Sana karşı sert olmam gerektiğini düşündüm böylece sonun annen gibi olmayacaktı. | Open Subtitles | خلت أنه يجدر بي القسوة عليكِ لكي لاينتهي بكِ المطاف مثل والدتكِ |
Sonunun annen gibi olacağından korkmuş. | Open Subtitles | كان يخشى أن ينتهي بكِ المطاف مثل والدتكِ |
Bu, senin de annen gibi yetenekli becerikli ve sıradışı bir cerrah olduğun ama tek farkının, senin, onun hatalarından ders alman olduğu anlamına geliyor. | Open Subtitles | يعني هذا أنكِ جرّاحة موهوبة و بارعة و غير عادية، مثل والدتكِ , لكن الفرق هو أنه يمكنكِ التعلم من أخطائها |
Bu, senin de annen gibi yetenekli becerikli ve sıradışı bir cerrah olduğun ama tek farkının, senin, onun hatalarından ders alman olduğu anlamına geliyor. | Open Subtitles | يعني هذا أنكِ جرّاحة موهوبة و بارعة و غير عادية، مثل والدتكِ , لكن الفرق هو أنه يمكنكِ التعلم من أخطائها |
Çok güzelsin Mai, Tıpkı annen gibi. | Open Subtitles | أنتِ جميلة جدا يا (ماي)، مثل والدتكِ تماما. |
Bu yaptığın, nezaket olayı, sahte. Senin gibi, annen gibi. | Open Subtitles | ما تفعلينه لطيف جداً ، لكنه زائف مثلكِ ، و مثل والدتكِ. |
Sen de annen gibi Copyshack'da mı çalışmak istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريـدين العمل في متجر نسخ الورق مثل والدتكِ |
Eğer sende annen gibi şeyler, Görüyorsan burada tehlikedesin. | Open Subtitles | إذا ترين أشياء مثل والدتكِ, إذاً فأنتِ في خطر. |
Yani, fikrin şu mu, o çocuklar öldü çünkü o askerler annen gibi şanslıydı ? | Open Subtitles | إذاً فالفكرة هي إن هؤلاء الشباب ماتوا لأن الجندي كان محظوظاً مثل والدتكِ ؟ |
Bunu anlamak için annen gibi yani diğer annen gibi, özel güçlere ihtiyacım yok. | Open Subtitles | . . ليس لديّ قدرة مثل والدتكِ . . |
annen gibi ve onun annesi gibi. | Open Subtitles | مثل والدتكِ ووالدتها |
Tıpkı annen gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تبدين مثل والدتكِ |
Geri zekâlı. Aynı annen gibi ahmaksın. | Open Subtitles | تتصرفين مثل والدتكِ تماماً. |
Tıpkı annen gibi kötü bir uykucusun. | Open Subtitles | نومكِ سيء، مثل والدتكِ. |
Sen annen gibi değilsin. | Open Subtitles | وأنتِ لستِ مثل والدتكِ |