"محدود من" - Translation from Arabic to Turkish

    • sınırlı
        
    • sınırsız
        
    • kısıtlı bir
        
    Bu işlem her sınırlı sayıda yeni müşteri için tekrarlanabilir. TED يمكن أن تتكرر هذه العملية لأي عدد محدود من الزبائن الجدد.
    Tatlı su kaynaklarımız sınırlı. TED والأرض لديها مخزون محدود من المياه العذبة
    İşte sınırlı sayıda gösteri yapacak olmamızın sebebi bu. Ölüyor mu? Open Subtitles لهذا يمكننا تنظيم عدد محدود من العروض فحسب.
    Duygularımız ve hislerimiz adeta sınırsız bir çeşitlilik içinde, üstüne üstlük hepimiz birbirimizden farklıyız. TED نحن نملك ما يقارب مدىً غير محدود من المشاعر، وعلاوة على ذلك، نحن كلّنا مختلفون.
    Diyeceğim o ki, burada keşfedebileceğimiz sınırsız sayıda dünya olacak. TED فالحقيقة سيكون لدينا عدد غير محدود من العوالم يمكن أن تكتشف هنا، الان سنذهب إلى المستقبل،
    Belirli bir sürede, sadece kısıtlı bir miktar zihin kontrol edebilirim. Open Subtitles هناك عدد محدود من العقول التي يمكنني التحكم بها في وقت معين
    Bütün ejderhaların kısıtlı bir atışı vardır. Open Subtitles لكل تنين عدد محدود من الطلقات
    Ve yerler sınırlı olduğu için sizi de yazdırdım. Open Subtitles كان عدد محدود من المقاعد، حتى وقعت يا رفاق ما يصل.
    Demek istediğim: Burası sınırlı sayıda kadının yaşadığı küçük bir kasaba. Open Subtitles أعني هذه مدينة صغيرة مع عدد محدود من الفتيــات
    Yani sadece sınırlı sayıda insanı kopyalayabilirler. Open Subtitles إذن من قام بفعل هذا لديه عدد محدود من الأشخاص
    sınırlı sözcük dağarcığım ve yöntemlerini anlamada temel bilgilerim var, ancak bu iş yine de tek başıma halledebilmem için çok ağırlaştı. Open Subtitles أعرف عدد محدود من مفردات لغتهم والتعامل مع طبيعتهم البدائية ولكن سيكون هذا بعيد عن متناول يدي لوحدي
    Kontrolümüzde sınırlı sayıda F18 avcı uçağı var. Open Subtitles لدينا عدد محدود من طائرات إف 18 الاعتراضية.
    Ortalama bir erkek beyni, sadece sınırlı sayıda göğüs görüntüsünü ya da sutyeni depolayabilir. Open Subtitles عقل الذكر العادى يستطيع فقط حفظ عدد محدود من صور النهود
    O halde hafta sonuna kadar kendine gelsen iyi olur ne de olsa uzun bir yolculuğumuz ve sınırlı sayıda molamız olacak. Open Subtitles يحب أن تتحضر لعطلة نهاية هذا الإسبوع لأن أمامنا رحله طويله وعدد محدود من الحمامات
    Çünkü bir erkek sınırsız sayıda kadın alabiliyordu. Open Subtitles لأن الرجل كان يستطيع الزواج بعدد غير محدود من النساء
    Su içildikten sonra, hiç kuşkusuz deliğin onarılması gerekmektedir ama ayaklarınız neredeyse sınırsız ipekle doluyken, onarmak işten bile değil. Open Subtitles بالطبع يجب أن يتم إصلاح الثقب بعد الشرب، لكن هذا سهل جداً عندما يكون لديك مخزون غير محدود من الحرير بسيقانك.
    ve hey size sınırsız içecek almak için bilet. Open Subtitles وبشرائكم التذكرة تحصلون على قدر غير محدود من المشروبات المجانية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more