"محدودة" - Translation from Arabic to Turkish

    • sınırsız
        
    • sınırlı
        
    • sonsuz
        
    • az
        
    • kısıtlı
        
    • sınırlıdır
        
    • küçük
        
    • dar
        
    • kısıtlıydı
        
    • sayılı
        
    • sınırı
        
    • limitsiz
        
    • belli
        
    • düşük
        
    • sınırları
        
    Fakat bu hormonların üzerimizde sınırsız gücü olduğu anlamına gelmez. TED لكن هذا لا يعني أن للهرمونات سلطة غير محدودة علينا.
    Fakat Daniel'ın ne olduğunu anlar anlamaz, sınırsız bir potansiyeli olduğunu gördüm. Open Subtitles لكن حالما انا ادركت بماكان دانيال انا رئيت بأن فعاليته كانت محدودة
    Bizim evrende uaşabileceğimiz alan sınırlı, hatta bir ufukla sınırlı. TED توجد منطقة محدودة في الفضاء نستطيع الوصول إليها، محاطة بأفق.
    Ben normal bir büyücüyüm, sonsuz gücüm olsun ve dünya bana tapsın istiyorum. Open Subtitles أنا ساحر بسيط, صاحب أمنية بسيطة قوة غير محدودة وإحترام العالم كله لي
    Büyük ticari merkezlere ulaşmak, gelişmekte olan ülkelerdeki az gelirli aileler için çok pahalı. TED هذا باهظ الثمن للأسر محدودة الدخل في الدول النامية للوصول لمراكز التجارة الكبرى.
    Aklıma geldi de, senin adlî bilim konusunda kısıtlı bilgin var. Open Subtitles يبدو لي أن لديك خبرة محدودة في مجال علم الطب الشرعي
    Ama düşündüğümüz şey, stresli durumlarda, ... ... bu hormonların damlaları sınırlıdır. Mesela, gıda kaynakları sınırlıdır. TED لكن ما نعتقده أنه تحت ظروف الضغوط مُستوى تلك الهرمونات ينخفض على سبيل المثال وجود موارد محدودة للغذاء
    Biliyorsun ki aynı anda her şeyi yapabilirim, ve sınırsız enerjiye sahibim. Open Subtitles تعلمين بأني قادرٌ على كل شيء وفي الوقت نفسه لدي طاقة محدودة
    Neye ihtiyacımız varsa hepsi burada var... sınırsız yiyecek, su... Open Subtitles لدينا كل مانحتاج هنا كمية غير محدودة من الطعام والماء
    Alacakaranlık bölgeyle ilgili hâlâ bu kadar bilinmezin olması yeni keşifler için neredeyse sınırsız fırsat sunuyor. TED مع وجود الكثير مما لازلنا نجهله عن منطقة الغسق، فهناك تقريبا فرص غير محدودة لاكتشافات جديدة.
    sınırsız yiyeceğe sahibiz ve gerçekten ucuz; harika, değil mi? TED لدينا كميات غير محدودة من الغذاء، وبأسعار بخسة، أليس هذا شيء عظيم؟
    Bu güç kaynaklarının sınırlı bir yaşama sahip olduklarının ilk kanıtıydı. Open Subtitles تلك كانت الإشارة الأولى أن المصادر الكهربائية لها فترة حياة محدودة
    sınırlı sayıda t-shirt, şapka, poster ve bir sürü şey yaptırdık. Open Subtitles وقمنا بصناعة قباعات بكميات محدودة و ملصقات وقمصان ، وكل شيء
    Bangladeş'te imalat hala çok ucuz, ve sendikaların gücü sınırlı. Open Subtitles صناعة بنجلاديش لا تزال رخيصة جدا، ولقد النقابات قوة محدودة.
    Ve böylece, tüm bunlar beni burada olduğum için heyecanlandırıyor, çünkü hayat sonsuz. TED وهكذا، فإن هذا الأمر كله قد قدر لي أن أكون مسرورا لوجودي هنا، لأن الحياة محدودة.
    İyi bir insansan ve inançlıysan Tanrı sana sağlık, zenginlik ve sonsuz mutluluk verir. TED إذا كنت صالحاً ومؤمناً، سوف يمنحك الله صحة وثروة وسعادة غير محدودة.
    Mumyalar büyük bilgi kaynağıdır,... coğrafi olarak çok az... ve geçmişte sınırlı sayıda olduklarını saymazsak. TED ،تشكل المومياءات مصدرا كبيرا للمعلومات إلا أنها محدودة جغرافيا .ومحدودة في الزمان كذلك
    Yaşlandıkça basamaklar kısalır ve adımlar genişler. Ve daha az keşif yaptığınız için daha yavaş tempoda ilerlersiniz. TED عندما يتقدم بك العمر، يصبح السلم أقصر ودرجات السلم أعرض وتبدأ بالتحرك بوتيرة أبطأ لأنك تقوم باكتشافات محدودة
    En sonunda, sağlık hizmeti sektöründe, hastanın sağlığını iyileştirmeyi hedefliyoruz ve bunu da uygun, kısıtlı bir bütçede yapmalıyız. TED في النهاية، في نظام الرعاية الصحية، نحن نهدف لتحسين الصحة للمرضى، ونحتاج عمل ذلك بتكلفة محدودة أو تكلفة بأسعار معقولة.
    Sinek ve solucan gibi bazı küçük hayvanlar, kendi hücre bölünmelerinin çalışma şekliyle sınırlıdır. TED بعض الحيوانات الصغيرة مثل الديدان والذباب هي أيضًا محدودة بميكانيكا انقسام الخلايا.
    Bu, çok dar bir fırsat penceresi ve ihtimaller avcıların aleyhinde. Open Subtitles أنها فرصة سانحة محدودة و أنّ فرص النجاح قليلة ضد الصيادين.
    Üniversite eğitimi almamış bir adam olarak seçeneklerim kısıtlıydı. Open Subtitles و لشخص بدون تعليم جامعي خياراتي كانت محدودة
    Yerinde olsaydım günlerim sayılı kalsaydı onun yüzünü daha sık görmek isterdim. Open Subtitles لو كنت في محلكِ لو كنت أعلم أن أيامي محدودة .لكنت رغبت في رؤية وجه ذلك الشخص كثيراً
    Henüz yeteneklerin yok, ama gerçek şu ki güçlerinin sınırı olmayabilir. Sana kan gerekiyor. Open Subtitles .بإمكان قواك أن تكون لا محدودة أنت بحاجة للدماء
    Bu yüzden limitsiz depolayabilme, limitsiz bant genişliği -herzaman için- şansını bir kütüphaneye ait olan bir şeyi paylaşmak isteyen herkese ücretsiz olarak verdik. TED لذلك فنحن وفرنا مساحات تخزين غير محدودة, مدى حزمة غير محدود للابد مجاناً لأي شخص لديه شيئاً ليشاركه في المكتبة
    Birincisi, daha az insan, büyüklüğü belli bir toprakta çok daha az paraya emlak yatırımı yapabilecekler. TED أولاً، سكان قليلون، في قطعة أرض محدودة يجعل إستثمراهم في العقارات رهن سيئ
    Yani bir çeşit... Archangel Ağı ikinci bir düşük seviye sinyaline sahip. Open Subtitles حسناً، نوعاً ما، والآن شبكة كبير الملائكة لديها إشارة محدودة هي الأخرى
    sınırları bu kadar çizilmiş olan bir ilişki zamanla benim "tam macera" tanımıma uymuştu. Open Subtitles علاقة غراميّة محدودة بوضوح بالوقت والمساحة، وافقت تعريفي الخاصّ للمغامرة التامّة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more