"مجبر على" - Translation from Arabic to Turkish

• Mecbur
• zorundayım
• mecburum

Şuna Mecbur olmamak: "Puf! Ne lâzım?"
لست مجبر على الرحيل، ايها الأبله ماذا تحتاج؟

Bu yüzden beni senin mantıklı karar vermene ve bu gereksiz dersi vermeye Mecbur bıraktı.
لذلك وجدت نفسي مجبر على الإعتماد على حكمك الصائب و بدعم هذه

Siz de yolun kenarında dua eden dört adam görseydiniz kendinizi buna biraz Mecbur hissetmez miydiniz?
عندما ترى 4 شباب يصلون على جانب الطريق فتشعر أنك مجبر على الوقوف

Şunu sormak zorundayım. Sizler hastaları öldürmek için mi eğitim aldınız?
أنا مجبر على السؤال هل أنتم قتلة مدربين؟

Şuan sizin demiryollarınızı kullanmak zorundayım tek istediğim güvenli nakliyat.
الان انا مجبر على استخدام سكك الحديد الخاصه بك .. كل ما اريده منك هو النقل المعتمد

Araba kullanmana izin yok. Yani ben de gitmek zorundayım.
غير مسموح لك بالقياده لذلك أنا مجبر على الذهاب

Canını daha fazla yakmam gerekiyor, sana yardım etmek için buna mecburum.
أنا سأسبب لك ألما أكثر لكني مجبر على هذا لأنقذك

Ama önce herkese gerçeği anlatma konusunda kendini Mecbur hissetti. Ahmak.
لكنه شعر بأنه مجبر على إخبار الجميع بالحقيقة، الأحمق

Erken emekliliğe Mecbur ediliyormuş gibi hissediyorum kendimi.
و الآن أشعر أنّي مجبر على التقاعد من هذا العمل

Yakalanmamak için cesetten kurtulma yöntemini değiştirdi, ama yine de sahile yakın çünkü buna Mecbur.
لقد غير طريقة تخلصه من الجثث ليتفادى الكشف لكنه يبقى بقرب الشاطئ لأنه مجبر على ذلك

Haklı. Mecbur değilsin. Ama konuşmalısın.
هو محق , لست مجبر على ذلك ولكن من الافضل ان تفعل

Bu yüzden kurbanlarını daha halka açık olarak sergilemeye Mecbur.
لهذا يشعر انه مجبر على عرض ضحاياه فى طرق اكثر علانية

Şimdi de bize gelip annem ve benimle oturmaya ve abur cubur yiyip film izlemeye Mecbur mu kalacak?
والآن هو مجبر على القدوم ... والجلوس معي ومع أمي ويأكل فضلات ويشاهد فلما؟

Öldürüyorum çünkü buna Mecbur bırakıldım.
أنا أقتل فقط لأني مجبر على ذلك

bu sorgulama zincirini takip etmek gibi bir isteğim yok, ama gerçekleri takip etmek zorundayım, ve gerçek şu ki, üçüncü suç mahallinde ortaya çıkmadan önce, o kupa Dedektif D'Amico ve sizin elinizdeydi.
لكني مجبر على اتباع الحقائق و الحقائق تقول انك و الانسة داميكو امتلكتما ذلك الكوب قبل ان يظهر

bu sorgulama zincirini takip etmek gibi bir isteğim yok, ama gerçekleri takip etmek zorundayım, ve gerçek şu ki, üçüncü suç mahallinde ortaya çıkmadan önce, o kupa Dedektif D'Amico ve sizin elinizdeydi.
لنا لا اجد متعة في التحدث معك هكذا لكني مجبر على اتباع الحقائق و الحقائق تقول انك و الانسة داميكو

Sayın Yargıç, sanığın itirafının geçerliliğinin tartışılabilir olduğunu düşünüyor olsam da yetersiz kategorisine girdiğini itiraf etmek zorundayım.
فضيلتك، على الرغم انني اشعر ان صحة اعتراف المدى عليه ربما تكون مرتابا بها فأنا مجبر على الاعتراف بأنه أيضا يقع ضمن فئة غير الحاسم

O zaman, görevimi yerine getirmek zorundayım.
إذن إننى مجبر على القيام بعملى

O zaman sana inanmak zorundayım.
أعتقد أنني مجبر على تصديقه إذًا

Ama traş olurken aynaya baktığımda şöyle demeye mecburum "Bu bana bakan kişi 19 yaşında değil."
لكن احلق ذقني , وانظر للمراة وانا مجبر على قول هذا ليس بعمر 19 عاما , الذي يحدق في