-Onlarla arkadaş olmak zorunda kalacak olan insanlar için üzücü değil. | Open Subtitles | حسناً هذا ليس محزناً بالنسبة للأشخاص الذين يريدون مصادقتهم |
Ama üzücü olabildiğini gördüm. Eskiden üzücü gelmezdi. | Open Subtitles | ولكن اتضح بأنه حقاً محزناً لم يعتاد أن يكون كذلك |
Evet, aslında, bana oldu. Lt çok üzücü oldu. Tamam, sonraki soru. | Open Subtitles | أجل في الواقع حدث لي لقد كان محزناً جداً ، حسناً السؤال التالي |
Ve bence, bunlardan yoksun bir dünyayı düşünmek, çok üzücü. | Open Subtitles | أعتقد أن عالماً دون ذلك سيكون محزناً فعلاً |
Bir gün hayatını yaşamayı unuttuğunu fark edersen bu çok üzücü olur. | Open Subtitles | وسيكون محزناً إن أدركتِ يوماً ما أنّكِ نسيتِ أن تعيشي حياتكِ |
Sefahat içinde ölsek, yine üzücü olurdu. | Open Subtitles | نحن يمكن أن نموت في عربدة, وسيظل الوضع محزناً |
Senin de ayni seyi yaptigini görmek cidden üzücü olurdu. | Open Subtitles | وسيكون محزناً جداً رؤيتكِ تفعلين نفس الشيء |
Bence güzelsin, hayattasın ve kendini öldürseydin sadece üzücü değil, trajik olurdu. | Open Subtitles | أعتقد أنك جميلة و مفعمة بالحيوية وإن قتلت نفسك فلن يكون الأمر محزناً فحسب بل ستكون مأساة |
Bu öykünün oldukça üzücü olmasının nedeni çocukların HIV'li olduklarını öğrenir öğrenmez, bu arada unutmayın çocukları doktora da götüren onlar, anne-babalarının onları sokağa atması. | TED | وما كان محزناً للغاية في هذه القصة تحديداً كان أنه بمجرد أن علم ذويهم بالأمر، ولا تنسوا، أن والديهم أخذوهم الى الطبيب، قام والديهم برميهم في الشارع. |
Bence üzücü bir durum. Hiç büyüyemeyen bir çocuk gibi. | Open Subtitles | يبدو ذلك محزناً بالنسبة لى كطفل لم ينضج |
İlk seferlerde atlatıyorsun, çok üzücü. | Open Subtitles | الأمر يكون محزناً في المرات الأولى. |
İlk seferlerde atlatıyorsun, çok üzücü. | Open Subtitles | الأمر يكون محزناً في المرات الأولى. |
Çok üzücü bir şey olması gerekmiyor. | Open Subtitles | لا ينبغي أن يكون الأمر محزناً للغاية |
Doğru olsaydı çok üzücü olurdu. | Open Subtitles | سيكون أمراً محزناً إذا لم يأتوا |
- Hayır üzücü değil. Çok değerli bir yetenek. | Open Subtitles | ذلك ليس محزناً, إنها مهارة ذات فائدة كبيرة, لذا... |
Ve içine, çok güzel bir açıklama yazmıştı, o zaman buna pek önem vermemiştim çünkü küpeler yüzünden çok sinirlenmiştim, ve sonra çok üzücü bir hale dönüştü çünkü o bana verdiği son hediyeydi. | Open Subtitles | وكتب في داخلها ملحوظة جميلة لم أكن أهتم بها حينها وعندما رأى حزني على القرطين الشي الذي كان محزناً لأنها كانت آخر هدية أهداها لي |
Bunun korkutucu üzücü falan olacağını sanıyordum ama değildi. | Open Subtitles | وقد... قد ظننتُ أنّ هذا سيكونُ مرعباً أو... أو محزناً أو شيئاً كهذا، ولكنّه لم يكن كذلك |
Anne-babaların bu kadar bölünmüş olmalarının üzücü olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أظن أنه محزناً جداً حينما يفترق الأزواج |
Ben trajik bulurum, birinin mükemmelliğinin anlaşılmamasını. | Open Subtitles | إنني لأجده أمراً محزناً ألا يحظى شخص ما بالتقدير على كماله. |
- Çok acıklıydı. Clara Bow'un başına gelenler ne kadar kötü. | Open Subtitles | -كان هذا محزناً ، كان هذا شاقاً على " كلارا بو " |