"محدوده" - Translation from Arabic to Turkish

    • sınırlı
        
    • kısıtlı
        
    • sınırlıdır
        
    • sınırsız
        
    • kısıtlıdır
        
    • sınırlıydı
        
    • sonsuz
        
    Savaş sınırlı bir bölgede cereyan edecek, kimbilir belki de bir mucize yaşanacaktı. Open Subtitles الفكره كانت تعنى له أن الحرب مازالت محدوده ...و ربما تحدث معجزة ما
    Bazen bütçe kesintileri yüzünden, kütüphane saatleri sınırlı oluyor. Open Subtitles أحياناً المكتبه لديها ساعات محدوده بسبب قوانين ميزانية الدوله
    Maalesef, Eskiler fizyolojisi ile ilgili bilgilerimiz kısıtlı. Open Subtitles لسوء الحظ، معرفتنا بعِلْم وظائف الأعضاءِ القديمِ محدوده جداً
    kısıtlı imkanı olan bir kadından evlat edindim çocuğu. Open Subtitles لدي طفل من اعراق مختلفه تبنيته من امرأة مع خيارات محدوده
    Özür dilerim, benim yanıtlarım sınırlıdır. Doğru soruları sormalısın. Open Subtitles اسف، استجاباتي محدوده يجب أن تسأل أسئله مباشره
    Ayrıca her yeni girişimdeki gibi üniversite de sınırsız fırsatların anahtarını elinde tutar. Open Subtitles ومثل أي مغامرة جديدة بداية الجامعة تحمل الوعد لفرص غير محدوده
    Menümüz biraz kısıtlıdır, ama size bir şeyler ayarlarız. Open Subtitles القائمه محدوده ولكن سوف نجد لك اى شئ
    Heathcliff Bay Earnshaw'un en sevdiği evladı da olsa, koruma gücü, yaşlı adamın ömrüyle sınırlıydı. Open Subtitles ومع ذلك أصبح هيثكلف أحد أبناء السيد إيرنشاو المفضلين حمايته له كانت محدوده بالنسبة لحياه رجل مسن مشرف على الموت
    Ben sana sınırlı miktarda teşekkür kartımızın olduğunu söylemiştim. Open Subtitles لقد أخبرتك ان لدينا كميه محدوده من البطاقات الجميلة التي ستنفذ
    Gözlemleme uydusu görüntüleri yerleşkeye, sınırlı ulaşım noktaları olduğunu gösteriyor. Open Subtitles صور الأقمار الصناعيه تٌظهر أن المعسكر لديه مداخل محدوده
    Ziyaretçi kısıtlaması var. Aileye sınırlı görüşme. Open Subtitles حصروا الزائرين العائله فقط وعلى أسس محدوده
    Oğlum, burada sınırlı kaynaklarla mükemmel şeyler başarmaktan gurur duyduğunu biliyorum. Open Subtitles بني , اعلم انك فخور جدا بكل ما حققته هنا بوسائل محدوده
    orta dereceli hava saldırıları kapasiteleri aşırı dercede sınırlı olacak nüfustaki ve altyapıdaki düşüşe bağlı olarak. Open Subtitles قدرات الضربة الثانوية ستكون محدوده بشدة... ...بسبب زيادة البنية التحتية والسكان
    kısıtlı seçeneklerimizi göz önüne alırsak,..., ...elçiyi güvende tutmak için en uygun yol bu olabilir. Open Subtitles وقد أعطونا خيارات محدوده هذه ستكون أكثر طريقة فعاله لابقاء السفير بأمان
    kısıtlı bir bakış açısını yansıtan ön yargılar, tek veri seti ile sınırlanmış-- insan ön yargılarını yansıtabilen ön yargılar verilerde de bulunur, ön yargı ve basma kalıp düşünceler gibi. TED التحيزات التي تعكس وجهه نظر محدودة، محدوده في بيانات من نوع واحد التحيزات التي يمكن أن تعكس التحيز البشري الموجود في البيانات، مثل التحامل و الصورة النمطية.
    1942'nin sonlarına doğru kısıtlı bir saldırı yapacaktı. Open Subtitles عمليه هجوميه محدوده فى نهاية عام 1942
    kısıtlı hareketi olan bir birey yine de bireydir. Open Subtitles شخص بتحركات محدوده لا يزال شخص
    Gerçek dünyada seçeneklerimiz sınırlıdır ama burada şans bizden yana. Open Subtitles فى العالم الحقيقى الإمكانيات محدوده ولكن هنا كل شىء متاح لنا
    Ne yazık ki, açıları bilinen nedenlerle sınırlıdır . Open Subtitles لسوء الحظ ,زوايا التصوير محدوده لاسباب واضحه
    Benim böyle konulardaki tecrübelerim sınırlıdır. Open Subtitles خبرتى بتلك الأشياء محدوده
    Platin Plân'da ise sınırsız ağ üzerinden konuşma hakkı var. Open Subtitles لديها شبكه غير محدوده الي شبكه تجميع الاتصال
    Ve manevra alanı kısıtlıdır. Open Subtitles ومجال المناورة محدوده.
    O geceki davetli listesi sınırlıydı. Open Subtitles وقائمة الضيوف في تلك الليلة كانت محدوده.
    Ve sonsuz boşluk da orgazm sırasında önüne açılan... sonsuz olasılıkları temsil ediyor olmalı. Open Subtitles ومكان لانهائي قد تمثل الامكانيات اللا محدوده التي تتفتح لك عندما تصل للذروة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more