"محتالاً" - Translation from Arabic to Turkish

    • sahtekar
        
    • dolandırıcı
        
    • sahtekâr
        
    • üçkağıtçı
        
    • sahtekarın
        
    • sahtekarlık
        
    • düzenbaz
        
    • Dolanrıcı
        
    • hırsızına
        
    • sahtekarı
        
    • sahtekârsa
        
    • sahtekardı
        
    • üçkağıtçıyı
        
    • dolandırıcıydı
        
    Düşündüğümüz gibi biri olmayabilir ama o bir sahtekar değil. Open Subtitles قد لا يكون كل شيء نعرفه عنه، لكنه ليس محتالاً.
    sahtekar olabilir doktor veya aradığımız Rosetta taşı olabilir. Open Subtitles قد يكون محتالاً وقد يكون حجر الرشيد الذي نبحث عنه
    Bir dolandırıcı olmadığıma sevineceğini zannetmiştim. Open Subtitles أعتقدت بأنك ستكونين مسرورة لمعرفة أننى لست محتالاً
    Randall, sahtekâr olarak gördüğü biriyle evlenmesi üzerine, onunla tartışmıştı. Open Subtitles راندال" تشاجر معها بعد أن" تزوجت رجلاً اعتبره محتالاً
    Eğer bir üçkağıtçı olarak kalsaydın, sence benim yaşıma kadar yaşayabilir miydin? Open Subtitles ..إذا بقيت محتالاً هل تعتقد بأنّك ستعيش حتى تصل لعمري ؟
    Aile fotoğraflarını araştırıp, Bay Orwell'in sahtekar olduğunu kanıtlamaya çalıştığını anladığımda da.. Open Subtitles و حينها أدركت بأنه كان يبحث عن صورة للعائلة لكي يثبت أن السيد أوريل محتالاً و حينعا علمت
    Kötü haber, Nijerya prensi sahtekar olabilir. Open Subtitles أخبار سيئة.. الأمير النيجيري ربما يكون محتالاً
    Bir diğer sahtekar ruhçunun foyasını ortaya çıkarmak için buradayım, ve düşündüm ki bir çikolatalı puding için uğrayacağımı şimdiden bildireyim. Open Subtitles أنا هنا لأفضحُ محتالاً مناجية للأرواح، وخطرت ببالي أن آتي إليك وأتناول الحلوى
    Emin değilim o ölü bir varis ya da ölü bir sahtekar. Open Subtitles حسنٌ، لست متأكد . إن كان الميّت هو الوريث، أو أنّه محتالاً فحسب
    ve sen onun bir sahtekar olduğunu bilmene rağmen kardeşin olarak teşhis ettin. Open Subtitles ، و أنتي تعرفتي عليه بأنّه أخيكِ . على الرغم من أنّكِ تعرفين أنّه محتالاً
    Ben dolandırıcı değilim. Herkese sorun. Bana kefil olacaklardır. Open Subtitles انا لست محتالاً قم بسؤال اى احد عنى , وسوف يقمون بضمانتى
    Bir sihirbaz olmak, dolandırıcı olmaktan bir sonra en iyi şeydir. Open Subtitles كما تعلمين, كونك ساحر انه الشيء الافضل بعد كونك محتالاً
    Her zaman bir babadan daha iyi bir dolandırıcı olmuşumdur. Open Subtitles أنـا لطالمـا كنـت محتالاً أكثر مـن أب لها
    Bugün gördüğümüz adam da Pewterschmidt Endüstri'nin hisse bedelini yüksek tutmak ve insanların gerçeği bilmesini önlemek için yerine getirilen bir sahtekâr. Open Subtitles كان محتالاً أتي به لتبقى سعر أسهم صناعات "بيترشميدت" مرتفعة ولإبقاء الناس لعدم معرفة الحقيقية
    Kimse onun bir sahtekâr olduğunu anlayamazdı. Open Subtitles . لا أحد سيعلم انه كان محتالاً
    Yani diyorsun ki 1890'larda, üçkağıtçı herifin teki farkında olmadan üçlü sarmalı icat etti. Open Subtitles هل تعني أن مقدم عروض محتالاً من تسعينيات القرن التاسع عشر ابتكر الشيفرة الوراثية الثلاثية بغير قصد؟
    Eğer sahtekarın tekiyse, beraber daha kolay yüzleşiriz. Open Subtitles إن كان محتالاً كما قلتِ سيكون من الأفضل أن نواجهه معاً
    Hayır, Rachel, bu sahtekarlık yaptığım zamanki durumla aynı değil. Open Subtitles ‫لا، (رايتشيل)، ليس نفس الأمر عندما ‫كُنت محتالاً.
    Daha dikkatsiz davranırlar. Ama ben düzenbaz değilim. Open Subtitles , الناس يلعبون بشكل حذر . لكن لست محتالاً
    Bence sen kibar bir adamsın. Dolanrıcı olsan bile. Open Subtitles أخالك رجل محترم حتى لو كنت محتالاً.
    Emin misiniz? Yumurta hırsızına mı benziyorum ben? Open Subtitles هل أبدو محتالاً في نظرك؟
    Bilerek bir sahtekarı işe aldığını öğrenince izin verirler. Open Subtitles سيفعل ذلك بمجرد أن يعلم أنكم وظفتم محتالاً عمداً
    Adam sahtekârsa, kansere yakalanmamış demektir. Open Subtitles إذا كان هذا محتالاً إذا هذا الشخص الذي نتبعه لم يصب بالسرطان قط
    Jod, o adam bir sahtekardı, tamam mı? Open Subtitles (جود)، هذا الرجل كان محتالاً وهذا كل شيء، حسناً ؟
    Asıl sen kendine ne dersen de. Gidip bir üçkağıtçıyı işe alıp Louis'in eline kozu veren sensin. Open Subtitles أنتَ الذي وظفت محتالاً ومنحَ ذلك (لويس)وسيلة ضغط.
    Galerinin sahibi olan adam... tam bir dolandırıcıydı. Open Subtitles ذلك كان معرضاً يجب أن تكون محتالاً شريفاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more