بينما هناك شخص ثري بعيد عن هذا الأمر
    O adamları vururken, suratında Sanki eğleniyormuş gibi garip bir gülümseme vardı. Open Subtitles كان لديه إبتسامة غريبة على وجهة طول الوقت الذي كان فيه يُطلق النار على هذان الرجلان مثل أنه كان يقضي وقتًا ممتعًا.
    - Düşüneceğini söylerdi, ki bu da yapmayacağı anlamına gelirdi, aynen bu akşam bize, yemeğe gelmeyeceği gibi. Open Subtitles فإنه سيقول بأنه سيفكر بالأمر والذي يعني بأنه لن يقوم بذلك فقط مثل أنه لن يأتي للعشاء هذه الليلة
    Sanki bana bir şey söylemeye ya da beni uyarmaya çalıştı. Open Subtitles كان ذلك مثل أنه كان يحاول أن يخبرني شيئاً ما أو يحذرني بشأن شيءٍ ما
    Sanki değer verdiğini göstermek istemiyor gibi. Open Subtitles إنه مثل أنه لا يريدنى ان أرى أنه لا يهتم بهم
    Aslında bence sizi hayal kırıklığına uğratmış gibi hissediyor, Sanki o sizi kaybetmiş gibi. Open Subtitles في الواقع أعتقد أنه يشعر كما لو أنه خذلكم جميعا مثل أنه قد فقدكم
    Sanki sınıftaki her şeyi hissedebiliyordum herkesin duygularını. Open Subtitles لقد كان مثل أنه يمكني الشعور بكل شىء في الغرفة مشاعر الجميع
    - Hep duyuyormuşsun gibi Sanki. Open Subtitles تعرف أنت , تسمعهم أن بالفعل يمكنك أنت مثل أنه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more