| Çamura düşüp, ardından kafana demir bir çizme yemek nasıl bir şey haberin var mı? | Open Subtitles | تَعْرفُ مثل هذه الامور كالسُقُوط في الطينِ و ركل في الرأسِ بحذاء حديديِ؟ بالطبع لا. |
| Hiç İngilizce duymamak nasıl bir şey, biliyor musunuz? | Open Subtitles | تَعْرفُ مثل هذه الامور مَا سَمعَ لغةَ إنجليزيةَ؟ |
| Gözlerine inanamamanın nasıl bir şey olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | تعرف مثل هذه الامور لست لكي يكون قادر على إئتمان عيونك الخاصة؟ |
| Aptallıktan dolayı ölmenin Nasıl olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | تَعْرفُ مثل هذه الامور تؤدي للمَوت لأنك فعلا غبي جداً ؟ |
| Her gece eve gitmenin Nasıl olduğunu biliyorum saklanıyormuşsun gibi hissediyorsun. | Open Subtitles | أَعْرفُ مثل هذه الامور نذِهب إلى البيت كُلَّ لَيلة واحسُّ أنك تَختبئ. |
| Bak, sürekli tepende biten bir babanın, ne demek olduğunu iyi bilirim. | Open Subtitles | النظرة، أَعْرفُ مثل هذه الامور أَنْ يَكُونَ عِنْدي أَبّكَ الذي يَرْكبُ أنتم جميعاً الوقتَ. |
| Kendi evine gidememenin nasıl bir şey olduğunu bilir misin? | Open Subtitles | تعرف مثل هذه الامور لا يوجد مخلوق قادر على دخول بيتك ؟ |
| Kabus görmenin nasıl bir şey olduğunu bilirsin o zaman. | Open Subtitles | اذاً أنت تعرف مثل هذه الامور الاحساس بالذنب |
| Bu ülkede yabancı olmanın nasıl bir şey olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | تعرف مثل هذه الامور لكي تكون أجنبي في هذه البلاد؟ |
| Martin Sidley'e evlat acısının nasıl bir şey olduğunu göstermek istediniz. | Open Subtitles | أردتَ مارتن Sidley أَنْ يَعْرفَ مثل هذه الامور لفَقْد a طفل. |
| Kafeste biraz zaman geçiriyorum, nasıl bir şey olduğunu anlayabileyim diye. | Open Subtitles | صَرفتُ بَعْض الوقتِ في a القفص، لذا أَعْرفُ مثل هذه الامور. |
| Etrafta aklını kaçırmış biri olarak gezmenin, nasıl bir şey olduğunu bilirim! | Open Subtitles | اعرف مثل هذه الامور حين يكون الشخص عقله ضائع ؟ |
| Normal hissetmeyi istemenin nasıl bir şey olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أَعْرفُ مثل هذه الامور للإرادة ظُهُور طبيعيِ. |
| Reddedilmenin Nasıl olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أَعْرفُ مثل هذه الامور لكي يُرْفَضَ. |
| Nasıl olduğunu sen asla bilemezsin. | Open Subtitles | أنت لن تعرف مثل هذه الامور |
| - Nasıl olduğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | - أنت لا تَعْرفُ مثل هذه الامور. |
| Nasıl olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | تَعْرفُ مثل هذه الامور. |
| Nasıl olduğunu bilirsin? | Open Subtitles | تعرفين مثل هذه الامور |
| Hareket edememene rağmen, hissedebilmenin ne demek olduğunu bilen biri varsa, o da benim. | Open Subtitles | إذا أي شخص يَعْرفُ مثل هذه الامور لكي يُشْلَّ وما زالَ لَهُ المشاعرُ، أنا. |
| Kullanılmanın ne demek olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف مثل هذه الامور لكي أستعمل. |
| Ama kontrol edemediğin bir güce sahip olmanın ne demek olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لَكنِّي أَعْرفُ مثل هذه الامور لإمتِلاك a قوَّة بأنّك لا تَستطيعُ السَيْطَرَة على |