Ortaklarımızın biri eski bir Vali, ikisi kongre üyesi, | Open Subtitles | واحدة من شركائنا محافظ سابق وأثنين من أعضاء الكونغرس |
- Vali Bush, ben Michael Moore. | Open Subtitles | محافظ بوش،إنه مايكل مور تأدب وأحسن التصرف.. |
İşe bisikletle gidiyor, ama aynı anda, bazı yönlerden muhafazakar. | TED | يركب دراجته للعمل لكن في نفس الوقت, هو بشكل ما محافظ |
Kendi karısı suçlandığında, Massachusetts bölge Valisi duruşmaları askıya aldı. | TED | عندما اتُهمت زوجته علق محافظ مستعمرة ماساتشوستس المحاكمات. |
18 yaş belediye başkanı olmak için biraz erken değil mi? | Open Subtitles | يبدو أن سن الـ 18 سن صغير لتكون فى منصب محافظ |
Saat, cüzdan, cep telefonu, çakı, küçük silahlar, bunun gibi silahlar... | Open Subtitles | ساعات, شنط, جوالات, محافظ سكاكين, مسدسات, أسلحة نووية. |
Haydi, kalemler, cüzdanlar, pasaportlar, sevgilinizin fotoğrafları. | Open Subtitles | ضعه هنا أقلام,محافظ,جوازات سفر صورة صديقتك وهذة الكروت 0ضعة هنا00 |
Biraz daha sakin kalan, içine kapanık, tutucu musunuz? | TED | هل هذا شيء أكثر هدوءا قليلا، منطوي، أم محافظ ؟ |
Sayın Vali, gerekli olan neyse yapacak bir özel tim istemiştiniz. | Open Subtitles | يا محافظ,انت تريد فرقة مهمات انك ستفعلى اى شىء ضرورى. |
Beni desteklemeyen bir Vali ve yüzde 46'sı bana güvenmeyen bir departman. | Open Subtitles | فلدي محافظ لا يدعمني، و46 من ضباط الدائرة لا يثقون بي |
"Tehlikenin eşiğinde" kısmını istiyorsan bu adam günün birinde senatör veya Vali olacak. | Open Subtitles | إذا كنت تريد حقاً من علي القمة الرجل سيصبح سيناتور او محافظ يوماً ما |
Yerlerini bilmiyor olabilirim, Vali ama cesetle birlikte kaçmadıklarını biliyorum. | Open Subtitles | أنا قد لا يكون قادرا على ان اقول لكم أين هم، محافظ ولكنني أعرف أنهم لم الهرب مع الجثة. |
Halk, Vali Pilatus'un çarmıha germelerinde dökülen kanı kolayca unutmayacaktır. | Open Subtitles | ان الناس لا ينسوا قريبا الدم المسكوب في محافظ بيلاطس موجة من صلب المسيح |
ama faktörlerin çeşitliliği yüzünden işler değişmeye başladı. 90'lar gibi, saflaştırılmış liberal ve muhafazakar partilere sahip olduk. | TED | لكن وبسبب عوامل متنوعة بدأت الأمور تتحرك، مع حلول سنوات التسعينيات، أصبح لدينا حزب تحرري وحزب محافظ. |
Öğrendim ki; baby boomers çok muhafazakar. Amerikalılar aptal olduklarını düşünüyor. | TED | تعلمت أن جيل الطفرة جيل محافظ وأن الأمريكيون يعتبرونهم أغبياء. |
Eski New York Valisi Eski New York Başsavcısı Denetçiler görevlerini yapmadılar. | Open Subtitles | إليوت سبيتزر محافظ نيو يورك و المدعى العام السابق |
CIA, cinayetleri arasında Hawaii Valisi de olan psikopat bir katille iş mi yapıyor? | Open Subtitles | المخابرات المركزيه بالفراش مع مجرم مضطرب العقل والذي من ضحاياه محافظ هاواي |
O bir asker, bir öğretmen... ...bir politikacı, bir belediye başkanı... ...ve bir iş adamı oldu. | TED | لقد كان جندي, معلم, سياسي, نائب محافظ ورجل أعمال. |
Hayır, cüzdan yok, para yok, sadece düğmeleri var üstlerinde. | Open Subtitles | كلا, فلا توجد محافظ أو نقود ونحن حالياً نقوم بفحص بصاماتهم |
Kadınlar için elmas küpeler,erkekler için cüzdanlar, çikolatalar, en güzel parfümler. | Open Subtitles | اقراط ماسية للسيدات محافظ للرجال شوكولاته, و أفضل العطور |
Bana eski kafalı ve tutucu diyebilirsin,ama ben bir erkeğim. | Open Subtitles | قد تقولين بأنني تقليدي أو محافظ ، ولكنني رجل |
Bu kadar çabuk değil. Sanıyorum ki buraya kasabadakilerin cüzdanlarını boşaltmaya geldin? | Open Subtitles | ليس بهذه السرعة، أعتقد أنكش حصلت على بعض الأموال من محافظ المحليين هنا |
50 valiyi başkente çağırmışsın, Golden Corral'a götürecek hâlin yok ya. | Open Subtitles | لا يمكنك دعوة 50 محافظ للعاصمة "وأخذهم إلى مطعم "غولدن كورال |
New York'taki Valilik yarışında şu anda görevde olan Vali Murray 52-48 önde. | Open Subtitles | "في السباق لمنصب محافظ (نيويورك)، فقد رأينا حتميّة تقدّم المحافظ (موري) بنسبة 52 إلى 48." |
Film hazır olduğunda Scardizzi valisine gönderirsin. | Open Subtitles | هذا يعود إليك عندما يصبح جاهزاً، أرسله إلى محافظ سكاريديتزي |
Büyük cüzdanları olan büyük oyuncuları çekecek türden bir ilgi. | Open Subtitles | ذلك النوع الإنتباه الذي يجلب لاعبين كبار مع محافظ مليئة |
Görünen o ki hayatınızın çoğunu muhafazakâr, dini dünyada çalışarak geçirirseniz transseksüel olarak açılmanız kariyeriniz için hiç de iyi değil. | TED | أتضح، لو أنك قضيت أغلب حياتك تعمل في مجتمع محافظ دينيًا، فالظهور كمتحول جنسي ليس في مصلحة حياتك المهنية. |
Banka başkanının karısını bulduğumuzda oradaydım. | Open Subtitles | أجل، امم، لقد كنت هناك حينما وجدوا جثة زوجة محافظ البنك |
Ilımlıdır ama yine de muhafazakârdır. | Open Subtitles | معتدل، لكنّه محافظ بالرغم من ذلك |