| İşler tam bu noktada oldukça ilginç bir hal alıyor; çünkü bu o kadar basit değil, zira bizler basit değiliz. | TED | و هنا يصبح الأمر حقاً مثيراً للإهتمام لأنه ليس بهذه البساطة، لأننا لسنا بهذه البساطة. |
| İlginç bir tedavi olacağa benziyor. | Open Subtitles | كان يبدو أنه ربما سيكون علاجاً مثيراً للإهتمام |
| Doktor Jenkins'in adını araştırdım ve ilginç bir şey buldum. | Open Subtitles | تحريت عن أسم دكتور جنكيز ووجدت شياً مثيراً للإهتمام |
| çok ilginç olurdu. Fakat hiç olası değil. | Open Subtitles | سيكون هذا مثيراً للإهتمام لكنه ليس مرجحاً |
| Sana balistikte göstereceğim şeyi çok ilginç bulacaksın sanırım. | Open Subtitles | اظن أنك ستجد ما سأريك إياة في قسم المقذافية مثيراً للإهتمام |
| Gutterberg İncil'inin bir kopyasına sahip olmadan kitaplar hakkında konuşmak çok da ilgi çekici olmaz. | TED | ولن يكون مثيراً للإهتمام الحديث عن بدايات الكتب بدون الحصول على إنجيل غتنبرغ. |
| Yani, bir ihtimal ben de çok Enteresan biri haline gelebilirim. | Open Subtitles | لذا الفرص هي سينتهي بي الحال بكوني شاباً مثيراً للإهتمام جداً. |
| Selam. İlginç bir şey buldunuz mu? | Open Subtitles | مرحباً، ألم تجدا شيئاً مثيراً للإهتمام ؟ |
| Gerçi koçu ilginç bir şey söyledi. | Open Subtitles | المدرب ذكر شيئاً مثيراً للإهتمام رغم ذلك |
| Kitabım için ilginç bir şey anlat. | Open Subtitles | اخبريني شيئاً مثيراً للإهتمام من أجل كتابي |
| Video çekiyormuş ve çok ilginç bir şey yakalamış. | Open Subtitles | كان أحدهم يصور فيديو ما، ثم إلتقط مشهداً مثيراً للإهتمام. |
| Sonuncusu oldukça ilginç bir şey çıkmıştı. | Open Subtitles | لقد تبين لنا الغرض الأخير كونه مثيراً للإهتمام بشكل كبير. |
| Bana göstereceğiniz ilginç bir şey varmış. | Open Subtitles | سمعت أنّ لديك شيئاً مثيراً للإهتمام لتريني إيّاه؟ |
| 1985'de ilginç bir şey yaşandı. | Open Subtitles | وهو أن شيئاً مثيراً للإهتمام حدث عام 1985. |
| Kendinizi tanımlarken, anne-baba, karı-koca kardeş veya arkadaş olduğunuzu vurgulamanız çok ilginç. | Open Subtitles | فأنا أجد الأمر مثيراً للإهتمام عندما تصف نفسك فأنت وصفت كونك والد وشقيق وصديق |
| diye sordum. Ve bana çok ilginç bir şey söylediler. | TED | فقالوا لي ما هو مثيراً للإهتمام |
| Belki de sandığın kadar ilgi çekici değilsindir. | Open Subtitles | حسناً، ربما لست مثيراً للإهتمام كما كنت تعتقد. |
| Böyle bir genç adamı ilgi çekici bulduğumu söylemeliyim. | Open Subtitles | يجدر بي القول أنني أجد شاباً كهذا مثيراً للإهتمام. |
| Bence bunu çok ilgi çekici bulacaksın, Poirot. | Open Subtitles | أعتقد أنك ستجد هذا مثيراً للإهتمام "يا "بوارو |
| Bu bir aile büyüğünün hisleri ile ilgili Enteresan bir tartışma oldu. | Open Subtitles | كان النقاش مثيراً للإهتمام عن كيفيّة التعامل مع مشاعر المسنيّن |
| Bulacaklarınızın kitabımda Enteresan bir bölüm olacağına eminim. | Open Subtitles | أنا متأكد من أن الذي ستجدونه سيشكل فصلاً مثيراً للإهتمام في كتابي |
| İlginç birine benziyor, kocan. | Open Subtitles | زوجك هذا يبدو مثيراً للإهتمام. |