| Olan bitenden haberim olsun, Avukatım işleri ayarlayana kadar, tamam mı? Tamam. | Open Subtitles | أتمانعين إطلاعي بالأخبار مع ذلك، بما أن محاميّ هو الذي رتّب الأمر؟ |
| Yarım saate benimle buluşmazsan seni sonra arayacak kişi Avukatım olacak. | Open Subtitles | وإذا لم تأتِ خلال 30 دقيقة فالمكالمة التالية ستكون من محاميّ |
| Eve dönerken Avukatım Mario’yu aradım. | TED | في طريق عودتي إلى المنزل هاتفت محاميّ ماريو. |
| Bu sabah Avukatımla görüştüm. Bu işi halletmenin en iyi yolunun ne olduğunu sordum. | Open Subtitles | قابلت محاميّ هذا الصباح، أردت نصيحته حول أفضل طريقة للتعامل مع الأمر |
| Senin bitirmen gereken bir rapor var, benim de avukatımı görmem gerek. | Open Subtitles | لديك تقرير يجب انهائه و يجب أن أقابل محاميّ |
| Sorularınızı Avukatıma sorun. | Open Subtitles | إذا كانت لديكما أسئلة فوجهاها إلى محاميّ |
| Yalan söyledim çünkü o gün Avukatımın yanındaydım. | Open Subtitles | كذبتُ لأنني كنتُ عند محاميّ بعد ظهر ذلك اليوم |
| Bir film izliyorsun diyelim filmde son derece yakışıklı bir avukat var espirili, cana yakın bir film eleştirmeniyle çıkıyor.. | Open Subtitles | ماذا إن كنت تشاهد فيلماً ، عن محاميّ وسيمجداً.. |
| Fidye! Şayet Avukatım burada olsaydı. | Open Subtitles | ان هناك جائزة كبيرة مقابلها لو ان لديّ محاميّ هنا |
| "Avukatım, başlamak için gereken parayı ödünç verecektir." | Open Subtitles | محاميّ سوف يوفر لك المال لتغطية النفقات الأولية |
| "Kübalı Avukatım da satıcılık işleri bulmama yardım ediyor." | Open Subtitles | محاميّ الكوبي يساعدني ايضا لاحصل على وظيفة بائع |
| Eee, Avukatım 14 ay diyor, ama iyi halden belki 10. | Open Subtitles | قال محاميّ 14 شهراً ولكن بحسن السلوك، ربما 10. |
| Avukatım beni kutlama için güzel bir yemeğe götürdü. Karnım hala tok. | Open Subtitles | دعاني محاميّ إلى غذاء فاخر للاحتفال ومازلت متخمة |
| Avukatım bu şehirdeki esas arkadaşlarımın siz olduğunu söyledi. | Open Subtitles | يقول محاميّ إنك الصديق الوحيد المتبقيّ لي في البلدة |
| Geciktiğim için pardom. Avukatımla görüşmedeydim. | Open Subtitles | آسف على التأخير، كنت في إجتماع مع محاميّ |
| - Peki. Biliyor musunuz, bundan böyle Avukatımla konuşabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكم من الآن وصاعدا أن تتحدثوا مع محاميّ |
| Anlamadığım şey madem beni ifşa etmek istiyordun neden bana yardım etmek için avukatımı sıkıştırdın? | Open Subtitles | ما لا أفهمه هو لماذا سوف تضغط على محاميّ لمساعدتي؟ إذا كان القصد من هذا كله هو كشفي ؟ |
| Daha fazla sorularınız varsa Avukatıma yöneltebilirsiniz. | Open Subtitles | ، إذا كانت لديك أسئلة أخرى يُمكنك التواصل مع محاميّ |
| Haberi benim yerime Avukatımın vermesini düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد أوشكت أن أجعل محاميّ . بأن يرسل الأخبار نيابة عني |
| Gözaltında, babası çok başarılı bir avukat olan bir şüphelimiz var. | Open Subtitles | لدينا مشتبه بها في الحجز.. والدها من أشهر محاميّ المدينة. |
| Evet, avukatlarım beni bir mültecinin arkadaşı olarak görmek istemediklerinden | Open Subtitles | محاميّ لا يريدون أن يكون لدي شريك هارب من العدالة |
| Oliver, onu sen temsil etmezsen, diğer avukatları istemeyeceğini söyledi bana. | Open Subtitles | قال أنكِ إن لم تمثليه، فإنه لا يرغب بأي محاميّ آخر |
| Bir avukatla görüşür görüşmez kendisine hoşgörü gösterilmesi karşılığında tam ifadesini verecek. | Open Subtitles | في أقرب وقت سيجلس مع محاميّ ليعطينا الإفادة الكاملة كبديل لتساهل البيع |
| avukatımdan başka hiç kimseye tek bir kelime bile söylemem. | Open Subtitles | لن أتفوّه بكلمة أخرى لأيّ شخص سِوى محاميّ |
| Avukatlarımın bu davaya girmek istememelerine şaşmamalı. | Open Subtitles | لا عجب أن محاميّ لا يريدون الذهاب للمحكمة |
| - Daha erken gelecektim. - Avukatlarımla toplantı maratonuna katıldım. | Open Subtitles | كنت أودّ القدوم باكرًا كنت في اجتماعات مارثونية مع محاميّ |
| Avukatımsın ve benim için çalışıyorsun, bunu yapamazsın. | Open Subtitles | إنكِ محاميّ. إنك تعملُ لدي. -لايُمكنُكَ فعلُ ذلك. |
| Johnnie Cochran, sadece avukatlığından değil de siyahi olduğu için mi alındı? | Open Subtitles | قمتَ بتعيين (جوني كوكران) ليس لأنه محاميّ جيد لكن لأنه أسود؟ |