"مثل ماقلت" - Translation from Arabic to Turkish

• Dediğim gibi
• Dediğin gibi
• Söylediğim gibi

Dediğim gibi, yanında konuşacak bir kız arkadaşının olmasını gerçekten harika.
مثل ماقلت , إنه من الرائع فعلاً .أن أحظى بصديقة هنا لكي أتحدث معها

Hayır ama herkesi de aynı anda bulamıyoruz. Ama Dediğim gibi, tekrar geleceğiz.
كلّا , إنهم غير متواجدين جميعهم، عندما طرقنا, لكن مثل ماقلت, سنعود.

Dediğim gibi hiçbiri gerçek değildi. Ama onun için gerçekti.
مثل ماقلت, لم يكن حقيقياً - لكن كان حقيقياً بالنسبة لها -

Dediğin gibi, elektroşok tedavisi reseptörlerdeki ilaçı vurup çıkarması gerekir.
العلاج بالصدمات الكهربائية يجب ان تخرج الدواء من المستقبلات, مثل ماقلت.

Çünkü Dediğin gibi 7. Horace vasiyet bırakmadı.
لانك ، مثل ماقلت هوارس السابع لم يترك وصية

Fakat, ben, Dediğim gibi demiş miydim?
... لكن , أقصد , مثل , مثل ماقلت هل قلت ذلك ... ؟

Çünkü Dediğim gibi, bunu o boru hattı hayali için istifliyor.
.لأنه مثل ماقلت , خصصها لذلك الحلم

Dediğim gibi, şu anda ziyaretçi kabul edemez.
مثل ماقلت, لا يمكن بأن تحظى بزوار.

Dediğim gibi, kendim olarak oynamayı tercih ederim.
..مثل ماقلت. ..أنا

Dediğim gibi, çok üzgünüm.
حسناً، مثل ماقلت ، أنا آسفة

Bakın, Gis'e Dediğim gibi Robin'in nerede yaşadığını söyleyemem.
انظر، مثل مثل ماقلت إلى (غيس) لا أستطيع إخبارك أين يعيش (روبن هود)

Dediğim gibi sadece yorgun.
مثل ماقلت انها تعبانه

Hayır, Tiger...Dediğim gibi, sadece şüpheleniyoruz.
:لا يانمر... مثل ماقلت نحن فقط نشك به

Dediğim gibi Sutton biraz okulda yoğun bu ara ama... bu haftaya ne dersiniz?
(مثل ماقلت, أنت تعلم أن (ستن ..جداً مشغوله مع المدرسه, و ماذا عن هذا الإسبوع؟

Dediğim gibi Jessica bizi bu işe bulaştıran bendim.
مثل ماقلت يا(جيسكا)، لقد كُنتُ أنا الذي دخلتنا بهذهِ الفوضى.

Dediğin gibi, başka ne olabilirdi ki?
انه مثل ماقلت كم من الأشياء يمكن أن يكون؟

Dediğin gibi adamı kamyona koydum.
لقد وضعته في الشاحنه مثل ماقلت

Dediğin gibi sen gerçekten delinin tekisin.
مثل ماقلت , أنت حقاً وغد ومجنون

Senin Dediğin gibi şimdi Noel.
مثل ماقلت انه عيد الميلاد

- Güreş seyrediyordum. Sana Söylediğim gibi kitapları kütüphaneye geri götürdü mü?
هل ارجعت هذه الكتب الى المكتبه مثل ماقلت لك؟